Muğla’nın Fethiye ilçesinin turizm merkezlerinden biri olan Göcek'de sahil şeridine yapılmak istenen marina tartışma konusu oldu. Göcek’i denizden ayıracak olan imar planı mahkeme tarafından iptal edildi. Fakat iptal kararına karşı inşaat devam etti. Marina ruhsatı aldı. Gelişmelere tepki gösteren Göcekliler, kararın uygulanmasını isterken konuya ilişkin açıklama yapan ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, "Burada sadece bir siyasal partinin olumsuzluğu da söz konusu değil. Burada partiler üstü bir sorunu dile getiriyoruz. Buradaki yerel yönetimlerden de hukuk kurallarının uygulanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Fethiye'nin Göcek mahallesine inşa edilen yat limanı projesinde karar çıktı. Muğla 3. İdare Mahkemesi, tarafından yat projesi iptal edildi.
Kararda mahkeme Göcek kıyı bölgesinin, kamunun erişimine kapatılmasının, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, planın; şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı kanaati ile iptal etti. Fakat bu iptal kararına rağmen inşaatın durmaması gibi marinaya da ruhsat verildi.
PROF. DR. SÖZÜER'İN TALEBİ
Mahkemenin iptal kararına ardından kararın uygulanmaması ve inşaatı devam eden marinaya ruhsat verilmesine Göcekliler yaptıkları basın açıklamasıyla tepki verdi.
Burada konuşma yapan ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, şunları kaydetti: “Burada tabiatın haklarını da burada yerleşen, yerleşmeyen herkesin haklarını savunmak durumundayız. Türkiye’nin her kesiminin haklarını savunmak demek. Burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin hakkı savunuluyor. Biz hukuk uygulansın derken yüksek gürültü, lazer ışığı, suların bozulması gibi pek çok çevre sorununu hukuk çerçevesinde tartışmak istediğimiz konu. Burada sadece bir siyasal partinin olumsuzluğu da söz konusu değil. Burada partiler üstü bir sorunu dile getiriyoruz. Buradaki yerel yönetimlerden de hukuk kurallarının uygulanmasını istiyoruz.”
MAHKEME KARARINDA DİKKAT ÇEKEN NOKTALAR
Muğla 3. İdare Mahkemesi verdiği iptal kararında şu hususlara dikkat çekti:
"İmar planı değişikliği ile Göcek koyundaki yat bağlama kapasitesinin arttırılmasının, hali hazırda Göcek koyu ve civarındaki düşük su sirkülasyonu nedeniyle bölgede su kirlilik oranını daha da arttıracağı, bölgede artan nüfus yapısının bölgenin kıyısal ekosistemi üzerinde önemli bir tehdit oluşturacağı, yüksek biyo-çeşitlilik barındıran Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinde (ÖÇKB) konumlanan planlama alanı ve çevresinin hassas ekolojik yapısının korunmasının ve sürdürülebilir kullanımının zedeleneceği, Göcek Koyu ve civarında bulunan farklı türlerin tekne trafiği, teknelerin oluşturdukları atıklardan oluşan kirlilikten kaynaklı nedenlerle zaten olumsuz yönde etkileniyor iken bu etkilerin daha da artacağı, Göcek Koyu'nda taşıma kapasitesinin çok üzerinde bir yükün oluşmasına yol açacağı, dolayısıyla denizel ekosistem üzerinde negatif etki yaratacağı, halihazırda Göcek Koyu'nda doygunluğa ulaşmış olan tekne/yat bağlama kapasitesinin arttırılması ile bölge ve civarındaki ekosistemin olumsuz yönde etkileneceği nedenleriyle, dava konusu imar planı değişikliğinin planlama alanında olumsuz çevresel etkilerinin olacağı ve Özel Çevre Koruma Bölgesinin nitelikli yapısını zarara uğratacağı, dava konusu plan değişikliğinin, tanımladığı kullanım kararının sadece turizm talebine bağlı olarak getirilmiş bir kapasite artış kararı olmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından doğru bir planlama yaklaşımı ve stratejisi olmaması, talebe göre kapasite artırımının sürdürülebilir turizm ilkesini ve planlamada koruma-kullanma dengesini zedeleyecek bir planlama yaklaşımı olması, Göcek Koyu ve çevresindeki planlama çalışmalarında bağlayıcı niteliği olan ve 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı plan kararları ile hükme bağlanmış araştırma raporları kapsamında hazırlanan planlar olmaması, imar planı değişikliği ile getirilen plan kararının bilimsel gerekçelere dayalı bir zorunluluktan kaynaklı oluşturulmamış olması, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca tanımlanan yapılaşma koşuluna göre yat limanı alanını tanımlıyor olması, bu kapsamda dava konusu planlar ile getirilen plan kararının imar mevzuatındaki yapılaşma koşuluna göre belirtilen kullanım türünden farklılık göstermesi, dolayısıyla plan değişiklik kararının mevzuat hükümleriyle çelişmekte olması, tanımladığı plan kararının, plan açıklama raporunda detaylı bir şekilde açıklanmamış olması, dolayısıyla plan açıklama raporunun imar mevzuatında belirtilen hususlara ve planlama tekniğine uygunluk göstermemesi, tanımladığı plan kararının mevcut kentsel alanla entegrasyonun sağlanmamış olması, plan değişikliğinin planlama alanında yürürlükte olan diğer imar planları ile bütünlük oluşturmaması, taşıt, otopark ve yaya erişiminin nasıl sağlanacağına yönelik çözümlemeler içermemesi, plan açıklama raporunda da plan değişikliği ile getirilen kullanımın bölgede yaratacağı sosyal ve altyapı ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına yönelik herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olması, Deniz Turizm Yönetmeliğinin “deniz turizmi tesislerinde…. bağlama kapasitesinin %10’u kadar otopark” alanının olması gerekliliği koşuluna uygunluk göstermemesi, dolayısıyla, dava konusu plan değişikliği kararının sosyal ve altyapı hizmetlerini iyileştiren bir plan değişikliği değil tam tersine kentin altyapı sistemine yük bindirecek bir değişiklik getirmesi, Göcek kıyı alanının kamunun erişimine kapatmak suretiyle, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olması hususları dikkate alındığında, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı..."