İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'deki çalışmalarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Soyer, görevde olduğu 2 senedeki yaptığı çalışmalara ilişkin konuşurken, gelecekle ilgili planlarını ve hedeflerini de anlattı.
“Bundan 2 sene önce ‘eşit işe eşit ücret yapacağız’ diyerek geldik. Buna her gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Bunu başarıyor olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorum. Türkiye’nin bu koşullarında işçimizin emeğinin karşılığını maksimum düzeyde verebilmek için gayret ediyoruz. Aslında mevzuatımızda yanlış bir tespit, bir karışıklık var. Biz işveren olarak konumlanıyoruz. Ben kendimi işveren olarak hissetmiyorum, ben arkadaşlarımla beraber emek harcıyorum. Biz ticari bir kurum değiliz, kamu kurumuyuz. Yaptığımız sözleşmeye de kamu menfaati açısından bakıyoruz. Kendimizi asla taraf olarak görmüyoruz. Bu mevzuattaki işveren tanımlaması hiçbir zaman içime sinmedi” ifadelerini kullanan Soyer, trafik sorunu, tasarruf, kentte yapılan yatırımlar, kentsel dönüşüm ve deprem gibi birçok konuya ilişkin konuştu.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNCELİĞİMİZ’
Kentsel dönüşüme öncelik verdiklerine vurgu yapan Tunç Soyer, “Bizden önce Büyükşehir Belediyesi Tepecik’te binlerce tapuyu almış fakat bir türlü müteahhit girmediği için dönüşüm süreci tamamlanamamış. Bunun gibi birçok noktada Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlığı olmasına rağmen süreç başlamamış. Müteahhitler kah iyi kah kötü niyetle bir türlü ihaleye girmemiş. Bizim ilk yaptığımız işlerden biri belediye şirketini bu ihalelere sokmak oldu. Şirketimiz İZBETON’u ihaleye soktuk. Böyle olunca müteahhitler yaklaştı. Bizim yaptığımız şey, hem bu işi yapma konusundaki kararlığımızı gösterdi hem de ‘ben kazanıyorsam demek ki sende kazanırsın’ düşüncesini yerleştirdi. Ege Mahallesi’nde, Örnekköy’de ve birçok yerde dönüşüm çalışmalarımız var” açıklamasında bulundu.
‘EN ÖNEMLİSİ DİRENÇLİ KENT OLMAK’
İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen büyük depremin ardından yapılan çalışmalara da değinen Soyer, dirençli kent olmanın önemini vurguladı. Soyer, şöyle konuştu:
"Deprem için 200 milyon lira aktardığımız kaynakla hedefimiz; bir laboratuvar kurarak kentin yapı stoku envanterini çıkarmak. Aynı zamanda binaların depreme karşı güvenliğini test etmek. 33 bin 100 bağımsız birim için İnşaat Mühendisleri Odası ile protokol yaptık, çalışmalar başladı. Hedefimiz tüm İzmir’i deprem güvenlik karnesine kavuşturmak. Yaşanan afetler sürecinde kent için asli meselenin dirençli kent olmak gerektiğini gördük. Akıllı şehir, yeşil şehir olmak önemli ama hepsinden önemlisi dirençli kent olmak. Yani; afetlere, iklim değişikliğine karşı hazır ve korunaklı olmak, vatandaşın güven duygusuyla kentte yaşamasını sağlamak. Bu birinci önceliğimiz haline geldi. Stratejik planımızı da buna göre revize ediyoruz. Aslında Citttaslow Metropol ile dirençli kent yaratmanın kılavuzunu da elde etmiş olduk."
CUMHURBAŞKANINA ÇAĞRI
Kentsel dönüşüm amacıyla Dünya Bankası ile yaptıkları anlaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayını beklediklerinin altını çizen Soyer, “Kentsel dönüşüm en önemli önceliklerimizden. Bununla ilgili Dünya Bankası ile 250 milyon dolarlık kredi için görüşme yapmıştık, mutabık kalmıştık ancak o tarihlerde pandemi patladı ve kaldı. Fakat depremden sonra Dünya Bankası ile tekrar irtibat kaldık, müzakereye başladık. Yaklaşık 2 yıl sürecek bir müzakere süreci, olağanüstü yoğun bir çabayla ve iyi niyetle 3-4 ayda tamamlandı. Bu rakam 340 milyon dolara çıktı ve 5 yıl ödemesiz, 30 yıl vadeli bir finansman. Aynı zamanda çok düşük faizli bir kaynak. Cumhurbaşkanı’na bunu arz etmiştim, bunun onayını vermesi gerekiyor. Kendisi de ‘Baktıracağım’ demişti. Ancak üzerinden 2 ay geçmesine rağmen bir dönüş olmadı. Bu şehrin buna ihtiyacı var. Bu çok büyük bir para. Belki 10 bin konutun finansmanını sağlayacak bir kaynak. Aynı zamanda ülke ekonomisinin de canlanması demek. Bunu acil olarak talep ediyoruz” diye konuştu.