Günlük koşturmaca içinde makro bir bakış açısı yakalamak kolay değil. Türkiye ekonomisinin ve toplumsal yapısının son 15 yılda nereden nereye geldiğine kısaca bakmak bize bu makro bakış açısını bir ölçüde kazandırabilir.
İnsanlar geçmişi ve belirli tarihsel dönemleri değerlendirirken, önce kendi hayatına ve çevresine bakar. Daha sonra o dönemi bir önceki dönemle karşılaştırır ve gelişmenin hızı ve kapsamı konusunda bir fikre ulaşır. Ekonomistler ve politikacılar dönemlerin başlıca ekonomik göstergelerini analiz ederek bir sonuca varmaya çalışır.
Toplu konut seferberliği
1980 yılında nüfusun yüzde 43.8'ini oluşturan 19.2 milyon kişi kentlerde yaşıyordu. Kentli nüfus 35 yıl içinde 36 milyon kişi artarak 2014'te 55 milyonu aştı. Kent merkezlerindeki en çok dört-beş katlı apartman blokları kentlere hücumu karşılamayınca, yeni konut projeleri zorunlu hale geldi. 1984 yılında çıkarılan Toplu Konut Yasası'nın sağladığı destekler ile konut inşaatı özellikle 1985'ten sonra hızlandı. 1980'de iskân izni alınan daire sayısı 139 bin 207 idi. Bu sayı ekonominin canlanma ve durgunluk dönemlerine göre azalıp, arttı ve 90'lı yıllarda 200 bin ile 350 bin arasında değişti. İskân izni alınan daire sayısı 2009'dan sonra 400 binin üstüne çıktı ve 2013'te 729 bin ile rekor kırdı. Bugün yıllık bir milyon sınırını zorluyoruz. Dünyanın en büyük konut üreticilerinden biri olduk. Birçok ülkeye sistem ihraç ediyoruz.
Arsaların hızla değerlenmesi nedeniyle 1980'de 2.4 olan bina başına daire sayısı 2013'te 6.9'a kadar yükseldi, binalardaki katların sayısı da arttı. Son 15 yılda yüksek gelirli aileler, etrafı yüksek duvarlarla çevrilmiş sitelerde yaşamayı tercih etti. Geniş aile tipinden, ortalama dört kişilik çekirdek aileye geçiş süresine rağmen evlerimize sığamaz olduk. Dairelerin ortalama genişliği 1980'deki 100 metrekareden her yıl biraz daha artarak 2013'te 144 metrekareye kadar yükseldi.
1980 ile 1995 arasında yapı kooperatifleri aracılığı ile konut edinme yöntemi yaygındı ama sonraki yıllarda bankaların konut kredileri tercih edildi.
70'li yıllarda başlayan dış müteahhitlik faaliyeti 1980-2015 döneminde de önemli bir döviz kaynağı oldu. Engineering News Record dergisinin dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhit listesinde 2012 yılında 42 Türk müteahhit vardı. Yapı malzemesi üreten sektörler ise dış ticaret fazlası vererek cari açığın azaltılmasına katkıda bulunuyordu.
Bir başarı öyküsü: Ulaştırma
Türkiye, son 15 yılda hızlanan altyapı yatırımları sayesinde ulaştırma ve lojistik altyapısını geliştirmede başarılı oldu. Dünya Bankası'nın Lojistik Performans Endeksi'nde (LPI: Logistics Performance lndex) Türkiye'nin notu 3.5 ile diğer gelişen ülkelerin çoğunun üstüne yükseldi. En iyi lojistik ağına sahip ülkenin notunun 5 olduğu üstede Türkiye yüksek notu sayesinde 30. sırada yer aldı. Dünya Bankası'nın 200'ü aşkın üyesinin yer aldığı sıralamada Türkiye son istatistiklerde altyapı konusunda 27., lojistik yetenek ve kalitesi açısından 22. ve izleme sistemlerinde 19. sıraya yükseldi. Ulaştırma politikalarındaki önceliklerin iyi belirlenmesi, yatırımların belirlenmiş stratejiye göre hayata geçirilmesi, karayolları ve denizyollarında istikrarlı gelişmeyi sağladı. Türk Hava Yolları'nın hızlı büyümesi ise iyi yönetildiği takdirde bir kamu teşebbüsünün de ekonomik başarı elde edebileceğini kanıtladı.