ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artırımına gitmemesi, ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerinden gelen iyi haberlerle, gelişmekte olan ve hızlı büyüyen ülkelerin paraları Dolar ve Euro’ya karşı değer kazanmaya başladı.
Dünya genelinde ülkemizin lehine bu kadar olumlu gelişmeler yaşanırken, dolar karşısında değer kazanması gereken TL, siyasi belirsizlikten dolayı değer kaybetmeye devam ediyor.
Seçim öncesindeki haftayı 5.55 ile kapatan dolar seçim sonrasındaki ilk işlem gününde 5.48’e kadar geriledi. Ancak İstanbul’da seçim belirsizliğinin 15 gündür sonuçlanamamasından dolayı 5.80’li seviyelere çıktı.
***
Seçimden sonra ekonomik toparlanma ve yapısal reform için 4,5 yıllık seçimsiz bir dönemin avantajından söz ederken, 15 gündür hala tek gündemimiz seçim.
Seçim sonuçları ile ilgili polemiklere dahil olmak istemiyorum ancak YSK ve siyasiler İstanbul’daki seçim belirsizliğini bir an önce çözmeliler.
Enflasyon oranlarının yüzde 20’lere dayandığı, işsizlik oranının 14,7 ile son 10 yılın zirvesine ulaşması gibi çok ciddi sorunlarımız varken biz 15 gün geçmesine rağmen hala seçimin sonucunu açıklayamıyoruz.
***
İş dünyası Seçim belirsizliği ve siyasi kavgalara karşı çok hassas. İş dünyası kavga istemiyor. Hem iç hem de dış yatırımcılar siyasi gerginliğin olduğu durumlarda yatırım yapmaktan çekiniyor.
***
Seçim belirsizliğinden en fazla zarar gören sektör yine inşaat oldu.
İstanbul’daki seçim belirsizliği kurdaki hareketlerin artmasına neden oldu. Kurdaki hareketlilik ile 7 özel banka faiz oranlarında artışa gitti. 1,80’e kadar gerileyen faiz ortalaması 1,90’a çıktı.
Eğer kurdaki hareketlenme devam ederse bu oran daha da yükselecek.
Faiz oranlarını 1,28’e kadar düşüren kamu bankaları henüz bir faiz artırımına gitmedi. Ancak kurun faiz oranları üzerindeki baskısı artıyor.
Vakıfbank’ın geçtiğimiz hafta ihtiyaç kredisi faizlerini artırması, konut kredi faizlerine artacığının sinyalini verse de, Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programında 28 milyar liralık devlet iç borçlanma senetlerinin kamu bankalarına vereceklerini açıklaması 1,28’li faiz oranlarının bir süre daha devam ettirileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Tabi ki borçlanma senedi veya gayrimenkul fonu sektörü kurtaracak adımlar olmamakla beraber sürdürülebilir de değildir.
Faizlerin düşmesi ve ekonominin sürdürülebilir hale gelmesi için bir an önce siyasi belirsizlikleri sona erdirip ekonomiye yoğunlaşmak zorundayız.