Nüfusunun yüzde 71’lik kısmı fay hatları üzerinde olan ülkemizde kentsel dönüşüm sık sık gündeme geliyor. İstanbul'daki dayanıksız yapı stokunun son zamanlarda sık sık gündeme gelen kentsel dönüşüm çalışmalarıyla yenilenmesi, en önemli deprem hazırlıkları arasında yer alıyor. Fakat binaları yıkıp-yeniden inşa etme hareketi yeteri kadar hızlı yapılmıyor.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına devam eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1999'dan bugüne kadar gerçekleştirilen kentsel dönüşümle, Türkiye genelinde güvenli duruma getirilen binaların oranının yüzde 55 şeklinde olduğu bildirildi. Fay hatlarına yakınlığı sebebiyle deprem riski yüksek olan mega kent İstanbul’da da her 3 binadan birisinin hala depreme karşı dayanıksız olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynakları tarafından belirtiliyor.
Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarını sürdüren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, özellikle mega kent İstanbul’da herhangi bir stratejiye bağlı kalmadan dağınık olarak yapılan kentsel dönüşüm faaliyetlerini toparlamak ve hızlandırmak için 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile kentteki 39 ilçeden kentsel dönüşüm strateji belgelerini hazırlayarak gönderilmesini talep etti. Aradan geçen 2 senede 39 ilçeden yalnızca 9’u düğmeye bastı. Bunlardan 5 ilçe belediyesinin hazırlamış olduğu Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi, Bakanlık onayını aldı ve uygulamaya girdi. 30 ilçede de henüz bu konuyla ilgili olarak bir gelişme yaşanmadı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi onaylanan 3 ilçenin çalışmalarını yapan İmpo İmar’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüksek Şehir Plancısı Hüseyin Oflaz, mega kent İstanbul’un kentsel dönüşümün stratejisini çizmekte geciktiği uyarısını yaptı.
“Bağcılar, Beykoz ve Sancaktepe gibi ilçeler bu konuda ön saflarda yer aldı ama sorun tüm kenti ilgilendiriyor" şeklinde konuşan Hüseyin Oflaz, İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) tarafından yapılan değerlendirmeye göre, beklenen İstanbul depreminde son çeyreğe girildiğini ve 8 sene içerisinde büyük bir deprem olma olasılığının yüzde 64 olduğunu söyledi.
Kentsel dönüşümde kapsam ve tarif değişti
Hüseyin Oflaz konuyla ilgili şunları söyledi: “Kentin riskli ilan edilen 66 bölgesindeki toplam 116 bin 360 konut için ilk adım daha yeni atıldı. Riskli alanların 46'sı ilçe belediyelerinin sorumluluğunda. Rakamlar İstanbul’un deprem hazırlıkları ve riski konusunda daha fazla yoruma gerek bırakmıyor. Üstelik afet dediğiniz trajedi, sadece deprem kaynaklı değil. Sel ve taşkınlar, toprak kaymaları, fırtınalar, hortumlar, yangınlar da kentlerimizin karşılaşabileceği tehditler. Tehditler çeşitli olunca kentsel dönüşümün de artık kapsam ve tarifinin değişmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm yeni dünya düzeninde doğru bir kent planlamasının, doğanın korunmasının, sağlıklı nefes almak için yeşil kentler oluşturulmasının politikası anlamına geliyor. Konuya bu açıdan baktığımızda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşüm strateji belgesi adı altında işte tam da bu tariflemeyi yaptığını görüyoruz…”
Hüseyin Oflaz’ın verdiği bilgiye göre, kentsel dönüşümün stratejisini hazırlayan öncü ilçeler, mimarisinden finansmanına, yasal dayanağından çöküntü alanlarına kadar sorunlara getirecekleri çözümlerle; vatandaşların afet korkusuna karşı siper olacaklar. Yatay mimarili yeni kentler, engelsiz yaşamı öncelik yapan yaşam alanları, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını karşılayan sosyal donatılar, çevresel değerlerin ve tarihi, kültürel mirasın korunması, kentlerin sürdürülebilirliğini sağlayacak yeni çevreci politikalar yeni kentsel dönüşüm yaklaşımlarının ana hatlarını oluşturacak.
Yeni kentsel dönüşüm yaklaşımını hazırladıkları belgelerle tescilleyen Beykoz, Bağcılar ve Sancaktepe gibi ilçeler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından aldıkları onay dahilinde kentsel dönüşüm sorunlarını farklı bir yaklaşımla çözmek amacıyla düğmeye bastı. Hüseyin Oflaz konuyla ilgili olarak “Dünyanın yeniden yapılandığı bu değişim sürecinde artık ülkelerin değil, şehirleşmenin ön plana çıktığını, şehirleşmenin de ancak bu tür anayasalarla sağlıklı bir şekilde gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Üstelik bilim adamlarına göre büyük deprem felaketi hemen kapısında bekleyen İstanbul için bu konunun hayati önemde olduğunun bilinci ile harekete geçilmesini önemsiyoruz” şeklinde konuştu.