Gayrimenkul ve İnşaat Sektörü, Türk Ekonomisine Kattığı Değer ve Yarattığı Çarpan Etkisi ile Büyük Önem Taşıyor. Ekonomiyi Büyütmek ve Artan İşsizliği Önlemek İçin Kentsel Dönüşüm Büyük Bir Fırsat. Gayrimenkul Geliştirmede En Büyük Kuruluş Olan Emlak Konut Sorumluluğu Üstlenmelidir.
Gayrimenkul ve İnşaat Sektörü yan üreticileri ile birlikte ülke ekonomisinin yüzde onu oranında bir büyüklüğe sahip. Çarpan etkisi nedeniyle iç piyasada ekonominin motoru İnşaat Sektörü. İnşaat Sektörü ülkemizi hem çağdaş şehirlere kavuşturuyor, altyapısını yapıyor, işsizliği önlemede önemli katkı sağlıyor, konut alan vatandaşlarla tasarrufu teşvik ederken, ülke ekonomisini durgunluğa karşı canlandırıyor.
Kamu ihaleleriyle köprü, yol, baraj yapan; boş arazilerde projelerle geliştiren veya binasını yenileyen arsa sahipleri için yapı yapan inşaat şirketlerinin birçoğu, yeterli sermaye birikimine ulaşarak gayrimenkul yatırımcıları haline geldi. Ayrıca körfez bölgesinden ve yurt dışından pek çok yabancı yatırımcıyı kendilerine ortak aldılar.
Son yıllarda gelişen kentsel dönüşüm kapsamında eski fabrika alanlarının konut, ticaret veya turizm alanına dönüşmesi ile gayrimenkul ve inşaat şirketleri, bu arsalarda kapsamlı projeler oluşturarak şehrin görünümünü değiştirmeye ve gelişmiş şehirler oluşturmaya başladı. Hükümet, kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerle ortak çalışmaların ürünü olan büyük inşaat projeleri aynı zamanda halkın birikimlerinin de değerlendirildiği yatırım ve tasarruf araçları. Diğer yandan ülkemizde deprem güvenliği sebebiyle eskiyen yapı stoğunun yenilenmesi de inşaat şirketleri ve müteahhitler tarafından üstlenilen ulusal bir görev. Ancak, iç ve dış etkenler ile ekonominin daraldığı dönemlerde İnşaat Sektörü ve Kentsel Dönüşüm her zamankinden daha değerli. İnşaat Sektörü yeni işlere ve kentsel dönüşüme hazır. Bu fırsat kaçırılmadan verimli olarak değerlendirilmeli. Her yıl bir milyon yeni konuta ihtiyaç duyulan ülkemizde yüzde ellilik üretimi oluşturan kentsel dönüşüm fırsatı kaçırılmamalı.
Kentsel Dönüşümde Hedef Şaştı, Dönüşebilen Sadece Yüzde Beş
Prof. Dr. Gürsel Öngören konuya dair verdiği demeçte şunları kaydetti; “Kentsel dönüşüme Sayın Erdoğan Bayraktar ile hızlı başlayan Hükümet, 20 yılda konut stoğunun 1/3'ü olan 7 milyon binayı dönüştürecek ve semtleri, mahalleleri, içinde parklar, spor salonları, kreşler, yaşlı yurtları, dispanserler, okullar, ibadet yerleri olan çağdaş alanlarla bezeyecekti. Her yıl işin %5'ini yapma hesabıyla 2012-2016 arası şu anda %20'sinin tamamlanması gereken kentsel dönüşümde, 4 yılda sadece %5 tamamlayabildik. Bürokratik süreçler ve sektörün çözüme kavuşturulamayan sorunları sebebiyle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "kentsel dönüşüm yapılmalı " şeklindeki açık siyasi iradesine rağmen dönüşümün önü tıkanmış durumda. İlk dönemde 150 adet riskli alan ilan edildi, sonraki üç yılda sadece 30 alan riskli alan olarak ilan edildi. Riskli alanlarda ilçe belediyeleri, maalesef deneyim eksikliği ve kamu yönetimi bakışı sebebiyle ilerleyemiyorlar. Binlerce, onbinlerce dönüm riskli alan üzerinde belediyeler; özel sektörle proje geliştirmeyi başaramıyorlar, bu demotivasyonla işi tanıdık bir iki inşaat şirketine verip, inşaat şirketleri ile vatandaşları baş başa bırakmayı daha kolay buluyorlar. Belediyelerin kendi bölgesinde oturan vatandaşlarla uzlaşamamaları da işin acı yanı”.
Değerli semtlerde bina bazında yenilenme dışında; şehirlerin yüzünü parklar, spor salonları, kreşler, yaşlı yurtları, dispanserler, okullar, ibadet yerleri ile modern kentlere devşirecek olan riskli alandaki kentsel dönüşüm tıkanmış durumda. Bu tıkanıklığı açacak anahtar, kamunun boş arazilerinde yaptığı gibi kentsel dönüşümde de riskli alan organizasyonunu üstlenmesi gereken Emlak Konut’un elinde.
Emlak Konut’un üstlenmesi gereken göreve dair Öngören; “Riskli alanlarda hak sahibi olan, orada yaşayan vatandaşlarla İnşaat Sektörü arasında gayrimenkul geliştiriciliğini üstlenerek kentsel dönüşümün lokomotifi olmalı. Kamu arazilerini geliştiren Emlak Konut riskli alanların her birine yeteri kadar proje yöneticisi atayarak, ilçelerin imar planlarını da yenileyerek riskli alanlarda hangi projelerin yapılacağına belediyeler ile birlikte 2023 Türkiye’si vizyonuyla karar vermeli. Konut, turizm, ofis, ticari gibi fonksiyonlar doğrultusunda bu alanlarda projeler geliştirilmelidir. Projelerin içine; mahallelerde eksik olan, tamamlanınca o mahalle ve semt halkını yepyeni bir sosyal yapıya, komşuluk ilişkilerine ve mutlu bir yaşama taşıyacak yeşil alanları, parkları, spor salonlarını, kreşleri, yaşlı yurtlarını, dispanserleri, kültür merkezlerini, okulları, ibadet yerlerini yerleştirilmelidir.
Dünyanın ve ülkemizin en gelişmiş mimari büroları ve şehir plancılarına projeler ve kentsel tasarımlar yaptırılmalıdır. Her biri 50-60 dönümlük alanlar için orada oturan vatandaşların ihtiyacı olan konut ve işyerlerini, bu projelerde bina bina önceden belirleyerek, ayırmalı ve proje maketleri ile halkın katılımı toplantıları yapılmalı, vatandaşa yeni evinin hangi bina hangi kat ve nasıl bir planla teslim edileceği anlatılarak sözleşmelerin imzalanması sağlanmalıdır” dedi.
İnşaat Şirketleri Hızlı Dönüşüm için Emlak Konut’u Bekliyor
İnşaat şirketleri; vatandaşa, devletin arkasında olduğu Emlak Konutun güvence vereceği projelerin inşaatını yapmaya hazır. Emlak Konut bu süreçte isterse proje aşamasında İnşaat Sektörünü yanına alabilir ve birlikte yürür veya kendisi projeleri hazırlayıp vatandaşla anlaşmaları yaptıktan sonra, yapım işlerini para karşılığı veya kat karşılığı İnşaat Sektörüne ihale edebilir. Emlak konut bu vizyonla yeni mahalleler,semtler, şehirler kurmalı. Böylece kentsel dönüşümle, ülkemizi yenileme ve çağdaşlaştırma fırsatını yeniden yakalayıp, halkımıza hem çağdaş mahallelerde ve hem de depreme dayanıklı konutlarda oturma olanağı sağlanacak.
Emlak Konut ve gayrimenkul sektörünün ortak akılla yapılandıracakları yeni projelerin önü bu arada yapılan Kanun ve Yönetmelik değişikliği ile kentsel dönüşüm açısından açıldı. Diğer yandan sektörün bir başka ortağı olan Belediyelerin ise, bu yeni modelde sadece altyapılar yapma kısmını İller Bankası ile birlikte yürütmeleri de vizyonun farklı bir bakış açısı kazanmasına vesile olacaktır.