Kamu bankalarının uyguladığı süper avantajlı kredi döneminin suni konut alımlarına neden olduğunu ve bunun sonuncunda da İzmir’de konut fiyatlarının yüzde 30 civarında yükseltildiğini hatırlatan Gayrimenkul ekonomisi ve pazarlanması alanında faaliyet gösteren Gayrimenkul PR şirketi, konut satışlarının tüm süreçlerinde politika değişimine gidilmesinin artık kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı
Türkiye genelinde konut satış oranlarının giderek düştüğünü, İzmir’de ise bu oranın Türkiye geneline kıyasla yüzde 20 civarında daha düşük seviyelerde olduğu bilgisini paylaşan Gayrimenkul PR, ‘Önceleri; ilanı girip, brandayı asıp müşterinin aramasına göre satış aksiyonu alınıyordu. Depreminin yarattığı etki ve sel baskınları sonrası ortaya çıkan alt yapı yetersizlikleri İzmir’in cazibesi algısını tam tersi yönünde değiştirdi. Yapı stokunun yüzde 60’ının yönetmeliklere aykırı olduğu bir kentte kolaylıkla konut satılamayacağı gerçeğiyle herkes yüzleşmeli ve avantajlı kredi döneminde satılmış fiyatlar asla baz alınmamalı’ değerlendirmesinde bulundu
Fiyatlandırma ve pazarlama politikaları güncelleştirilmeli
İzmir’de arsa ve konut fiyatlarının hala çok yüksek olduğuna işaret eden Gayrimenkul PR, konut balonu krizi oluşmadan önce alınması gereken tedbirleri şöyle özetledi
İnşaat firmaları hükümetin yeni bir ‘avantajlı konut kredisi’ paketi çıkartabileceği ümidiyle fiyatlarında direniyorlar. Hükümet, iç piyasa dinamiklerini göz önüne alarak finansal yatırım araçlarını güçlendirici politikalarla Türk Lirasını planlı ve kontrollü bir şekilde değerlendirmeye kararlı. 1 yıl ödemesiz düşük faizli konut kredisinin yeniden gelebileceği beklenmemeli. Çünkü dönmeyen kredilerle kamu bankalarının krize girebileceği öne sürülüyor
Bu gerçekler ışığında İzmirli inşaat firmaları doğru finansal analizlerle fiyatları sadeleştirip, konutları erişilebilir hale getirmelidir. Pazarlama politikalarında da güncelleştirme yaparak kararlı müşteri kitlesi oluşturan değer artırıcı advertorial stratejileriyle fark yaratıp, karlı satışlar yapabilirler