Seçimler geçti. Enflasyon yüzde 40'ın altına çekildi. Fakat kira sorunu sürüyor. Konutun yatırım aracı haline dönüşmesi, günümüzde temel ihtiyaç olan sağlıklı konutlarda barınma hakkını dar ve orta gelirlinin elinden alıyor. Geçen yıl uygulamaya alınan ve önümüzdeki günlerde Meclis'te yasalaşacak düzenleme ile uzatılacak yüzde 25'lik sınıra rağmen kiralar adeta katlandı. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, Betam'ın Sahibindex Kiralık ve Satılık Konut Piyasası Görünümü Haziran 2023 sonuçlarına göre, geçen yılın mayıs ayına kıyasla Türkiye genelinde ortalama satılık konut ilan m2 cari fiyatı yüzde 89.1 artarak 20 bin 596 TL oldu. Buna karşın Türkiye genelinde ortalama kiralık konut ilan m2 fiyatındaki yıllık artış oranı mayısta yüzde 101 olarak ölçüldü.
RANT VERGİLENDİRİLMEYİNCE...
Önceki aylara baktığımızda nisanda kiralık konut fiyatındaki artış yüzde 117 iken satılık konutta yüzde 104 düzeyindeydi. Martta satılık yüzde 122 iken kiralık yüzde 157; şubatta satılık yüzde 131 iken kiralık yüzde 189; ocakta satılık yüzde 127 iken kiralık yüzde 173 arttı. Yine geçen yıl aralıkta satılık yüzde 135 iken kiralık yüzde 173 artmıştı. Kasımda ise satılık yüzde 174 artarken kiralık konutlardaki m2 fiyat artışı yüzde 168 ile bunun gerisinde kaldı. Bundan önce de ekimde satılık yüzde 191 iken kiralık yüzde 159; eylülde satılık yüzde 196 iken kiralık yüzde 166; ağustosta satılık yüzde 198 iken kiralık yüzde 167 oranında arttı.
Ülkemizde satılık konutların çoğunluğu yeni konutlardan oluşurken, kiralık konutların büyük kısmı eski ve depreme dayanıklılık konusunda sorunlu yapılar. Bu gerçeğe karşın konut bedeli, konutun niteliği dışında sahip olduğu konum dikkate alınarak belirleniyor. Ortaya çıkan rant devlet tarafından gereğinde vergilendirilmediği için sebepsiz zenginleşmeye yol veriliyor. Bununla birlikte ekseriyet ücretli kesimlerden oluşan kiracılar açısından yoksullaşma artıyor.
EV BAKIYOR AMA KİRALAYAMIYOR
Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Koçak, yaptığı yazılı değerlendirmede, “Kiralık konut fiyatlarının geçen dönemlerde çok artması insanların alım gücünü düşürmüştür, bu normalde fiyatları aşağı yönlü hareket ettirmesi gerekirken, enflasyonun varlığı fiyatların yukarı yönlü hareket etmesini sağlamıştır. Yine aynı araştırmaya bakıldığında, kiralık ilan yaşı ortalamasının arttığı görülmektedir. Bu da kiralık konutların artık daha uzun süre kiraya verilemediğini göstermektedir. Talep yüksek ama kira ilan yaşı da yüksek. Bu gösteriyor ki, insanlar ilanlara girip bakıyorlar, ev arıyorlar, ancak kiralayamıyorlar.” diye konuştu.
KONUT SAHİPLİĞİ AZALDI
Yine BETAM uzmanları Seyfettin Gürsel, Gökhan Şahin Güneş, Mehmet Cem Şahin'in araştırmasına göre geçen 10 yılda (2010-2021) ülkemizde konut sahipliği oranının ilk yıllarda sınırlı bir artışın ardından azaldığını gösterdi. 2010’da yüzde 59 olan konut sahipliği oranı 2021 yılında yüzde 55.5’e geriledi. Farklı gelir gruplarının konut sahiplik oranları incelendiğinde, bu oranın en düşük gelir grubunda yüzde 51.3’ten 46’ya (5.3 puan), orta gelir grubunda yüzde 58.5’ten 52.8’e (5.7 puan), en yüksek gelir grubunda ise yüzde 70.4’ten 66.1’e (4.3 puan) düştü. Diğer iki gelir grubunda azalma çok sınırlı kaldı.
DAR GELİRLİDE BEŞTE BİRİ
TÜİK'in Hanehalkı Bütçe Araştırması'nın 2022 yılı sonuçlarına göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 22.8 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları alırken, ikinci sırayı yüzde 22.4 ile konut ve kira harcamaları aldı.
Tek kişilik hanelerin konut ve kiraya kalabalık hanelerden bir buçuk kat daha fazla pay ayırdığı gözlendi. En düşük gelir grubu içindeki hanelerin harcama sepeti içinde kira ve konutun payının yüzde 29.3'e kadar çıktığı gözlendi. 2020 ve 2021'de bu araştırma sonuçları yayınlanmadığından 2019'a baktığımızda konut ve kiranın payının 2018'de yüzde 23.7 iken 2019 yılında yüzde 24.1 olarak ölçüldüğünü görüyoruz. Oran 2016'da yüzde 25.2 iken 2017'de yüzde 24.7'de kalmıştı. Konut ve kiranın bütçedeki payının kısmen düşmesinin nedeni ise gıda ve alkolsüz içecekler yani mutfak harcamaları ile ulaştırmanın daha fazla yer kaplamasından kaynaklandı.