İzmir Körfez Geçiş projesinde flaş bir gelişme yaşandı. Projenin ÇED olumlu kararı karşısında iki dava açılan proje için bilirkişi raporu çıktı.
Meslek örgütleri ve bazı vatandaşların İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi'nde açtığı 'ÇED iptal' davasında bilirkişi raporları tamamlandı. İzmir Körfez Geçişi projesinin bilirkişi raporu 11 kişilik heyet tarafından hazırlandı. Bilirkişi projenin 1/100.000 ölçekli İzmir -Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planına işlenmediği, bu planın temel ilkeleri ve öngörüleri ile de uyumlu olmadığı, ÇED raporunun yeterli olmadığı görüşüne yer verildi.
İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi tarafından atanan bilirkişiler, raporunu tamamladı. Raporda, çevresel etkileri anlamında önemli eşik değerleri olan bir projenin kentin mekansal gelişimine ve doğal varlığa entegrasyonu için Ulaşım Ana Planı ile birlikte, tüm diğer ölçek ve kapsamdaki mekansal plan çalışmalarına gereksiniminin bulunduğu kaydedildi. Bilirkişi heyeti, ÇED dosyasında toplamda 19 milyon 870 bin 542 metreküp tarama çalışması yapılacağının belirtildiğini hatırlatarak, bu miktardaki malzemenin özelliğinin bilinmeden, nasıl bertaraf edileceğine ve bu faaliyetlerin İzmir Körfezi ekosistemine yapacağı etkilerine ilişkin değerlendirmelerin yetersiz olduğu kanaatine vardı. Projenin koruma alanları ve Gediz Deltası sulak alanı üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin yeterince incelenmediği de yine raporda yer alan bir diğer ayrıntı oldu.
"MEVZUATA UYGUN DEĞİL"
Bilirkişi raporunda, projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği, bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanlarının bulunduğu belirtilerek, koruma statüleri açısından ortaya konan güzergahın mevzuatla uygun olmadığı, planlama ilke ve esasları ile de bağdaşmadığı dile getirildi. Raporda "Projenin uygulanması halinde bu bölgede giderilmesi mümkün olmayacak zaraların ortaya çıkabileceği kanaatine ulaşılmıştır" denildi. Yine projenin Çiğli çıkışından otoyol bağlantısına kadar olan kısmında geniş kapsamlı bir dolgu faaliyetinin söz konusu olacağı ve inşaat kalemi nedeniyle de canlı hayatının olumsuz etkileneceği vurgulandı.
Bilirkişi raporunda ayrıca projeye dair öneriler de sunularak şu görüşlere yer verildi: "50 metre aralıklı viyadük ayaklarının mimari açıdan iyi görünmeyeceği, İzmir'in ufuk çizgisini Mavişehir-Çiğli yönüne doğru bozacağı, İzmir'in araç giriş ve çıkışları yönünden alternatiflerinin son derece yetersiz olduğu, bu güzergahın mevcut proje yerine doğuya doğru kaydırılmış yeni bir konumdan geçmesinin daha uygun olacağı, doğal yaşam alanlarını tehdit etmemesi gerektiği, İzmir'e sembol oluşturacak güzel bir mimariye kavuşturulması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır."
Bilirkişiler, İzmir'de proje kapsamında kalan belediyelerin görüş ve önerilerinin de önemli olduğunu belirtti. Bilirkişiler, ÇED raporu ve eklentilerinin bütündeki eksiklikleri göz önünde alındığında, raporun yeterli ve uygun olmadığı sonucuna vardı.
KAÇAK İMALAT
Açılan 'ÇED iptal' davasına, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yanında müdahil olan İnciraltı Bahçelerarası Narlıdere Bölgesi Körfez Geçiş Platformu, İnciraltı Yeni Kale Askeri Tesisleri önünde açıklama yaptı. Platform adına açıklama yapan Avukat Mustafa Kemal Turan, ortada plansız bir proje uygulaması olduğunu savunarak Turan, "Olmayan plan üzerinden ÇED raporu verilmesi doğru değil. Kaçak bir imalata doğru gidiyoruz. Hayali bir ÇED raporu alıyorlar. Hayal projesi üzerine ÇED raporu alınması doğru değil" diye konuştu.