Dünya Gazetesi köşe yazarı Abdullah Tolu, bugünkü yazısında Danıştay tarafından iptal edilen müteahhitlerin arsa sahiplerine arsanın karşılığı olarak verdikleri konut ve işyerlerinin KDV’ye tabi olduğuyla ilgili düzenlemeyi iptal etmesini kaleme aldı.
İşte o yazı...
Yazının başlığını okur okumaz, “Türkiye’de 33 yıl yürürlükte kalan bir vergi düzenlemesi kaldı mı ki?” diye düşündünüz değil mi? Evet, bu konuda çok haklısınız. Çünkü, Vergi Kanunlarında son yıllarda sıkça yapılan değişiklikler sizi bu şekilde düşünmeye itiyor. Ancak, sanıldığı gibi her şey de değiştirilmiş değil! Az da olsa değiştirilmeyen bazı düzenleme ve uygulamalar hala var.
Danıştay, geçtiğimiz günlerde Maliye’nin 33 yıl değiştirilmeden uygulanan bir düzenlemesini iptal etti.
İptal kararı, 6 Nisan 2018 öncesine ilişkin olmak üzere yapılacak ve/veya yapılmakta olan vergi incelemeleri, yargıya intikal etmiş konular ve KDV iadelerini çok yakından ilgilendiriyor.
İptal edilen 33 yıllık düzenleme ne ile ilgili?
Danıştay tarafından iptal edilen 33 yıllık düzenleme, kat karşılığı inşaat işlerinde müteahhitlerin arsa sahiplerine arsanın karşılığı olarak verdikleri konut ve işyerlerinin KDV’ye tabi olup olmadığı ile ilgili.
Maliye’nin iptale konu düzenlemesi nasıldı?
Maliye’nin iptale konu düzenlemesi, önce özelgeler ve 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde, sonra ise aynen aktarıldığı KDV Genel Uygulama Tebliği’nin değişmeden önceki (I/B/8.2). bölümünde “Müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanır.” şeklinde yer alıyordu.
Bu düzenlemeye göre, Maliye, kat karşılığı inşaat işlerini trampa olarak değerlendiriyor, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi, müteahhit tarafından da arsa sahibine arsanın karşılığı olarak konut veya iş yeri teslimi yapıldığını kabul ediyor, müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan konut ve iş yeri teslimlerini emsal bedel üzerinden KDV’ye tabi tutuyordu.
Danıştay, Maliye’nin bu düzenlemesini iptal etti!
Danıştay 4. Dairesi, ilk derece mahkemesi olarak açılan bir davaya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliği’nin değişmeden önceki (I/B/8.2). bölümünde yer alan “müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanır.” şeklindeki düzenlemeyi iptal etti (Danıştay 4. Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli ve E.2017/3387, K.2020/1096 sayılı Kararı).
Danıştay’ın iptal gerekçesi iki hususa dayanıyor: Birincisi; Anayasa’nın 73. Maddesinde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağının hükme bağlandığı, bu nedenle, varsayıma ve benzetmeye dayanılarak vergilendirme yapılamayacağı, yapılırsa, verginin yasallığı ilkesi ile bağdaşmayacağı, ikincisi ise; arsa karşılığı kat alımında ise para karşılığında bir satışın söz konusu olmadığı, bir kişinin kat edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesinin, hukuki açıdan bir çok işlemi içeren ve arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin de uygulanmasını gerektiren, tamamen kendine özgü (sui generis) bir hukuki muamele olarak nitelendirilmesi gerektiği, bunun, mal değişimi sözleşmesi hükümleri ile ilgilendirilmesinin söz konusu olamayacağı, dolayısıyla, düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahiplerine yapılan taşınmaz teslimlerinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı.
Maliye, iptal kararını temyiz etti, temyiz süreci devam ediyor!
Maliye, Danıştay 4. Dairesi’nin ilk derece mahkemesi olarak verdiği iptal kararını, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nda (VDDK) temyiz etti. Temyiz aşaması devam ediyor.
VDDK, iptal kararını onaylar mı?
Danıştay’ın, 7104 sayılı Kanunla düzenleme yapılmadan önceki konu ile ilgili içtihat haline gelen kararları; “Arsa karşılığı olarak bağımsız bölüm tesliminin hukuki açıdan birçok işlemi içeren, arsanın değerlendirilmesine yönelik kendine özgü̈ bir hukuki muamele olduğu, trampa olmadığı ve KDV’ye tabi tutulamayacağı” şeklinde (Dn. 4. D.nin 9.4.2013 tarih ve E.2012/9089, K. 2013/2111, 7.2.2013 tarih ve E. 2012/6722, K. 2013/547, 21.11.2013 tarih ve E.2010/ 3166 K. 2013/8525 sayılı kararları).
Yani, Danıştay’ın verdiği kararlar, Maliye aleyhine içtihat haline gelmiş durumda. Bu kararlar çerçevesinde, VDDK’nın Maliye’nin temyiz başvurusunu aynı gerekçelerle reddetmesi ve iptal kararını onaması bekleniyor. Ancak, her ihtimale karşı, temyiz sürecini beklemekte fayda var.
Maliye, iptal olasılığına karşı 2018 yılında gerekli önlemi almıştı!
Maliye iptal olasılığına karşı 2018 yılında gerekli önlemleri almış, Tebliğ ile yaptığı düzenlemeyi, kapsamlı değişiklik yaparak 6 Nisan 2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 7104 sayılı Kanunla, KDV Kanununa taşımıştı. Bu şekilde, 6 Nisan 2018 tarihinden itibaren yapılacak işlemleri de bir anlamda güvence altına almıştı.
Ayrıca, Maliye, 7104 sayılı Kanunla yaptığı değişikliklerle, arsa karşılığı inşaat işleri ile ilgili olarak ortaya çıkan vergisel tereddütleri 33 yıl sonra geç de olsa giderdi, Danıştay ile olan görüş ayrılıklarını büyük ölçüde çözdü, bu işlemi yapacak olanların önüne daha net bir tablo koydu. Konuyu KDV Kanununda düzenlemek suretiyle, Danıştay’ın kararlarına esas aldığı “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır”, “varsayıma ve benzetmeye dayanılarak vergilendirme yapılamaz” ve “arsa karşılığı inşaat işlerinin trampa olmadığı” şeklindeki gerekçeleri de ortadan kaldırdı. Arsa karşılığı inşaat işlerinin “TRAMPA” olduğunu ve hangi değer üzerinden karşılıklı olarak faturalandırılacağı hususlarını netleştirdi. Karşılıklı faturalaşmanın, arsa payı karşılığında arsa sahibine verilen konut veya işyerlerinin Vergi Usul Kanununun 267. maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenecek MALİYET BEDELİ’nin üzerinden yapılacağına ilişkin düzenleme yaptı. Maliyet bedelinin, müteahhit firmanın kayıtlarında oluşan inşaat maliyetinin arsa sahibine verilen bağımsız bölümlere isabet eden kısmına, arsa sahibi ticari işletme ise % 5, arsa ticari işletmeye dahil değilse % 10 ilave edilmek suretiyle bulunacağını açıkladı. 6 Nisan 2018 tarihinden itibaren geçerli olan uygulama bu şekilde.
İptal, Maliye’nin 6 Nisan 2018 tarihinden önce tam 33 yıl yürürlükte kalmış Tebliğ düzenlemesi ve uygulaması ile ilgili. Yani, iptal kararı, 6 Nisan 2018 tarihinden öncesi için geçerli, bu tarihten sonrası için geçerli değil.
İptal kararı kesinleşirse, sonuçları ne olur?
Danıştay’ın iptal kararı kesinleşirse, 6 Nisan 2018 öncesinde arsa sahiplerine arsanın karşılığı olarak konut veya iş yeri teslim edip KDV hesaplayan müteahhitler, 5 yıllık düzeltme zamanaşımı süresi ile sınırlı olmak üzere düzeltme – şikayet yoluyla dava açıp, bu KDV’lerin iadesini isteyebilecek. Çünkü, iptal kararının kesinleşmesi halinde, Maliye’nin iptal edilen düzenlemesine göre hesaplanan KDV’ler, Vergi Usul Kanununun 118. Maddesine göre vergilendirme hatası (mevzuda hata) kapsamında değerlendirilecek ve iade edilecek.
Ayrıca, iptale konu düzenlemenin geçerli olduğu yıllarla ilgili olarak yapılmakta bulunan veya yapılacak olan vergi incelemelerinde, uzlaşmalarda ve yargıda devam eden uyuşmazlıklarda iptal kararının dikkate alınması gerekecek.
Hem idare hem de mükellefler açısından sıkıntılı, uzun ve zor bir süreç.