Bire bir karşılığı çatı arası, çatı arası odası, güvercinlik, samanlık veya kilise balkonu demek olan loft sözcüğü; Oxford English Dictionary’ye göre, Amerika’da çok katlı endüstri yapılarının bir katındaki açık alanı ifade ediyor. Loft kavramının mimarideki karşılığı ise fabrika ve depo gibi eski endüstriyel mekânların, konut ve çalışma birimlerine dönüştürülmesi olarak tanımlanıyor. Eski endüstriyel yapıların yaşanabilir alanlara dönüşmesiyle şekillenmesi, loft mimarinin karakteristik özelliklerini oluşturuyor. Tıpkı bir imalathane gibi duvarlarla bölünmeyen geniş alanlar, yüksek tavanlar, açıktaki tesisat boruları, büyük pencereler, brüt beton, tuğla yüzeyler, loft mimarinin öne çıkan detayları. Bu yönüyle yaşayanlara ferahlık ve özgürlük duygusu veriyor. Peki, bu farklı mimari tarz, hangi ihtiyaçtan, nasıl ortaya çıkmış olabilir?
Evsiz sanatçıların yaşam mekânı arayışından, bir mimari akıma…
Loft mimarinin izini sürmek için 1970’lere, New York’a yol alıyoruz. Çoğu ressam olan sanatçılar, yaşamak ve sanatlarını icra etmek için mekân arayışına girer. O yıllarda kentin içindeki kimi sanayi yapıları ya kapanmıştır ya da kent merkezinden uzağa taşınmıştır. Ekonomik sorun yaşayan, kimi de evsiz olan bu sanatçılar da boşalan fabrika, depo gibi alanlarda yaşamaya başlar. Yüksek tavanlı, boyasız duvarlı, brüt beton zeminli bu yapılar, ısınma zorluğu, yıpranmışlığı ve konforsuz yaşam şartlarına rağmen bohem ruhlu sanatçılar için son derece cezbedici ve ilham vericiydi. Böylelikle sanatçılar, bir yandan ev ve iş alanlarını birlikte kullanırken diğer yandan eski fabrika ve depoları yaşamsal alanlarına dönüştürür. Mimaride önemli bir referans noktası olan loftların öyküsü de böyle başlar.
Loft tarzı yapıların ilk merkezi, New York’un Manhattan bölgesinde ortaya çıkar. Eski üretim bölgesi sanat merkezine dönüşürken, bölgedeki köhneleşmiş ama tarihi ve estetik değeri bulunan yapılar da korunur. Kent merkezinde kalan loft yapılar, zamanla değişim geçirir. Eskiden daha çok evsizlerin barınmasını sağlayan loft dairelerin fiyatı da yükselir ve yatırım ürününe dönüşür.
Aşk tesadüfleri sever
Sanatçı demişken benzer bir örneğini bir sinema filmi içerisindeki loft daireyi örneklemek istiyorum. Aşk Teaadüfleri Sever sinema filminde Mehmet Günsür bir fotoğrafçı karakteri canlandırmaktadır. Balatat’ta kullanmakta olduğu fotoğraf stüdyosunun yarım katı aynı zamanda evidir. Loft dairelerin Amerika’da ressam sanatçıların, şimdiki loft dabir edilen eski binaları kullanması, bir konut trendine dönüştüğü gerçeğiyle benzer bir örnek teşkil etmektedir. İstanbul’un Haliç kıyısısı eski semtlerinde benzer özellikte eski binalara ratlamak mümkün.