Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyuna duyurduğu yalıtım kredisi projesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Mevcut binaların yalıtımı için ihtiyaç kredilerine kıyasla daha uzun vadeli ve düşük faizli yalıtım kredisini ülkemizdeki yalıtımlı konut sayısının artırılması bakımından çok önemli bir adım olarak görüyoruz. İZODER olarak uzun zamandır, ülkemize ve halkımıza daha düşük enerji faturası, daha temiz çevre olarak yansıyacak bu proje için her platformda elimizden gelen tüm desteği sunduk. Bakanlıklarımızın öncülüğünde bugün bu çabaların karşılık bulması bizler için büyük bir gurur. Bir sonraki adım doğru malzeme ile doğru uygulamaların yapılmasını sağlamak için gerekli teknik destek, denetim mekanizmaları ve bilirkişilik uygulamalarının hızla devreye alınması. Bu konulardaki deneyimlerimizi Bakanlıklara aktarıyoruz” dedi.
Değişen küresel dengeler ve yükselen fiyatlar nedeniyle enerjinin giderek kıymetlendiği, dünyamızın geleceği için kaynakların fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye dönüştüğü bir sürecin içinde olduğumuzu hatırlatan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Enerji fiyatlarının artması, evlerimizi kışın ısıtırken, yazın serinletirken daha yüksek faturalar ödememiz demek. Türkiye olarak enerji ihtiyacımız her geçen gün artıyor ve enerjinin kabaca yüzde 70’ini ithal ediyoruz. TÜİK ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan geçici dış ticaret istatistiklerine göre 2021 yılı Enerji İthalatı 50,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılı için sadece ocak – mart döneminde enerji ithalatı ise 25 milyar doları buldu bile. Ülke olarak enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için yalıtımla enerji talebi asgariye indirilmeli, kalan sınırlı miktardaki enerji ihtiyacının ise yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması hedeflenmelidir. Enerji tüketimimiz incelendiğinde; yüzde 32,7’lik pay ile konut ve hizmet sektörlerinden oluşan bina sektörünün en büyük paya sahip olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki binaları ısı yalıtımlı hale getirerek, ülkemizin toplam enerji tüketimini yaklaşık yüzde 15, hane halkının yakıt giderlerini yüzde 50 azaltmamız mümkün. Sadece binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (En az C sınıfı binalar) her yıl 9-10 milyar dolar tasarruf elde etme potansiyelimiz var.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi ülkemizdeki mevcut bina stokunun sadece yüzde 20’sinin ısı yalıtımı ile ilgili mevzuatlar kapsamında olduğuna dikkat çeken İZODER Başkanı Emrullah Eruslu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Geri kalan yüzde 80’lik mevcut bina stokumuzun yalıtımla enerji verimli hale getirilmesi için finansal destek mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini sürekli ifade ettik. Ülkemizde alınan yalıtım kredisini bu bakımdan memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kredi ile halkımız yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL'ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi kullanabilecek ve evlerini daha düşük faturalarla kışın ısıtabilecek ve yazın da serinletebilecek. Üstelik kredi taksitlerinin önemli bir kısmı doğalgaz ve elektrik faturalarında sağlanacak tasarrufla kendi kendini ödeyecek. Bugün İstanbul’daki ortalama bir apartmanda dış cephede ısı yalıtımı yapılmasının daire başına maliyeti 20.000 ila 25.000TL mertebelerinde. Vatandaşımızın 60 ay vadeyle ortalama 22.500 TL tutarında yalıtım kredisi kullanması durumunda aylık taksit yaklaşık 525 TL oluyor. Şu anki doğalgaz fiyatlarının önümüzdeki 5 yıl içerisinde hiç değişmediğini varsaysak dahi kredinin taksidinin yüzde 70’i yalıtımla üstelik sadece ısıtmadan sağlanan tasarrufla karşılanıyor. Önümüzdeki kış döneminde doğalgazın fiyatının artması bekleniyor. Doğalgazın fiyatının son 5 yılın ortalaması kadar artacağı varsayılırsa yalıtımla hane başına yıllık doğalgaz tasarrufunun bedeli 6.100TL mertebelerine ulaşıyor ve bir bakıma yalıtımla sağlanan tasarrufla vatandaşlarımız kredi taksitlerini ödemiş oluyor. Soğutma amaçlı tüketilen elektrik enerjisinden sağlanacak tasarrufu da eklediğimizde vatandaşlarımızın kredi taksitlerinin üstünde tasarrufları olacağı gözüküyor.”
Yalıtım kredisi ile herkes kazanacak
Yüzde 0,99 faizli, 60’a kadar uzun vadede finansman çözümünün sunulacağı yalıtım kredisi ile her yıl 300.000 hanenin (daire) yalıtılması durumunda 5 yıl sonunda toplam 4,8 milyar metreküp doğalgaz tasarruf edilmiş olacağına dikkat çeken Emrullah Eruslu, “Tasarruf edilen bu miktar 2020 yılında konutlarda tüketilen toplam enerjinin yüzde 15,5’ine karşılık geliyor ve parasal karşılığı 26,5 milyar TL’yi aşıyor. Yalıtım kredisi sadece vatandaşa değil devlete de kazandıracak. Hatırlanacağı gibi Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), doğal gazın ithal bir enerji kaynağı olup, yüzde 99’dan fazlası yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yurt dışı arz kaynaklarından temin edildiğini ve uluslararası enerji fiyatlarındaki fahiş artış nedeniyle 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 44,30, elektrik üretimi haricinde kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 50, konutlarda kullanılan doğal gazın satış fiyatında yüzde 35 oranında artış yapıldığını duyurmuştu. Ayrıca BOTAŞ bu artışa rağmen konutlarda kullanılan doğal gazın her bir metreküpüne Devletimiz tarafından yüzde 70 oranında destek verilmeye devam edileceğini belirtmişti. Bu yönüyle bakıldığında yalıtımla doğalgazdan sağlanan tasarrufla devletimiz de kazanacak.
Daha az enerji tüketimine bağlı olarak çevre de kazanacak. 5 yılın sonunda Sera gazı azaltımı 13,5 milyon ton CO2 mertebelerinde hesaplanıyor. Bu tasarruf; 124.000 adet ağaçtan oluşan 50.000 dönüm orman alanının 5 yıl boyunca yuttuğu CO2 miktarına eş değer. Yalıtım kredisiyle elde edilecek tüm kazanımlar üretim, uygulama, nakliye, satış, dağıtım vb. görevler yürüten yaklaşık yalıtım ekosistemindeki yaklaşık 50.000 kişi ile gerçekleştirilecek. Kullanılacak olan yalıtım malzemeleri, yalıtım camı üniteleri, yapıştırıcı, sıva, alçı levha gibi yardımcı malzemelerin tamamı Türkiye’de üretilmektedir. Bu kredi yerli sanayiye de hareket getirecek.” dedi.
Hepimize büyük görevler düşüyor
Emrullah Eruslu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Enerji ithalatına milyarlarca dolar aktarmamıza rağmen ne yazık ki ısınamıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 sonuçlarına göre, konutun izolasyonundan dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu. Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 34,3'ü konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 33,9'u sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemleri yaşadığını belirtiyor.”
Bu kredi kampanyasını arzu ettikleri seferberliğin ilk adımı olarak gördüklerini vurgulayan Emrullah Eruslu, “Halkımızın en yüksek verimi elde etmesi için bakanlıklarımıza, yaratılan kaynağı kullandıracak bankalarımıza ve bizim gibi bu işin uzmanı olan sektörel derneklere önemli görevler düşüyor. Doğru malzeme ile doğru uygulamaların yapılmasını sağlamak için gerekli teknik destek, denetim mekanizmaları ve bilirkişilik uygulamaları hızla devreye alınarak halkımızın binbir güçlükle ayırdığı bu bütçelerin ehil olmayan ellerde heba edilmesinin, halkımızın mağdur edilmesinin önüne geçilmeli.” dedi.
Emrullah Eruslu sözlerine şöyle devam etti: “Dernek olarak hayata geçirdiğimiz “Tek Yol U Dönüşü” kampanyamızla Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması için çatı, duvar ve döşemelerimizdeki yalıtım kalınlıklarını artırarak ve kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak U değerlerimizin iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çektik. Gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde ülkemizde yeni yapılan bir binada 2,4 ila 5 kat daha fazla enerji tüketiliyor. Tüketici olarak mevzuatlarımızın daha iyisini talep edebilir ve mevcut binalarımızda mevzuatlarımızın tanımladığı asgari kalınlıklardan çok daha kalın ısı yalıtım yapabiliriz.”
Tüm vatandaşlarımızı daha kalın yalıtım yapmaya davet ediyoruz
Yalıtım kalınlıklarının, enerji verimliliğine etkisi çok fazla olsa da kalınlık artışının uygulama maliyetine olan etkisinin oldukça az olduğunu belirten Emrullah Eruslu, “Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve İşçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyeti uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız. Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalıyız. Bu noktada tüm vatandaşlarımızı sağlanan yalıtım kredisi ile mevzuatın ötesine geçmeye ve Enerji sınıfı B olan binalara ulaşmayı hedefleyerek daha kalın yalıtım yapmaya davet ediyoruz.” dedi.
Yalıtım kalınlığının artmasının inşaat maliyetine etkisi oldukça az
Açıklamasında maliyet konusuna da değinen Emrullah Eruslu, “Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği aynı oranda artar. Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder, bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder.” vurgusunu yaptı.