Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda Türkiye 2023 Zirvesi kapsamında "Geleceğin Şehirleri" başlıklı panel düzenlendi.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, panelde konuşma yaptı. Birpınar, enerji kaynaklarının ve üretiminin çeşitlenmesi sürecinden bahsederek, ileride fosil yakıtların olmadığı bir sürece girileceğini belirtti.
Müteahhitler proje üretiminde yöntem değişikliğine gidiyor
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, geleceğin şehirlerini inşa etmek için 2019'un bir reform yılı olduğunu söyledi ve bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen düzenlemeleri anlattı.
İNDER'in daha önce yaşanası pilot şehir önerisinde bulunduğunu ifade eden Durbakayım, eski şehirleri tekrar canlandırmak ve yeni şehirler kurmak suretiyle küçük şehirlerde insan enerjisinin daha iyi kullanılabileceğini diye konuştu.
Büyük şehirlere akım başlayınca bazı müteahhitlerin sermayesiz, bilgisiz, mimarsız ve mühendissiz üretime başladığını ifade eden Durbakayım, tarihi binalar ayakta dururken, yakın zamanda yapılmış olmasına rağmen bazı binaların depremde yıkıldığını söyledi.
Durbakayım, müteahhitler olarak bugüne kadar bazı yanlışlar yaptıklarını dile getirdi. "Geçtiğimiz dönemde arsa sahiplerinin garantörü olduk. Onun alacağı daireyi ve bedeli her şartta garantiledik. Şartlar bozuldu biz o şartları yerine getirdik." diye konuşan Durbakayım, "Daire alanların bireysel konut kredilerinin kefili olduk. Halbuki daireyi onlar alıyor. Diğer tarafta proje finansmanı için kullanılan kredilerin de teminatını verdik, bedellerini ödedik." dedi.
Durbakayım, bu modelin doğru olmadığını söyledi ve sözlerine şu şekilde devam etti;
"Bir kere yaptığımız işte kar-zarar ortaklığı şeklinde arsa sahibiyle birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Neticede bu iş. Bu ortaklık kurulduktan sonra finans sektörüne çıkıp projeyi tanıtıp arsa sahibi, müteahhit ve finans kuruluşu ortaklığı oluşturmalı ve proje süreci bu şekilde yönetilmeli. Önümüzdeki dönemde yapı müteahhitleri olarak bu modele geçeceğiz. Bunu kentsel dönüşümde de yapmak mümkün."
"1999 depreminden önce yapılan 13,5 milyon konut bulunuyor"
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici, Türkiye genelinde 6,5-7 milyon konutun dönüşümünün söz konusu olduğunu ifade ederek, kentsel dönüşüm süreçlerini anlattı.
Çekici, "1999 depreminden önce inşa edilmiş 3 milyonu İstanbul'da olmak üzere Türkiye genelinde 13,5 milyon konut bulunuyor. 6-7 milyonla sınırlı değil aslında. Bu da 400-500 milyar dolar finans gerektiriyor." diye konuştu.
Bu finansmanın gelişmekte olan herhangi bir ülkenin GSYİH'sine bedel olduğunu ifade eden Çekici, kentsel dönüşümde değer oluşturma amacının izlenmesi ve uzlaşma adabının taşınması gerektiğini belirtti.
Çekici, dernek olarak üzerinde çalıştıkları kentsel dönüşüm modellerinden bahsederek, bu sürecin hızlıca ele alınması gerektiğini söyledi.
"Yabancıya satışta alınacak çok yol var"
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ziya Yılmaz, konuşmasıda yabancıya konut satışının önemine değindi.
Burada herkese büyük görev düştüğünü ifade eden Yılmaz, yapılan son düzenlemelerin sektör için son derece umut verici olduğunu belirtti. Yabancıya satışta alınması gereken çok yol bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "En kötü ihtimalle 2-3 yıl içerisinde yabancıya satış cirosunu yıllık 20 milyar dolara, beş yıl içinde de 30 milyar dolara çıkarabileceğimize inanıyorum. Bunu başarmış bir konut sektörü düşünün. Diyelim ki ülke olarak doğal gaza, petrole her yıl 40-50 milyar dolar para veriyoruz. Bu açığın yarısını yabancıya konut satışından çıkarırız." diye konuştu.