Ülkemiz 6 Şubat sabahına asrın felaketi şeklinde nitelendirilen büyük bir depremle uyandı. 11 şehirde 50 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi, milyonlarca insan evsiz ve yurtsuz kaldı. Deprem felaketinin ekonomik boyutunun da 300 milyon doların üzerinde olduğu belirtiliyor. Asrın felaketi şeklinde nitelendirilen Kahramanmaraş depremlerinin yaraları sarılmaya çalışılırken yaratacağı yıkımın boyutları tahmin bile edilemeyen bir felaket de yaklaşıyor. O da İstanbul depremi. Türkiye ekonomisinin bel kemiği yaşanacak depremin faturası yüzbinlerce can kaybının dışında Türkiye için bir “beka” sorunu olacak. Mega kent İstanbul’da 18 milyona yakın kişi yaşıyor. 2 milyonluk yapı stokunun 1.3 milyon tanesi riskli olarak belirtilirken, 230 bininin de acilen dönüştürülmesi gerekiyor.
İNSANLAR CAN RİSKİ TAŞIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşümden sorumlu iştiraki KİPTAŞ. Kentsel dönüşüm çalışmalarına geçen dönem başlayan KİPTAŞ, bu çalışmaları nasıl sürdürecek? Genel Müdür Ali Kurt yapacakları çalışmaları tek tek anlattı. Açıklamasına “Bu kentte kentsel dönüşüm artık bir seçenek değil zorunluluktur. İnsanlar can riski taşıyor” şeklinde başlıyor Ali Kurt. 2021 yılının Temmuz ayından bu yana 1.7 milyon kişinin 450 bin konut için başvuru yaptığını belirtiyor ve "Önümüzdeki 5 senede 50 bin konutu dönüştürmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullanıyor.
RANT HAREKETLİ DEĞİL
Yaptığı açıklamada şimdiden 26 bin konut için uzlaşma sağlandığını ve 100 bin insanı etkileyecek olan 900 şantiyede yıkımların başlayacağını dile getiren Ali Kurt, şunları söyledi: “Biz uzlaşma sağlanmış olan her yerde göreve hazırız. Bu bir imar hareketi olmayacak, vatandaşı hızlıca güvenli yapılara taşımak öncelikli hedeflerimiz arasında. Bu dönem siyasi engellemelerden kurtulduk. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden meclis çoğunluğu AKP’deyken İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elindeki boş gayrimenkullerin dönüşümü için verdiğimiz önergemiz reddedilmişti, borçlanma taleplerimizde engelleniyorduk. Tamamen yıkıcı bir anlayış mevcuttu. Bu değişecek diye düşünüyorum. Ekonomideki yanlış politikalar inşaat sektörünü de oldukça sarstı. Sektörde durgunluklar başladı. Fakat maliyet artışları devam ediyor.”
MALİYET ARTIŞI DURMALI
Kamu bankalarını göreve çağıran Kurt, “Bu vatandaşlara uzun dönemli sabit taksitli borçlanma imkanı sunmamız ve bu 25 bin TL'lik maliyetteki artışı da durdurmamız gerekli. Aksi halde sektör komple durur ve riskli yapılarla yaşamak zorunda kalırız. Vatandaşların alım gücü çok düştüğü ve inşaat maliyeti çok arttığı için de yurttaş borçlanma altında eziliyor. Burada kamu bankaları artık kaynaklarını vatandaşlar için kullanmalı. Geçen dönemde KİPTAŞ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin herhangi bir birimi kamu, bankalarından vatandaş lehine herhangi bir kredi kullanamadı. Biz kefil olduğumuz halde bizim kentsel dönüşümünü yapacağımız vatandaşa kredi vermiyor kamu bankaları, bu tamamen siyasi bir tercih. Yeni dönemde bunun değişmesi gerekiyor. Değişmesi için de elimizden geldiğince ses çıkaracağız. Bu bankalar fonlama tercihini doğru yapsın. Bu dönemde tek hedefim kamu bankaları. Yalnızca riskli yapılarda oturanlara kredi vermelidir. Bu mantıklı falan diyemeyiz. Buna mecburuz.
SAĞLAM EVDE OTURULMALI
Yaptığı açıklamalarda mevcut maliyet artışı ve alım gücü düşüşüyle ülkemizde sosyal konut yapmanın imkansız olduğunu da dile getiren KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, şunları söyledi: "Mega kent İstanbul'da konutu olmayanın konut sahibi olması çok zor. Bizim seçim vaadimizde uygun ödeme planlı konut üretme sözümüz var. Fakat buna sosyal konut denir mi denmez mi bilmiyorum. 25 bin TL'ye imal ettiğim konutu asgari ücretliye satamazsam buna sosyal konut diyemem. 100 metrekare bir konutun arsa ve finansman hariç maliyeti 2.5 milyon Türk Lirası. Eğer 120 ay taksitlendirsek 20 bin Türk Lirası ödemesi gerekiyor. Vatandaşın kredi çektiğini düşünsek şu anki banka kredileriyle 10.5 milyon Türk Lirası geri ödeme çıkıyor. 120 aya bölündüğü zaman aylık 87 bin 500 Türk Lirası taksit çıkıyor. Konutu üretmekle ilgili bir sıkıntı yok fakat bu üretmiş olduğumuz konutu asgari cüretli alamıyorsa bu sosyal konut değildir. Diğer bir taraftan herkesin ev sahibi olması gerekir mi bu da tartışılmalı. Bizim önceliğimiz konutu olmayana konut yapmak değil, riskli yapıda oturanları sağlam eve oturtmak olmalı. İnsanlar konut alsa bile eski konut alıyorlar. İlk hedef sağlam konut olmalı. Herkesin konutu olmak zorunda değil fakat barınmasını sağlamak zorundayız. İnsanlar evinde ama o konutun kirasını ödeyemiyor. Sosyal konut asgari ücretlinin alabileceği konut olmalı."
BOŞ YAPI STOKU KULLANILMALI
Kurt'un barınma krizine yönelik de önerisi var. Kamunun boş konutları kiralamasını işaret ediyor ve şöyle konuşuyor: "Mega kent İstanbul’da yaklaşık olarak 750 bin boş konut var. Buna karşın kiralık konut ilanlarının sayısı ise yalnızca 48 bin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı eski bakan Murat Kurum '650 bin konut 100 bin depo konut' yapacağını söylemişti. 100 bin depo konutun maliyeti 250 milyar Türk Lirası. Bunu 24 aya böldüğümüz zaman aylık 10 milyar 416 milyon Türk Lirası nakit para vermeniz lazım yükleniciye. Mega kent İstanbul’da ortalama kira 20 bin Türk Lirası. Bu parayla İstanbul’da ortalama 520 bin konut kiralarsınız. Bu kadar nakdiniz varsa gidin konut kiralayın niye yenisini inşa ediyorsunuz? İstanbul gibi büyük şehirlerin öncelikle sağlam boş yapı stokunu kullanması gerekli. Kamu ve yerel yönetim bu konutları almalı ve vatandaşlara kiralamalı. Bu boş mülklerin sahipleri de kamuya kiralamak isteyecek. Önce biz mega kent İstanbul'daki riskli yapıda oturanları sağlam konutlara taşıyalım ki sonra boşalmış olan alanlara yeni projeleri yaparak şehre nefes aldırmış ve zaman kazanmış oluruz."
KAYNAK: CUMHURİYET