İnşaat sektörünün 51 yıllık markası Mesa, bugüne kadar 12 bini yurtdışında olmak üzere 110 binden fazla konut üretti. 50 yılda toplam 34 milyar dolarlık iş hacmine ulaşan şirket, her yıl yaklaşık 4 bin 500 kişiye istihdam sağlıyor. Üçü yurtdışında olmak üzere 12 şantiyede çalışmalar yürüten Mesa'nın yurtiçinde toplam 8,3 milyar TL'lik yatırım büyüklüğüne sahip dokuz projesi devam ediyor. Ekonomist Dergisi’nde yer alan habere göre; Mesa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu ile sektör Mesa hakkında açıklamalarda bulundu.
1.İnşaat sektöründe 30 yıllık süreçte hangi -dönüm noktaları yaşandı? Bunlardan nasıl dersler çıkardınız?
50 yıllık geçmişimizde küresel veya bölgesel kaynaklı birçok kriz ve çok üzücü depremler yaşadık. Bu krizlerin, depremlerin ve teknolojinin yıllar içinde getirdiği değişiklikler ve yenilikler var. Sektörümüz, insan yaşamının fiziksel değişiminin yavaşlığı dolayısıyla hızla değişebilen bir sektör değil. Sektörün doğası gereği en hızlı proje bile 3-4 yıl sürer. Her inşaat sürecinde bir, iki defa kriz yaşayabiliyorsunuz. Bu süreçte gelişmelere göre, satış hedefiniz yukarıya doğru giderken çok azalabiliyor ya da hızlanabiliyor. Örneğin; satış hızı yavaş seyreden az katlı projelerimizin Covid-19 süreci ile satış ivmesi yükseldi. Devletin aldığı ekonomik kararlar da bu süreçlerde etkili oluyor. 50 yıl önce sektöre girdiğimizde deprem yönetmeliği hemen hemen yokken günümüze kadar deprem yönetmeliği üç kez yenilendi. Şu an doğru bir yönetmelik uygulandığını belirtmeliyim. 30 yaş üzeri binalarda deprem açısından kötü malzeme kullanımı dışı nedenlerle de tehlike çanları çalıyor. Şu anda yapılan yapılarda depreme karşı güvenli konutlar yapılıyor. Geçmişe dönük olarak geniş çapta yapılacak yenileme çalışmalarının uzun süreceği dikkate alınmalı; 8-10 yıllık bir süreç söz konusu olabilir. Bir başka önemli konu ise müteahhitliğin tarifi; kimlerin müteahhit olabileceği doğru tespit edilmeli. Türkiye'de kimlerin müteahhit olabileceği tarifinin doğru yapılmaması sebebiyle yapının hangi biçimde olması gerektiğine karar verecek kişilerin bilgi ve altyapı eksikliği birçok sorunu da birlikte getiriyor.
2.Sizce sektörünüzde yapılması gerekenler neler?
Öncelikle, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Çevre Bakanlığımızın hedeflediği gibi az katlı binaların yapılması lazım ki, bizim de projelerimizde tercih ettiğimiz bir yapılaşma çeşidi bu. Bunu gerçekleştirmek için de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gerekli altyapı çalışmalarını yaparak şehrin dış çeperine kolayca ulaşım sağlanmalı. Bunun yanı sıra depreme dayanıksız konutların dönüşümüne ağırlık vermeliyiz. Bunun için birtakım formüller bulmamız lazım. Daha derli toplu, daha az metrekareli konutlara yönelmemiz ve konutun tüm alanının kullanılabilir olduğu, doğru tasarlanmış konut projelerine ihtiyacımız var. Bilhassa dönüşüm projelerinde yapıları dönüştürüp yoğunluğu artırmadan inşaatların yapımını sağlamak için hak sahibi ya da müteahhitlere şehir dışında arsa üretilmesi gerekli.
3.Mesa olarak faaliyet gösterdiğiniz alanlarda önümüzdeki dönemde büyümenin ana unsurları neler olacak?
Teknolojik olarak inşaatı geliştirmenin yanı sıra akıllı evler konusunu önemsiyoruz. Tünel kalıpta MESA yurtiçinde bir marka olmasının yanı sıra rasyonel ve tünel kalıpta yurtdışında da marka olmaya yöneldik. Ahşap imalat grubumuz en yeni teknolojileri kullanarak yurtiçi ve yurtdışında bize destek oluyor. Şu ara Polonya'daki gibi Rusya'da müteahhitlik işlerini büyütmeye yöneldik. Butik ve özelliği olan yapılarda adımızı duyurduğumuz için Rusya'dan sanat yapıları müze, tiyatro, kültür merkezi projeleri için talepler alıyoruz. Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte yurtdışındaki çalışmalarımızın payının artacağını öngörüyoruz. Yurtdışında iş yapma kapasitemizi yıllık 250 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Yurtiçinde de 200-500 konut sayısının üzerine çıkmadan butik işlerimizi devam ettirmeyi planlıyoruz. Yıllık toplam yaklaşık iki bin konut tamamlayacak şekilde kentlerin belirli bölümlerine dağılmış projeler geliştireceğiz. Tarım konusunda küçük bir yatırımımız var. Çocuklarımın da tarım, enerji üretimi konusunda çalışmaları mevcut.
4.Gelecek 30 yılda sektörünüzde ve Türkiye ekonomisinde nasıl bir değişim bekliyorsunuz?
Böyle bir hızın olduğu bir çağda 30 yılda çok büyük değişimler olacaktır, inşaatta büyük değişiklikler olmaz ama ev içi kullanımda teknoloji kullanımı artacak, ciddi değişim olacaktır. Çalışma hayatında pandemiyle birlikte ciddi bir değişim oldu. Teknolojik dönüşüm çok önem ve hız kazandı. Video konferans ile toplantılar artacak, ofis yapıları küçülecek. Konutlarda ofis ihtiyacını karşılayacak ilave hacimler üretilecek. Türkiye'de alınması gereken çok yol var. Çok iyi, genç bir nüfusu var. Eğitime verilecek ciddi katkılarla, Avrupa'daki nüfus artışının az olduğu ülkelere kıyasla nitelikli olmasına çaba göstereceğimiz genç nüfusla Türkiye'nin çok iyi noktalara gelebileceği hatta söz konusu ülkeleri de geçeceği kanısındayım.
5.2021 gayrimenkul ile inşaat sektörü bakımından sizce nasıl bir yıl olacak?
Yüksek döviz kurunun fiyatlara yansıması sebebiyle işçilik maliyetlerinin yüzde 35-40 oranında artmasını bekliyoruz, inşaat malzemelerinin de dövizdeki değişimden etkilendiğini göz önüne alırsak konut fiyatları yükselecektir. Sektörün orta-üst sınıf projelere yöneleceği beklentisindeyim.