Yaşanan ekonomik ve sektörel sorunların ev sahipliği oranını giderek azalttığına dikkat çeken İhsan Çulhalık, inşaat maliyetlerine bağlı olarak konut fiyatlarının birkaç yılda 10 kat artmasıyla beraber ev sahibi olma hayallerinin ortadan kalktığını söyledi. Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında kiracı oranı en yüksek olan 4’üncü ülke konumuna yerleştiğini belirten Çulhalık “Son sekiz yılda ev sahipliği oranı yüzde 55'lere kadar geriledi. Kiralık konut ihtiyacı yüzde 27'ye yükseldi. Bununla beraber konut satışları çok ciddi oranlarda düştü ve düşmeye devam ediyor.
Şimdi kiraya yüzde 25 zam sınırı kalkıyor. Bundan sonra, daha önce olduğu gibi TÜFE'nin son 12 aylık ortalaması kadar zam yapılabilecek. Bu uygulama, kira artışlarını dengeli hale getirebilir ancak asıl mesele konut sahipliği oranının düşük olmasıdır” dedi.
Bundan sonrası için çeşitli tedbirlerin alınmasın gerektiğine değinen İhsan Çulhalık, sektörün dengeye oturması için bu konuya çalışılmasının şart olduğunu kaydetti.
Çulhalık “Ev sahipliği oranını artırmaya odaklanmak gerekiyor. Gayrimenkulde yaşanan tüm sorunlar bu şekilde zamanla çözülebilir ve sektör kendine gelir. Arsa ve inşaat maliyetlerinin düşürülmesi öncelikli konu olmalıdır. Burada kamuya görev düşüyor. Arsa geliştirme ve şehirlerin çeperlerine yayılma konusu öncelikli olmalıdır. Hem vatandaş hem de konut üreticisi desteklenmelidir. En önemlisi de ulaşılabilir konut kredi faiz oranları belirlenmeli ve zorlayıcılıktan uzak ödeme alternatifleri hazırlanmalı. Düzenlenecek kampanyalar belli birkaç projeyi değil, tüm sektörü kapsayacak ve sürdürülebilir şekilde hayata geçirilmelidir.
Unutmayalım ki; arzdaki daralma aşırı kira artışlarına sebebiyet verdi. Aynı zamanda zam sınırı nedeniyle kiracılar ile ev sahipleri karşı karşıya geldi. Ek olarak yatırımlar yurtdışındaki projelere kaydı. Bu sürecin tekrarlamaması için bir an önce gerekli uygulamaların devreye alınması gerekiyor” diye konuştu.