İzmir'de kentsel dönüşüm ve şehir planlaması konusunda yapılması gereken çok şey olduğunu dile getiren Günday, “Kentsel dönüşüm konusunda bireysel uygulamaları saymazsak pek fazla mesafe kat edilemedi. Bu konuda geç kalınmasını aslında bir fırsata dönüştürebiliriz. Metropol kentlerin en büyük sıkıntısı olan otopark, çevre düzenlemesi, sosyal donatıların muhakkak yapılması ve Ege kültürüne uyacak binaların inşa edilmesi büyük önem taşıyor. Markalaşmanın temelini de zaten bu özellikler oluşturuyor.” dedi.
Kentsel dönüşümde ada bazlı düzenlemelerle hareket edilmesi gerektiğini hatırlatan Mustafa Günday sözlerine şöyle devam etti: “Japonya örneğine bakacak olursak; nüfus çok yoğun ve bir ada ülkesi olduğu için de arazi kısıtlı, üstelik deprem kuşağında yer alıyor. Tüm bu dezavantajlara rağmen Tokyo, yüksek katlı binaların belirli bölgelerde toplanması, şehir alt ve üst yapısının planlanmasıyla, dünyada şehir plancılığına bir numaralı örnek gösterilen kalite düzeyinde bir kent. İzmir de bu ve benzeri örnekler üzerinden yol alırsa, gelecekte yalnızca Türkiye'nin değil dünyanın sayılı marka kentlerinden biri haline gelebilir. Eğer gerekli adımlar atılmazsa kent maalesef bir beton yığınına dönüşebilir” dedi.
Aryom İnşaat olarak, kaliteli, nitelikli ve yaşanabilir Aryom Koru konut projesini yukarıda belirlediğimiz faktörleri de dikkate alarak projelendirdiklerini ve böylece çok farklı, standartların üstünde kalite hedefiyle hareket ederek yeni nesil evler ürettiklerini söyleyen Günday, bunu sağlamak için müşteri beklentilerini iyi analiz ettiklerini ve attıkları her adımda detaylı planlamalar yaptıklarını kaydetti.
KONUT ALIRKEN BİLİNÇLİ HAREKET EDİN!
İzmir'de konut alırken insanların metrekare ve fiyat konusunda sorular sorduklarını, aslında bu konuda
daha bilinçli ve seçici hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Mustafa Günday, “İnsanlar belki de bir ömür boyu biriktirdikleri para karşılığında satın alacakları evi çok iyi sorgulamalılar. Konut alacaklar için elbette metrekare ve fiyat önemli, fakat evin içinde kullanılan malzemelerin kalitesi, markası, insan sağlığına uygun ürünler olup olmadığı, evin faydalı kullanım alanlarının büyüklüğü öncelikle sorgulanmalı. Satın alınacak olan ev yeni nesil sosyal donatıları olan bir site ise, site yönetiminin profesyonel mi yoksa klasik yöntemler ile mi yönetileceği sorgulanmalı. Diğer sunulan sosyal donatılar neler? bunlar sorgulanmalı. Daha da önemlisi, binanın inşaat ve izolasyon kalitesi ile sağlamlığı. İnşaat kalitesi, kullanılan malzeme kalitesi ve zemin etüdü gibi konularda proje yönetiminden bilgi alınmalı. Binanın iskeletini oluşturan beton ve demirin (betonarme çeliği) seçimi bu noktada çok önemli. Çünkü son yıllarda ülkemizde yaşanan depremlerde yapıların zarar görmesine neden olan en büyük faktörlerden biri kullanılan betonun kalitesizliği ve metrekare başına kullanılan demirin kilogramı olmuştur.
Konut seçimine başlarken elinizde ne istediğinize dair somut veriler olması gerekir. Lokasyon konusunda tercihiniz, beton yığınları arasında, trafik karmaşası içinde, egzos dumanı ve hava kirliliği ile boğuşmak yerine, bol yeşil alanın ve huzurun bulunduğu siteler mi? Karar verirken, varsa çocuklarınızın gelecekteki eğitim durumlarını da düşünerek okullarına yakınlık, yapmaktan hoşlandığınız aktivitelere ve hobilerinize erişim imkanlarınız ve alışkanlıklarınız için sitenin uygun altyapısı olup olmadığını da mutlaka gözden geçirmelisiniz. Aidat konusu da önemli, mutlaka aylık konut masraflarını da sormak lazım. Ayrıca toplu taşıma, ulaşım ve otopark alanları da bir projenin önem verilmesi gereken özellikleri. Kendi aracınızın olması dışında mutlaka projeden kent merkezine ulaşım araçları olması, yeterli kapalı ve açık otopark alanı düzenlenmiş olması ve bu alanların konutunuza konumu da önem taşır. Aracınızı bıraktığınız yerden elinizde poşetlerle uzun mesafeler yürümek zorunda kalmayın. Projeleri değerlendirirken ya da kıyaslanırken güvenlik durumu da mutlaka dikkate alınmalı. Sadece çevresi kapatılmış bir alan güvenli demek değildir. Binaların çevresinde, otoparklarda ve yayaya açık diğer alanlarda yeterince ışıklandırma olup olmadığı, güvenlik kameraları bulunup bulunmadığı ve en önemlisi siteye giriş çıkışların kontrol edilip edilmediği günümüzde artık mutlaka sorgulanmalıdır. Konutun yasal durumu da çok önemli. Tapuda kısıtlayıcı herhangi bir tedbirin bulunmamasına, iskan izni ve yapı ruhsatının olmasına çok dikkat edilmeli. Alacağınız yer konut ruhsatlı mı yoksa ticari iş yeri ruhsatlı mı mutlaka öğrenilmeli. Çünkü iş yeri ruhsatlı ise satarken veya kiralarken ortaya çıkacak yasal prosedür farklı olduğu gibi aynı zamanda iş yeri ruhsatı dolayısıyla tapuyu alırken ödenecek olan yüzde 18 Kdv tutarı da ek bir yük olarak karşımıza çıkmaktadır. Projeye ait satış sözleşmesi de dikkatle okunmalı. Sözleşmede anlamadığınızı düşündüğünüz bir madde varsa mutlaka bir hukuk danışmanına başvurulmalı. Sözleşme eki olarak mutlaka teknik şartname, mahal tablosu, daire planı, kat föyü, site yönetim planı, otopark tahsis listesi, ortak giderlere katılım listesi kanunen sözleşmede bulunması gereken dokümanlardır. Bu dokümanlar satış sözleşmesi ekinde yer almıyorsa aksi bir durumda yasal konumda haklılığınızı ispatlayamayabilirsiniz.” diyerek konut alacaklara önemli ipuçları verdi.