Türkiye Belediyeler Birliği'nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve Ankara Üniversitesi işbirliğiyle Çeşme'de düzenlediği "Kentsel Dönüşüm ve Riskli Alan Sempozyumu" başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratları ile ilgili personel, Danıştay daire başkanları, Danıştay üyeleri, Danıştay tetkik hakimleri, Bölge İdare Mahkemesi başkanları ve üyeleri, belediye başkanları, belediye kentsel dönüşüm daire başkanları ve müdürleri, hukuk müşavirleri, avukatlar ve konu ile ilgili personelin katıldığı sempozyumun ilk gününde söz belediye başkanlarındaydı.
Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar'ın yönettiği oturumda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta konuşmacı olarak yer aldı.
Sadece bilirkişinin karar vermesi sakıncalı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentsel dönüşüm ile ilgili yargıya taşınan planlamalara sadece bilirkişinin karar vermesinin sakıncalarına değinerek, “Şehir planlaması ihtisas konusu esnek bir bilim dalı. Böyle bir bilim dalı var ama bir makine ya da inşaat mühendisliği gibi değil. Bu esnek bilim dalında bilirkişinin bir tanesi kökten yüksek yapıya karşı. Bir bilirkişi kurumu kökten yatay yapıya karşı. Kararlar da böyle alınıyor. Tabi ki bilirkişi müessesesi olacak ama planlama kararlarının yargıya taşındığı süreçte sadece bilirkişilerin inisiyatifine bırakmak yerine ihtisas mahkemelerinin kurulmasını, belirli bir eğitimden geçmiş hakim ve savcıların bakmasını istiyorum. Planlamayı sadece bilirkişiye bırakmak son derece tehlikelidir. Bunun çözülmesi gerekir” dedi.
Kentsel dönüşüm uygulamalarının iki yasayla yapılmasının sakıncalarına değinen ve birleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Kocaoğlu şunları söyledi:
“5393 sayılı yasada belli yetkiler var ama 6306 sayılı yasada daha farklı yetkiler var. 6306 sayılı yasa pratikte farklı uygulamalarla tapunun veya gayrimenkulün gaspına kadar gidiyor. 6306 sayılı yasanın bu sakıncalı noktalarının giderilmesi ve iki yasanın birleştirilmesi gerekiyor. Bir müteahhit bodrum katından ya da çatı katından birisini kandırarak 'senin evin riskli' diyor ve milletin karşısına geçiyor. Biz ne yapıyoruz? Eski binaları yıkıp yerine yenisini yapıyoruz. Ne yeşil alan büyüyor ne spor alanı büyüyor. Binayı yıkıyoruz, binayı yapıyoruz, depreme karşı vatandaşı koruyoruz. Bunun kentsel dönüşümle alakası yok. Yasa kantarın topuzunu kaçırdığı için mülkiyet hakkına tecavüz var."
Biz 70 sene önce gecekondu yapmaya başladık, şimdi yıkıyoruz. 100 sene sonra yaptığımız bu binalar eskidiğinde biz bu binaları yıkılıp yeniden bina yaptığımızda bu kentin başka sosyal donatı alanına ihtiyacı olmayacak şekilde planlama yapmamız lazım. Biz bu planlamayı bu şekilde yapamazsak 70 sene sonra bina yenilemesi ile değil kentsel dönüşümle karşı karşıya kalırız yol ve sosyal donatımızı karşılayamaz duruma geliriz. Bu Türkiye’nin önünde büyük kentlerin önünde bir fırsat. Bunu biz doğru planlayarak şehirlerimizi ilelebet kurtarırız.
"Acı ama gerçek: TOKİ'den konutları parayla aldık"
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kentsel dönüşüme Kadifekale'deki 'afete maruz heyelan bölgesi'nden başlayarak, 2300 civarında ev yıktıklarını ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti:
"Ev isteyene ev, para isteyene para verdik. Bu alanları ağaç dikerek kent ormanı haline getirdik. Dönüşümün yapıldığı heyelan bölgesinin maddi değeri olmadığı gerekçesiyle o zaman TOKİ Başkanı bize konutları vermedi. Biz TOKİ’den bu konutları 'acı ama gerçek' parayla satın aldık. Devletin burada bir kuruşu yoktur. Biz bu işten yüzümüzün akıyla, namusumuzla çıktık, konutları taşıdık, binaları yıktık."
7 bölgede çalışıyoruz
Gecekondu bölgelerinde bulunan 7 semtte çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti: "Kentsel dönüşüm planlı alanın hemen yanında en eski gecekonduların olduğu yerden başlamalıdır. Son yapılan gecekondulardan kentsel dönüşüme başlamamak gerekir. Çünkü 3. kuşak yaşıyordur, yüksek konutlarda yaşamaya daha uygundur. Kente yakın olduğu için arsa değeri kıymetli olur. Kentsel dönüşüm ve vatandaşların taleplerinin karşılanması daha sağlıklı olacaktır."
Belediye kar etmeyecek
Başkan Aziz Kocaoğlu dönüşümün yüzde yüz rıza ile yapılması gerektiğine de vurgu yaparak, "Afet riski yoksa, müteahhide kalacak değerin ve yapım maliyetinin dışında konutlardan ne değer kalıyorsa buradaki mal sahiplerine hasledilmesi gerekir. Belediyeye, bakanlığa ne kalacak? Kenti düzeltmek, kenti yaşanılır hale getirmek, kent insanın refah düzeyinin yükselmesi, can güvenliğinin sağlanması gibi olumlu bir değer kalacak. Eğer belediye ya da bakanlık 'ben de bir şey alayım, maliyetlerimi karşılayayım' derse, yoğunluk artışına gidecek, yoğunluk artışı olunca kent yaşanmaz hale gelecek. Biz yaptığımız uygulamalarda yüzde yüz uzlaşmaya önem veriyoruz. Kentsel dönüşüm sadece binanın yıkılıp yapılması değil. Orada yaşayan insanların bir yaşam biçimi var. Bunun da korunması lazım. Bizim kentsel dönüşüm uygu laması yapacağımız yerde iletişim ofislerimiz var. Burada mimarlar çalışıyor. İş yeri isteyene iş yeri, konutu olana konut vererek gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
Kentsel dönüşümün hızını ekonomi belirleyecek
Kentsel dönüşümün son dönemde belediyelere düşen en önemli görevlerden biri olduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kent merkezinde 60'lı yıllardan önce yapılan hiçbir bina için depreme dayanıklı raporu alınamadığını söyledi. O dönemin yönetmeliklerinin de farklı olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, "O dönem kentlilik bilinci ve şehir planlaması gelişmediği için binalar sıkışık yapılmış. Alsancak'ta yoğunluk 7.8 emsalde. Bu yoğunlukta dönüşüm nasıl yapılacak?" dedi.
Başkan Aziz Kocaoğlu, vatandaşı tatmin etmek ve uzlaşma sağlamak için yoğunluk artışı verilmesinin kentsel dönüşümün en tehlikeli ayağı olduğunu vurgulayarak, kentin tamamında bir dönüşüm gerçekleştirilebilmesinin kentin ve ülkenin ekonomik kalkınmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Belediye başkanlarının kenti kalkındırmak gibi bir temel görevi olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, görev yaptığı 13 sene içinde bu anlayışla çalıştığını ve İzmir'in dünyanın en hızlı büyüyen kentler sıralamasında 2. sıraya kadar yükseldiğini söyledi.
Bir de kar alsaydınız!
Sempozyum sırasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile TOKİ Kentsel Yenileme Daire Başkanı Güral Konyalıoğlu arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Başkan Kocaoğlu'nun Kadifekale'deki kentsel dönüşümde devletin ekonomik katkısının olmadığı yönündeki tespitine karşılık Konyalıoğlu, söz konusu konutların TOKİ tarafından belediyeye maliyetine satıldığı şeklinde bir savunma getirdi. Konuyla ilgili tüm kayıt ve protokollerin ellerinde olduğunu söyleyen Başkan Kocaoğlu ise TOKİ Daire Başkanı'na şu sözlerle yanıt verdi:
"Bu yapılan konutların İzmir Büyükşehir Belediyesi 924 tanesini kentsel dönüşümde kullanmak üzere pazarlık usulüyle TOKİ'den almış, parasını vermiştir. Geri kalanlar afete maruz bölgenin aktarılması için TOKİ tarafından bu projede katkı olarak yapılan konutlardır. Ama buradan vazgeçilmiştir. Biz projenin devamı için 1800 konutun bedelini evet, maliyetinden, "bir de kar alsaydınız " ama TOKİ'nin satış koşullarına göre faizini ödeyerek almışızdır. Kadifekale'nin hiçbir noktasında sadece konutu yapıp belediyeye satmaktan başka TOKİ'nin bir kuruş katkısı yoktur."
Gökçek: "Bilirkişilerden vazgeçilsin"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de düzenlenen sempozyumun, kentsel dönüşümün bütün muhataplarını bir araya getirmesi açısından önem taşıdığını vurgulayarak, "Biz derdimizi anlatırız, hükümet de gerekli değişiklikler yapar diye düşünüyorum" dedi.
Ankara'da yaptıkları kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin bir sunum yapan Gökçek, aldıkları kararlara yönelik çok sayıda dava açıldığını vurgulayarak, "Bilirkişilerin kararları kişiye göre değişiyor. Kanunda şehircilik ilkeleri diye bir şey yok. İki fakültenin görüşleri taban tabana birbirine zıt. 5 tane bilir kişi 5 çeşit rapor yazıyor. Bu bilirkişilerden vazgeçilmesi lazım. Biz yargı mensuplarına daha çok güveniyoruz. Bilirkişilerin verdiği raporların doğru olmadığını düşünüyoruz. Çok karmaşık bir durum olmadıkça bilirkişiye başvurulmasın, direkt yargı karar versin" diye konuştu.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta ise kentlerin imar sorununu çözdüğü takdirde birçok şeyi çözmüş olacağını belirterek, "İki büyük belediye başkanımızın anlattığı sorunlarımız hemen hemen aynı. Kentsel dönüşümü yapmadan zihinlerde dönüşümü yapmamız lazım" diye konuştu. Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Usta, "Kafasını yastığa koyup uyuyan bir belediye başkanı dönüşümle ilgili bir karar almadıysa vicdanı rahat değildir" dedi.
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu da yaptığı konuşmada kentsel dönüşümün çok zor bir iş olduğunun bilinciyle hareket ettiklerini belirterek, "Biz neden yapıyoruz, can güvenliği nedeniyle. Olur da Marmara depremiyle karşılaşırsak o zaman ne yapacağız? Kentsel dönüşümde çok önemli milli bir görev yapıyoruz. Bütün konutlarda deniz kumuyla karşı karşıyasınız. İkinci katta kolon üçüncü katta direk atılmış. Kentsel dönüşüm bizde yeni bir kültür olduğu için hukuk kültürü oluşmadı" diye konuştu.