Kamu mal ve hizmet alımlarında yüklenicilere fiyat farkı verilmesi veya sözleşmelerin devrine imkan sağlayan düzenleme, kamu ile iş yapan müteahhitleri memnun etmedi. Türkiye Resmi Sektör İnşaat Müteahhitleri İşveren Sendikası (TÜRKİNŞA) Başkanı Servet Arslan, fiyatı farkı sisteminin çöktüğünü belirterek acilen sürdürülebilir bir sisteme geçilmesini istedi. Arslan, ekonominin dengesini sağlayan inşaattaki krizin genel ekonomide de deprem etkisi yaratacağını söyledi.
Fiyat farkı sistemi ve maliyetlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Servet Arslan, demir çelik, akaryakıt, çimento gibi temel girdilere gelen fahiş zamların, maydanoz- armut gibi ürünlere endekslenerek telafi etmeye çalışmanın iş dünyasıyla alay etmek olduğunu bildirdi. Fiyat farkları göstermelik, müteahhitler hedef gösteriliyor Mevcut fiyat farkı sisteminin çöktüğüne işaret eden Arslan, “Fiyat farkı diye müteahhitlerin önüne koyulan uygulama ömür çarkına dönmüştür. Verilen göstermelik fiyat farkları ile yetkililer kendilerine huzur satın alıp, sorumluluğu müteahhitlerin omuzuna yüklerken, müteahhitler ise her iki ucu jilet gibi keskin bu çarkın içinde zararına üretmeye zorlanmaktadır” ifadelerini kullandı. Göstermelik fiyat farkı kırıntıları ile müteahhitlerin iç ve dış kamuoyuna hedef gösterildiğinin altını çizen Arslan, “Yıllarca ülkemize hizmet eden, yurt dışında yaptıkları projelerle ülkeye döviz girdisi sağlayan müteahhitler haksız bir şekilde “gözü doymayan müteahhitler” olarak lanse edilmektedir” dedi.
Müteahhitlerin öngörülebilen riskleri hesaplayabileceğini ancak birkaç ay içinde temel girdilere gelen yüksek oranlı zammı kimsenin öngöremeyeceğini aktırdı. Müteahhitlerin benzer maliyet artışlarını dikkate alarak ihalelere girmesinin, devletin maliyetlerini de ciddi ölçüde artıracağını ifade eden Servet Arslan, “İnşaat malzeme fiyatlarındaki artışlar artık ekonominin kuralları ve verileri ile açıklanamaz duruma gelmiştir. Müteahhitler neyi baz alacağını bilemeden rotasız açık denizlerde fırtınalar ile boğuşuyor. Bunun sonu iflaslar ve işsizliktir” diye konuştu.
Sektörel kaos yaşanıyor
Ekonominin dengesini sağlayan inşaat sektöründeki krizin genel ekonomide de deprem etkisi yaratacağını vurgulayan Arslan, “Bu enkazın altında sadece inşaat sektörü değil, bütün bir ekonomi kalacaktır. İnşaat maliyetindeki artışları da göz önünde bulundurduğumuzda bunun anlamı açık şekilde sektörel kaostur” dedi. Türkiye’nin sigortası durumunda olan inşaat sektöründe kamu müteahhitlerinin can çekiştiğini dile getiren Arslan, “Katma değeri düşük sanayi, dışa bağımlı enerji, uluslararası konjonktüre bağımlı hizmet sektörü ve ithalata yaslanmış ihracat yapısı ile yüksek enflasyon sürpriz bir sonuç değildir” ifadelerini kullandı.
Bu yapı içinde inşaat sektörüne kılavuz ve dayanak olacak İhale Yasası’nın çöktüğüne değinen Servet Arslan, “Kamu müteahhitleri olarak ilgili bakanlığı ve Rekabet Kurumu’nu göreve çağırıyoruz. TÜİK içinde toplumsal güveni güçlendirmek adına sektörün paydaşları olan STK ve sendikalarının yer aldığı bir yapılanma ile inşaat enflasyonu belirlenmeli; kayıtsız şartsız her imalat kalemine fiyat farkı verilmeli, mevcut sözleşmelerin tümü bu modele göre yenilenmeli; fiyat oluşumu regülasyonu kontrol altına alınmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. Mevcut fiyat farkı sisteminin yerine acilen gerçekçi, sürdürülebilir bir sisteme geçilmesi gerektiğini anlatan Arslan, sistemin yeni fiyat farkı kararnamelerine ihtiyaç bırakmayacak, fiyat artışlarını reel olarak karşılayacak unsurlar içermesi gerektiğini söyledi.