Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce bir otelde gerçekleştirilen "Yerel Medya Buluşmaları" toplantısında, kentsel dönmüşüm ve imar barışı konularında önemli mesajlar verdi.
"İmara aykırılık teşkil eden yapı sayı yüzde 60'lar civarında"
Şehircilik alanında yapılan yeniliklerle insanların daha çok ilgilendiğini söyleyen Özhaseki, 35-40 milyonun yakından takip ettiği bir konu olan Yapı Kayıt Belgesi uygulamasını gündeme getirdiklerini belirtti.
Yapı Kayıt Belgesi uygulamasıyla imara aykırılıkların önüne barış içerisinde geçileceğini de söyleyen Özhaseki, şu şekilde devam etti:
"Ülkemizde tam olarak bilinmemekle beraber 26 milyon 358 bin bağımsız birim var. Yani konut, iş yeri, fabrika ya da çatı altı dediğimiz yapılar var. Bu da 9,5 milyon binaya tesadüf ediyor. Bunların ne kadarı imara uygun ya da imara aykırılık teşkil ediyor konusuna gelince, bu büyükşehirlerimizde bu oran yüzde 70-80'e ulaşıyor. Türkiye'de imara aykırılık teşkil eden yapı sayı yüzde 60'lar civarında. İzmir'de, İstanbul'da öyle en güzel turizm bölgesi Muğla'da da öyle. Buradan Güney Doğu'ya gidin zaten oralarda imar hak getire. Böyle olunca bir sorunlar yumağı oluşuyor. Bu sorunlar içerisinde herkes birbirini kandırarak yoluna devam ediyor. Vatandaş biliyor ki belediye evlerine bir şey yapamayacak. Belediyeler de zabıt tutuyor, yıkım kararları alıyor. 'Bizim bölgemizde şu kadar yapı var, yıkacak Allah'ın kulu var mı' deyip ihale yapıyorlar. Tabii ki de binlerce yapıyı yıkacak kimse çıkmıyor.
Yerli malzeme yoksa sıfır faizli kredi de yok
Bakan Özhaseki, Yapı Kayıt Belgesinden elde edilen gelirlerin deprem ve afet risklerine hazırlık kapsamında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılmak üzere bütçeye gelir olarak kaydedileceğini belirtti.
Bu yasayla depreme dayanıklı olmayan yapıların yasal hale getirileceği yönündeki iddiaların da asılsız olduğunu dile getiren Özhaseki, şu şekilde konuştu:
"Stokların durumunu anlamaya çalışıyoruz. Kimseye avantaj sağlamıyor. Depremsellik ayrı bir konu. 80'li yıllarda iskanını almış bazı binaların, depremde tam dayanıksız olduğunu biliyoruz. Ruhsattan sonra iskan almamış sağlam olduğunu da biliyorum. Daha sonra yaptığımız bir çalışma var. Bundan bir sene önce başladık, 'Şehircilik Şurası' adı altında. Kentsel dönüşüm çalıştık, akademisyen-özel sektör bir araya geldik. Ondan sonra kentsel dönüşümün esaslarını belirlediler. Vatandaşı olduğu yerde dönüştürmek esastır. Bunu getiriyoruz. Belediyeleri artık vatandaşla muhatap edeceğiz. Belediyeler vasıtasıyla iş yaptırmaya çalışacağız. Vatandaşla sıkıntı olan Fikirtepe gibi örneklerin önüne geçmeye çalışacağız. Mahallenin bir merkezin olduğu birtakım mahalleler ortaya çıkacak. Belediyelere yüzde sıfır kredi verirken, malzemeler yerli ve milli olursa vereceğiz. Türkiye'den kendi şirketlerimizden karşılarsa vereceğiz. Kapı kolları başka yerden gelirse kullandırmayacağız."