Timur, “Her mahalle için ayrı bir plan yapılması gerekiyor. Her bölgede şu imarı çıkartalım, evimizin de bire bir metrekaresini alalım denirse, 16 milyonluk İstanbul nüfusu 32 milyona çıkar. Nefes
alamayız” dedi
İstanbul’da kentsel önüşüm çalışmaları hızla devam ederken her geçen gün yeni projeler hayata geçirilmeye başlıyor.
Dönüşümde ise imar hakları, emsal değerleri, şehrin siluetinin bozulması konusu en çok tartışılan konuların başında geliyor. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, kentsel dönüşümdeki plansız yapılaşmanın, her bölgede imar hakkının artırılmasının uzun vadede sosyal sıkıntıları beraberinde getireceğini düşünenler arasında. Müteahhite, halka, siyasetçilere İstanbul’a hoyratça davranmaya devam edilirse bu şehrin bu yoğunluğu kaldıramayacağını anlatmak gerektiğini vurgulayan Erden Timur, “Kentsel dönüşümde her mahalle için ayrı bir plan yapılması gerekiyor. Her şehir, her semt için öncelikli kentsel kapasiteyi dikkate alan master planlar hazırlanmalı. Master plan doğrultusunda, uyumlu bina, yaşayan sokak ve mahalle temaları ve ölçeğinde kentsel tasarım rehberleri hazırlanmalı. Bu iş Avrupa’da da böyle yapılıyor” diye konuştu. Her yerde imar hakkının arttırılmasının sosyal sıkıntıları da beraberinde getireceğinin altını çizen Erden Timur, “İmar hakkının artmasıyla beraber, o bölgedeki nüfus da artacak. Vatandaşın da müteahhidin de rant peşinde koşmaması gerekiyor. Vatandaş da müteahhit de hakkına razı olacak” dedi.
‘VATANDAŞA FİNANS SAĞLANMALI’
“Her bölgede şu imarı çıkartalım, evimizin de bire bir metrekaresini alalım denirse, 16 milyonluk İstanbul nüfusu 32 milyona çıkar. Çünkü mevcut binaların imarı yükseltilerek binalara daha fazla kat eklenecek, yeni insanlar da buraya taşınacak” diyen Timur, şöyle konuştu: “Buna evet dersek yoğunluktan nefes alamayız, şehir yaşanmaz bir hale gelir.
İmarın yükselmemesi için vatandaşın da metrekareden feragat etmesi gerekiyor. Evine aynı metrekarede ev isteyen hak sahibinin de, fazla imar hakkı isteyen müteahhidin de yarın başkasının canına kastettiğini biliyor olması lazım. Canına kastederek istediğini biliyorsan iste ama toplum da seni öyle bilsin.”
Kentsel dönüşümde imar hakkının master bir plan çerçevesinde sadece belirli bölgelerde cüzi miktarlarda artırılması gerektiğinin altını çizen Erden Timur, “Kentsel dönüşümün büyük bir kısmında yap-sat modelinin, yani developer denilen proje geliştiren markalı firmaların yer almaması gerekiyor. Çünkü o zaman müteahhit karı da işin içine girer ve emsal değerlerinin artması gerekir. Kentsel dönüşümde vatandaşa geri ödeyebileceği finansman sağlanması, vatandaşın kendi binasını taahhüt işleri yapan inşaat firmalarıyla anlaşıp dönüştürmesi gerekiyor. Böylece daha önce yaşadığı metrekare büyüklüğündeki evde, yeni bir binada yaşayabilir” dedi.
‘KENTİN SAHİBİ GELECEK NESİLLER’
Beş yıldır kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirdiklerini belirten Erden Timur, şimdiye kadar 3 bin 700’ün üzerinde hak sahibiyle sözleşme yaptıklarını ifade etti. Geçen senelerde biriktirdikleri tecrübelerden, kentsel dönüşümün kesinlikle imar artırılmadan yapılması gerektiğini vurgulayan Timur şöyle konuştu: “Kentsel dönüşümü günlük bazda
düşünmemek lazım. Bu kent herkesin, en önemlisi de kentin sahibi gelecek nesillerdir. Parsel bazda değil de ada bazlı dönüşüm olsun diyoruz da ada bazlı dönüştürdüğümüzde de değişen bir şey olmuyor, yol, park her şey aynı kalıyor. Master planla biz İstanbul’u iki defa yıkıp, tekrar yaptık. Şimdi üçüncü defa yapıyoruz ve her seferinde imar artırarak yapıyoruz, bu kesinlikle sürdürülebilirbir şey değil.