Kentsel dönüşüm projelerine Sosyal Etki Değerlendirme (SED) zorunluluğu getirilmesi için Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi verildi.
Teklif ile, kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirilirken sosyal etki değerlendirme raporları hazırlanmasının zorunluluk haline getirilmesi amaçlanıyor.
Kanunun yürürlüğe girmesi halinde kentsel dönüşüm projelerindeki yaşam ve mekâna olan olumsuz etkinin azaltılması, taraflar arasında uzlaşma mekanizmalarının geliştirilmesi için SED raporları hazırlanması gerekecek.
Olumsuz etkiler için öneriler geliştirilecek
SED raporları ile; özellikle projeden olumsuz etkilenen varlıklar (PEV) ile projeden etkilenen insanlar (PEİ) için olumsuz etkilerin azaltılması yönünde öneriler geliştirilecek.
Kanunun genel gerekçesinde "Son yıllarda Kentsel Dönüşüm ile ilgili çıkarılan ve yürürlükte olan;
- 4 Mart 2004 tarihli, 5İ04 sayılı, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Kanunu
- 16 Mayıs 2005 tarihli, 5366 sayılı, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun
- 3 Temmuz 2005 tarihli, 5393 sayılı, Belediye Kanunu, Madde 73, Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı
- 16 Mayıs 2012 tarihli, 6306 sayılı, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, kentlerimizi hızlı bir dönüşüm sürecine sokmuştur. Yürürlükte olan yasaların ortak amacı; afet riski, yıpranmış yapılar ve dokular, sağlıksız yapı stoku vb gibi gerekçelerle merkezî yönetim odaklı, piyasa koşullarında büyük ölçekli kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirmektir." denildi.
Kentsel dönüşüm ile ilgili yasa ve uygulama yönetmelikleri ile yapılan uygulamaların katılımcı ve eşitlikçi süreçleri dikkate almadığını, özellikle projelerden etkilenen insanların sosyal ve ekonomik durumlarını gözetmediği ifadelerinin yer aldığı gerekçede "Kentsel dönüşüm projelerindeki yaşam ve mekâna olan olumsuz etkinin azaltılması, taraflar arasında uzlaşma mekanizmalarının geliştirilmesi için Sosyal Etki Değerlendirme (SED) raporları hazırlanmalıdır. SED raporları; özellikle projeden olumsuz etkilenen varlıklar (PEV) ile projeden etkilenen insanlar (PEİ) için olumsuz etkilerin azaltılması yönünde öneriler geliştirmelidir. SED Raporları; etkileyen ve etkilenen arasındaki etkileşim mekanizmalarını ortaya koymalı, etkinin azaltılması için somut çözüm önerileri sunmalıdır. " denildi.
9 Ağustos 1983 tarihli, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun getirdiği Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Raporu'nun sosyal ve ekonomik boyutları içermediğinin belirtildiği gerekçede kanun teklifinin amacı; "Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu Ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılarak, imar planları hazırlanması sürecinde ve kentsel dönüşüm projelerinde ‘Sosyal Etki Değerlendirme’ (SED) raporları hazırlanma zorunluluğu getirilmesidir." olarak açıklandı.
Sosyal Etki Değerlendirmesi nedir?
Sosyal Etki Değerlendirmesi raporları, hemşehrilerin ve kentsel mekânların proje ve hizmetlerden olası etkilenme düzeyini, olumlu ve olumsuz etkileri birlikte gözetecek biçimde içerir. Raporların hazırlanmasında, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler ve hemşehri örgütlenmelerinin katılımı esastır. Sosyal Etki Değerlendirmesi raporlarım hazırlamak üzere kurulacak raporlama kurullarının üyeleri, belediye meclisi tarafından belirlenir.
Sosyal Etki Değerlendirmesi raporları, kamuya açık olup belediye başkanlığınca basın-yayım yoluyla hemşehrilerin bilgisine sunulur. Bilgiye sunma tarihini izleyen iki ay içinde raporlar, belediye meclisinde okunur ve rapor üzerinde görüşme açılır.