Sanayi yatırımlarından desteklere kadar birçok konunun ele alındığı buluşmada Nureddin Nebati, “Mobilya sektörünün kapasite kullanım oranı yüzde 76’ya çıkmış durumda ancak küçük işletmelerde bu oran yüzde 40 seviyelerinde. Dolayısıyla sektör olarak kümelenmemiz lazım. Kapasite kullanım oranlarımızı sadece büyük işletmelerde değil küçük işletmelerde de artıracak modelleri hayata geçirmemiz lazım” dedi. Dünya mobilya pazarının büyük kısmının gelişmiş ülkelerin elinde olduğunu belirten Ahmet Güleç, “Bir ülkeyi geliştirmek, kalkındırmak istiyorsanız o ülkede mobilyayı desteklemek, mobilya fabrikaları kurmak lazım” diye konuştu.
Mobilya sektörünün 36 bin üyesinin çatı kuruluşu Mobilya Dernekleri Federasyonu'nun (MOSFED) düzenlediği Geleneksel Sektör Buluşması, sektör sorunlarının masaya yatırıldığı bir zirveye dönüştü. Sektör temsilcileri ve derneklerinin yoğun ilgisiyle gerçekleştirilen buluşmaya katılan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati, sektör sorunlarını dinleyerek atılacak adımlar hakkında açıklamalarda bulundu. Sanayicilerin hem küçük hem organize sanayi bölgelerinin desteklenmesi anlamında ihtiyacı olduğunu belirten Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, İstanbul’un her iki yakasında ihtisas organize sanayi bölgesi kurulursa sektörün önemli ölçüde büyüyeceğinin altını çizdi.
Açılış konuşmasını yapan Ahmet Güleç, sektörün 20 yılda yaşadığı ekonomik büyümeyi katılımcılarla paylaştı. Güleç, “Türkiye mobilya sektörü son 20 yılda dünyada kalitede, tasarımda, üretimde ve dünya ticaretinde adından söz ettiriyor. Mobilya sektörü bu süre zarfında dünya ihracat sıralamasında 23. sıradan 8. sıraya yükseldi. 2000 yılında 160 milyon dolar ihracat karşılığında 280 milyon dolar ithalat yapıyordu. 2019 yılında dünyada ihracatını artıran birinci ülke olduk. 2010 yılında dünya mobilya pazarından yüzde 1 pay alıyorduk bu rakam bugün yüzde 2'ye çıktı. Bu büyümenin altında müteşebbis yapımız ve girişimci ruhumuz yatıyor. Mobilya sektörümüz yaptığı işi gönülden yapıyor. Başarımızın altındaki bir diğer etmen de imalat gücümüz. Bugün 36 bin üreticimiz Türkiye’nin tüm şehirlerinde üretim yapıyor ve üreticilerimizin 3’te 1’i ihracat yapıyor. Sektörümüzle 300 bin doğrudan 500 bin dolaylı istihdamımız bulunuyor” diye konuştu.
“Sektör olarak kümelenmemiz lazım”
Mobilya sektörü gerek tedarik gerek nakliye anlamında küresel boyutta yaşanan maliyet artışlarından etkileniyor ancak buna rağmen sektördeki üretim artışı devam ediyor diyen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati, “Mobilya sektörünün kapasite kullanım oranı yüzde 76’ya çıkmış durumda ancak küçük işletmelerde bu oran yüzde 40 seviyelerinde. Dolayısıyla sektör olarak kümelenmemiz lazım. Kapasite kullanım oranlarımızı sadece büyük işletmelerde değil küçük işletmelerde de artıracak modelleri hayata geçirmemiz lazım. Sektörün bu konularda bize önerilerle gelmesi gerekiyor. Tedarikteki sorunlara bağlı olarak sektörün hammadde fiyatlarında artış yaşandı. Ancak bazı tedarikçiler krizi fırsata çevirip fiyatları fahiş oranda artırdı. Devletin görevi yeri geldiğinde denetim ve regülasyonlarla bunları kontrol altına almaktır. Biz de müdahil olmamız gereken yerlerde dahil olacağız” diye konuştu.
“Mobilya sektörü lokomotif bir sektöre dönüştü”
Sektör rakamları hakkında değerlendirmelerde bulunan Dr. Nureddin Nebati, “Mobilya sektörü, Türkiye istihdamına da son derece büyük bir katkı sağlıyor. Gelişen teknolojiye de hızlı uyum sağlayan sektör, yüksek katma değere ulaşmanın getirdiği avantajlardan da yararlanıyor. Geçtiğimiz yıl 3,4 milyar dolarlık rekor bir ihracat yakaladı. Bu sene 4 milyar doların üstünde rakamlara doğru ilerliyor. Türkiye’nin dünyadaki ihracat payı 0.96 seviyesindeyken mobilya sektörü yüzde 2 alıyor” diye konuştu.
“Bir ülkeyi geliştirmek istiyorsanız mobilyayı desteklemek lazım”
Güleç: “Mobilya sektörünün dünyadaki konumuna baktığımızda, Çin dışında pazarın yüzde 51’ini gelişmiş ülkeler üretiyor. Birçok gelişmiş ülkenin en önemli sektörü arasında yer alan mobilya sektörü ülkemizde de yeterince desteklenirse tüm sektörlerin önüne geçeceğimize inanıyoruz. Bugün sektörümüz gerek üretimi gerek ihracatıyla tekstili, deriyi, camı, kimyayı geliştiriyoruz. Bir ülkeyi geliştirmek, kalkındırmak istiyorsanız o ülkede mobilyayı desteklemek, mobilya fabrikaları kurmak lazım. Bunun dünyada birçok örneğini görüyoruz en başında da İtalya geliyor. Mobilya insanlara bir yaşam tarzı sunuyor. Mobilya ihracatını güçlendirirsek aynı anda ülkemizin kültürel tanıtımına da katkı sağlayabiliriz. Mobilya sektörü içinde akıl, emek ve geri dönüşüm bulunan katma değerli bir sektör, ciddi anlamda bir istihdam kaynağı. Bundan dolayı gelişmiş ülkeler mobilya sektörünü önemli ölçüde destekliyor” dedi.
Sektörün çözülmesi gereken en önemli sorunu hammadde fiyatları
Dünya mobilya sektörünün yüzde 5’ini Türkiye’nin yaptığını belirten Güleç, “Sektörümüzün gideceği çok yolu olduğunu biliyoruz. Daha çok büyüyeceğiz ancak çözmemiz gereken en önemli sorunlardan biri, yerel kalkınma dostu olan, milli kaynakları kullanan sektörün, hammadde sorununun çözülmesi gerekiyor. Sektörümüzde çok fazla KOBİ var ancak büyük ölçekli tedarikçilerle çalışıyoruz. Tedarikçiler, çok fazla üretici olduğundan, satış sorunu yaşamayacağını bildiği için hammaddeye istediği gibi zam yapabiliyor. Bu konuyu çözemezsek dünya ticaret pastasından daha fazla pay alamayız. Üreticilerin desteklenmemesi ve korunmaması durumunda 36 bin üretici ayakta kalmakta zorlanacak ve hedeflerimiz hayal olarak kalacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.
“Üretimde sadeleşmek gerek”
Sektör olarak üretimde sadeleşmenin de gerek olduğunu sözlerine ekleyen Güleç, “Sektör olarak her ürünü üretmek yerine belli alanlarda uzmanlaşıp bu alanda üretim yapmamız lazım. Hem üretici hem ihracatçı olayım yerine dikey büyümeyi öğrenmemiz lazım, eğer sadeleşmeyi ve uzmanlaşmayı öğrenemezsek kesinlikle büyüme imkanımız olmayacak. Tasarım, sektörümüzün öne çıkan en kritik özelliği. Kesinlikle, tasarım olmazsa olmaz felsefesini yakalamamız lazım. Sadece kendi tasarımcılarımızla değil, hangi pazara mal satmak istiyorsak o ülkenin tasarımcılarıyla çalışmamız lazım. Bu anlamda da tasarımın desteklenmesi lazım. Sektörümüzün küçük ve aile işletmelerinin kurumsallaşma çalışmalarının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sanayicilerin hem küçük hem organize sanayi bölgelerinin desteklenmesi anlamında ihtiyaçları var. Özellikle İstanbul’un her iki yakasında ihtisas organize sanayi bölgesi kurulursa sektörümüz önemli ölçüde büyür” ifadelerini kullandı.
HeartMade, Türk mobilyasının ayrıcalıklı mührü olacak
MOSFED olarak, Türk mobilyasını dünyaya tanıtmak, kalitesini standartlaştırmak için HeartMade projesi için çalışmaya başladıklarını anlatan Güleç şöyle konuştu: “HeartMade ile alın terimiz, el emeğimiz ve en önemlisi kalbimizle yaptığımız mobilyalarımızı dünyaya tanıtacağız. HeartMade Türk mobilyasının kalitesinin ve tasarımının ayrıcalıklı bir mührü olacak. HeartMade mührünü alan mobilyalarımız, birçok sektörde olduğu gibi kalitesini dünya genelinde tescil ettirmiş olacak. Sektörümüzde, dünyada eşi benzeri olmayan, bir yılı aşkın süredir dernek başkanlarımız ve sektör temsilcilerimiz ile üzerinde çalıştığımız ve çalışmaya da devam edeceğimiz HeartMade projemiz, sektör olarak hedeflerimize ulaşmak için verdiğimiz bir söz olacak, sektörümüze yeni bir ufuk açacak.”
“Nitelikli eleman yetiştirilmesi konusunda farklı yöntemlere gireceğiz”
Konuşma sonrası sektör temsilcilerinin sorularını yanıtlayan Dr. Nureddin Nebati, sektörün nitelikli eleman sorunuyla ilgili, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in nitelikli çalışan konusunda oldukça hassas olduğunu dile getirerek, “Nitelikli eleman yetiştirilmesi konusunda farklı yöntemlere gireceğiz. Bu konu sadece mobilya sektörünün sorunu değil. Sanayide de çalışan bulma sorunu yaşanıyor. Bu konuyla ilgili farklı STK’larla görüşmelerimiz oluyor. Çalışmaların sonucunu yakında göreceğiz. Mobilya sektörü bizim açımızdan öncelikli sektörler arasında yer alıyor. Bize düşen görev sektörün önünü açmak. Burada sektör temsilciliklerinden gelen her türlü öneriye açığız ve üzerimize düşen her türlü gayreti yerine getireceğiz” dedi.