İnşaat sektöründe son aylarda artarak büyüyen kalifiyeli usta ve kalfa sorunu, içinden çıkılmaz bir hal aldı. Sektördeki birçok markalı konut bir yandan şantiyelerinde çalışacak kalifiyeli işçi bulmakta zorluk çekerken, diğer yandan artan inşaat malzeme fiyatlarıyla boğuşuyor. Malzeme ve işçi maliyetlerini konut fiyatlarına kısmi olarak yansıtma gayretindeki konut üreticileri, bu sorunun yılsonunda çözümleneceği umuyor. Sektör oyuncularının bir diğer yılsonu beklentisi ise mevcut maliyet artışlarının, fiyatlara olduğu gibi yansıyacağı yönünde. Diğer bir ifadeyle yılsonu konut fiyatları, en az yüzde 20-25 civarında artış gösterecek.
Son 6 ay içinde enflasyon oranın üzerinde yaşanan artışların konut fiyatlarına tam olarak yansımadığının altını çizen Umut Durbakayım, akaryakıt, malzeme, işçilik gibi sektördeki konut üretimine direkt etki eden giderlerin yılın son çeyreğinde devreye gireceğini ve konut fiyatlarında ani bir sıçramaya neden olabileceğini söyledi.
İşçi yevmiyesi, % 200’den fazla arttı
Ekonomideki yeniden yapılanma sürecinde yaşanacak enflasyon artışının her kesim tarafından benimsendiğinin altını çizen Umut Durbakayım, ancak bu durumun fırsata çevrilmesine de engel olunması gerektiğinin altını çizdi.
Son bir yılda gerçekleşen işçi yevmiyelerindeki artışın kabul edilebilir seviyenin çok üzerinde olduğuna vurgu yapan Umut Durbakayım,
“İşçi yevmiyelerindeki artış oranı, TÜFE rakamlarının 4 kat, ENAG rakamlarının ise 2 kat üzerinde gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle son 12 aylık enflasyon, TÜFE’ye göre yüzde 54,32 ENAG’a göre ise yüzde 22.88 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, sektördeki işçilik kalemleri ise yüzde 200’ün üzerinde artış gösterdi” dedi.
Benzer artış oranın akaryakıt ve inşaat malzemelerinin bir kısmında da yaşandığını belirten Durbakayım, “Malzeme fiyatlarını global piyasalardaki dengelere göre az çok tahmin edebiliyoruz ve buna göre malzeme tedarikini üç aşağı beş yukarı yapabiliyoruz. Ancak işçilikte böyle bir öngörü maalesef olamıyor. Arz talep dengesindeki keskin bozulma nedeniyle, günlük yevmiyeler her gün farklılık gösterebiliyor” şeklinde açıklamasını sürdürdü.
Palyatif çözümler yerine kalıcı çözümler
“Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve güçlü bir yapıda olması için satın alma gücü, istihdam, üretim gibi makroekonomik verilerin pozitif olması gerekir” şeklinde konuşan Umut Durbakayım söz konusu işçi sorununun çözüm arayışına yönelik yaklaşımı şöyle oldu;
“Şantiyelerimizdeki işçi sıkıntısını gidermek için ithal işgücü temini konuşuluyor. Teknik Yapı olarak, biz bu çözümün yerli ve millilik ruhuna zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu kapsamda yerli istihdamı baltalayacak ithal işgücü gibi palyatif çözümlerin, uzun vadede yarardan çok zarar getireceği ortadadır. İthal işgücünün önünü açmaktansa, mevcut istihdamı teşvik edecek adımların atılmasının ülkemiz için daha faydalı olacağını düşünüyorum. Sektördeki ustalık/kalfalık eğitimlerine ağırlık verilmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum”
‘Yılsonunda çözüleceğini umuyoruz’
Maliyetlerdeki belirsizliğin yılsonunda çözümleneceğine dair öngörüde bulunan Umut Durbakayım “inşaat malzemelerinde ve işçilikte ortaya çıkan arz talep dengesizliğinin geçici olduğunu düşünüyorum. Bilindiği gibi yılın başında yaşadığımız deprem nedeniyle yıkılan konutların yeniden inşası için oldukça hummalı ve hızlı bir çalışma var. Bu nedenle inşaat malzemelerinde ve kalifiyeli usta/kalfa konusunda ‘temin’ ve ‘fiyat’ sıkıntısı yaşanıyor. Ancak her iki konuda yaşanan sorunların geçici ve kısa vadeli olduğunun farkındayız. Deprem konutlarının tamamlanmasıyla birlikte sektördeki malzeme ve istihdam tekrar dengeye oturacaktır” şeklinde konuştu.
Konut fiyatları hakkında da öngörüsünü dile getiren Umut Durbakayım açıklamasını şu sözlerle tamamladı;
“Malzeme, enerji ve enflasyondaki artışlar göz önüne alındığında –konut üreticileri tarafından fiyatlara yüzde 15-20 daha az yansıtıldığı göz önüne alındığında-, markalı konut üreticilerine mevcut konut fiyatlarının çok uygun seviyelerde olduğu görülebilir. Ancak bu uygunluk ve fırsat döneminin çok uzun olmayacağını da söylemek isterim. Yeni projelerde ve yılın son çeyreğinde, konut üreticilerinin baskıladığı fiyatların finansal sürdürülebilirlik açısından serbest kalması kaçınılmaz olacaktır. Mevcut maliyet artışları, maalesef yılın son çeyreğinde devreye girecek ve konut fiyatlarını en az yüzde 20-25 civarında yukarı iteceğini öngörüyorum.”