Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği 27 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanıp devreye girdikten sonra beraberinde bir takım soru işaretlerini de getirdi. Kontrol mekanizmasının nasıl işleyeceği en çok merak edilen konuların başında geliyor. Yönetmelik, su yalıtımı kriterlerine uymayan yapılara ruhsat verilmemesini öngörüyor. O nedenle yalıtım uygulamalarının nasıl ve kim tarafından denetleneceği büyük önem arz ediyor.
Öte yandan yapılacak yalıtımın türü ve kalitesi zemin türüne ve coğrafyaya göre değişiyor. O nedenle denetleyecek kişilerin büyük bir yetkinlik sahibi olması gerekiyor. Şantiyede yapılacak su yalıtımının denetimini ve raporlanmasını denetim firmalarının yapmakla yükümlü olduğunu ifade eden BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil, “Yapım esnasında çekecekleri fotoğraflardan, tutacakları tutanaklardan oluşacak olan rapor inşaatın bitiminde belediyeye teslim edilerek yapıya kullanım izni alınacak. Binanın kullanım izni varsa su yalıtımı yapılmış demektir. Su yalıtım türünü, kullanılacak olan malzemeleri seçecek olan kişiler, tasarımcılar yani mimarlardır. Mimarlar nasıl ki mimari proje hazırlıyorlarsa, su, ısı, ses ve yangın yalıtım projelerini de hazırlamakla yükümlüler. Mimar su yalıtım projesini kendi hazırlayabileği gibi, su yalıtım danışmanlarından da destek alabilir” dedi
MEVCUT BİNALARIN TADİLATI
Su yalıtım yönetmeliğinin kurallarına uygun olarak yapılacak olan yapıların depremde daha güvenli olacağının altını çizen Bonfil, yönetmeliğin mevcut yapılarda yapılacak tadilat süreçlerinde de geçerli olduğunu belirterek, “Binanın kendisinde yapılacak olan tadilatlar su yalıtım işlerini de kapsıyorsa bu yönetmeliğe uygun hareket edilmesi zorunlu. Bina tadilatı için tadilat projesinin hazırlanması, belediye tarafından onaylanması ve yapım aşamasında denetim şirketlerince denetlenmesi ve raporlanması gerekecek. Şahsın kendi dairesi içinde yapacağı ıslak hacimlerdeki kısmi tadilatlar ise bu yönetmelik kapsamı dışında kalıyor” diye konuştu.
HEM ÖZEL HEM KAMU BİNALARI KAPSAM DAHİLİNDE
Yönetmeliğin ağırlıklı olarak kamu binaları üzerinde durmasının diğer yapıların kapsam dışı olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Bonfil, şunları kaydetti;
“Yönetmelik, yürürlüğe gireceği 01 Haziran 2018 tarihinden itibaren yapılacak olan tüm yapıları kapsamakta. 51,50 m’den daha yüksek yapılar ile 10.000 m2’den büyük yapıların temel yalıtımları için özel şartlar getirmekte. Bu tür yapıların yapıldığı zemindeki su miktarına bakılmaksızın basınçlı su varmış gibi su yalıtımı yapılacak.”
SU YALITIMI SAĞLIĞIMIZI DA KORUYOR
Su yalıtımının sadece deprem odaklı olmadığını nemli ve küflü binalarda oturan insanların sağlıklarının da ciddi tehdit altında olduğunu ifade eden Bonfil, “Su yalıtımı konusunda çoğunlukla depreme dikkat çekiliyor. Ancak nemli ve küflü binalarda oturmak sağlık açısından da sorunlar yaratıyor. Yapı içine girecek olan su demirlerde korozyona neden olacağı gibi nemli ortamlarda yaşayan insanlarda da ciddi rahatsızlıklara yol açmakta. Özellikle üst solunum yolu rahatsızlıkları, eklem romatizması gibi. Bugüne kadar kamuda deprem konusu daha çok işlendiğinden, bu yönetmelik de ilk başta bu yönü ile öne çıkmakta. Tüketici için sağlık ve konfor ile ilgili iyileştirmeler de anlatılmalı” şeklinde konuştu.