Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, Yeni Ekonomi Programı'nda yer alan 'reasürans havuzu'nun yarım kalan inşaatların tamamlanması için oluşturulacak bina tamamlama sigortasını kapsayabileceğini açıkladı. Çetin, "Tamamlanamayan binalar eğer sigortalanabilseydi bugün konkordato ilan eden müteahhitlerin yarattığı mağduriyetler minimum düzeye gelirdi" diye konuştu.. Çetin'in havuzda olabilir dediği bir başka alan ise ekonomik hayatın devamında önemli olduğunu vurguladığı alacak sigortası.
Yeni Ekonomi Programı'nda yer alan 'teminat bulunamayan alanlarda reasürans havuzu oluşturulacağı' maddesi bir çok kişi tarafından mobilya, boya, kimya sektörlerin için yeni bir sigorta havuzu oluşturulacağı biçiminde algılandı. Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin ise havuzun kapsamına ekonomiyi de hızla toparlayacak sigortaların girebileceğini müjdeledi. Bunlardan ilki ve en önemlisi yönetmeliği yayımlanmış olmasına rağmen bir çok noktada bilinmezleri bulunan bina tamamlama sigortası diğeri de ekonomideki güveni sağlama potansiyeli yüksek olan alacak sigortası.
YEP'te Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve sigorta ile ilgili reformlar yapılacağına dair maddelerin varlığıyla ilgili açıklamalar yapan Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, "Programda sigortacılığın önemli unsur olarak yer alması beni memnun etti. Sigortalanamayan riskler havuzu yeni bir şey değil ancak kamunun destek vereceği, elini taşın altına koyacağı bir reasürür gibi çalışacağı bir model düşünüldüğü anlaşılıyor. Bu model sigortanın yayılmasını sağlayacak" diye konuştu. Çetin'in sigortacıların sigorta yapmadığı riskin çok büyük olduğu işyerlerinin sigortalanması ne kadar doğru olduğuna dair soruya cevabı ise "Sigortacıların sigortalamadığı bir yerin zaten var olmaması gerekiyor. Eğer bir yer patlayacak, yanacak insanlara zarar verecekse o yerin sistem içinde olmaması lazım. Sigortalanacak yeri zaten sigortacı sigortalamak ister" oldu.
'ARKAMIZDA GÜÇ OLMALI'
Ancak YEP'te bahsedilen reasürans havuzu içinde başka alanların olabileceğini dile getiren Çetin, "Örneğin bir türlü geliştiremediğimiz kredi ve kefalet sigortası, mağdurların oluşması ile birlikte tekrar hatırladığımız bina tamamlama sigortası gibi sıkıntı yaşadığımız alanlar var. Yönetmelik hazır olmasına rağmen hayata geçiremediğimiz konular bunlar. Ben bunların havuzun konusu olabileceğini düşünüyorum. Tamamlanamayan binalar eğer sigortalanabilseydi bugün konkordato ilan eden müteahhitlerin yarattığı mağduriyetler minimum düzeye gelirdi. Alacak sigortası da havuz içine alınarak ekonomik hayatın devamında iyi bir enstrüman olabilir. Sigorta şirketleri şu anda yurtdışında reasürans bulmakta zorlanıyor, tek başına bina tamamlama sigortası da yapamıyor. Yönetmeliğin ayrıntıları belli değil. Hem ayrıntılar belli olmalı hem de arkamızda bir güç olmalı ki bu işi yapabilelim" dedi. Çetin'in diğer konulardaki sorulara verdiği yanıtlar ise şu şekilde oldu:
YEP GERÇEKÇİ VE HEYECAN VERİCİ
-Yeni Ekonomi Programı'nın değerlendirebilir misiniz? Ekonomi ve sigortacılık için etkileri ne olacak?
Türkiye çok yakın bir zamanda sistem değişikliği yaşadı. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Bir çok değişiklik gözlerimizin önünde gerçekleşmesine şahitlik ediyoruz. Yeni Ekonomi Programı da (YEP) bu değişikliğin sonucu. Bu şekilde algılarsak YEP'i daha iyi anlarız. Alelacele yapılmış tepkisel bir plan değil. Yapısal reformlara dönük yeni hükümetin yeni bakış acısını ortaya koyan bir program. Bu anlamda bana heyecan veriyor. Ani ve hızlı değişiklikler beklememek lazım. Önemli olan yaklaşım. Ekonomi ile ilgili insanlar ve şirketler için bu programların birinci önceliği gerçekçi olması. YEP'in tahminleri gerçekçi. Büyüme ve enflasyon tahminleri ve alınan tasarruf tedbirleri ile uyumlu bir tablo var. Gerçekçi analizler yapıldığının gösteriyor. Bu nedenle yeni ekonomi yönetiminin başarılı olacağına inanıyorum. Öncelikle, YEP'in bize mali disiplin getireceğini, tasarrufları artıracağını, ödemeler dengesini yeniden kurulacağını ve bunun için de öncelikli olarak cari açığın azaltılacağına işaret ediyor. Cari açığın azaltılması tabii ki uzun dönemde katma değerli üretime geçileceğini, endüstri 4.0'ın uygulanacağını, eğitim politikaları ile de bunun destekleneceğine işaret ediyor.
-Peki bu saydıklarınızın yapılabilmesi için kaynak nasıl yaratılacak, nereden bulunacak?
Türkiye'nin sermaye eksikliği Osmanlı'dan bu yana devam ediyor. Biz yabancı kredilere ihtiyaç duyuyoruz. Türkiye'nin borçluluk oranı karşılaştırıldığımız ülkelere göre çok yüksek değil. Türkiye'nin borçlanma potansiyeli hala var. Ancak faizler şu anda sorun. Hükümet sisteminin oturması ile birlikte, bu faizler aşağı mutlaka gelecektir. Hem devlet hem özel bankaların sendikasyonları yenilemiş olmaları da bizim için önemli bir işaret. Yeter ki biz ev ödevlerimizi bundan sonra iyi yapalım.
KASKONUN FİYATI 10 YILDIR AYNI
-Kurun yükselmesi ile bazı maliyetleriniz arttı. Bu vatandaşa nasıl yansıyacak?
Kasko ve sağlık maliyetlerimiz artıyor. Araç yedek parçalarını yüzde 70'i ithal olduğu için etkilenmeye başladık. Soğukkanlı ve sakin davranıyoruz. Fiyatı birebir yansıtmıyoruz. Stoklar var, Ancak önümüzde çığ gibi büyüyen bir maliyet var. Ancak kurun düşmesi bizim maliyetlerimizi düşürerek yeni fiyatlarımızı daha iyi belirlemememizi sağlayacak. Bu yüzden beklemekte yarar var. Ortalama kasko tarafında önemli bir artış yok. Son 10 yıldır fiyat neredeyse aynı. Sağlıkta belirli etkilenme olacak. Biraz beklememiz gerekiyor. Diğer yandan bizim de hizmet sağladığımız servis sağlayıcılardan fiyatı fahiş artırmak isteyen oldu ancak sigorta sektörü bunu kabul etmedi.
VATANDAŞ BU DÖNEMDE NE YAPMALI?
-Yaşadığımız ekonomik dalgalanmada vatandaşa bir sigortacı açısından önerileriniz nelerdir?
Daralan gelirle birlikte sigortalanması gereken malların değeri artıyor. Türkiye'de sigorta fiyatları hala tüketici dostu. Tüketiciye bir çok teminatı ucuza sunuyoruz. Kasko ilk vazgeçilen poliçe oluyor. Ancak şimdi alternatif kasko ürünlerimiz var. Muafiyetli kasko ürünlerimiz var örneğin. Veya aracın pert olursa karşılığını al şeklinde alternatiflerimiz var. Şunu söyleyebiliriz, vatandaşlar ne yaparlarsa yapsınlar sigortasız kalmasınlar. Özellikle hasarsızlık indirimi gibi haklarını, sağlık sigortasında hayat boyu yenilime haklarını kaybetmesinler. Bu sıkıntılı bir dönem ancak sigorta vazgeçilemeyecek kadar önemli ve hayati.
-Vakıf Emeklilik son dönemde nasıl önlemler aldı?
Bizim için nispeten başarılı ve iyi bir sene oldu. Teknolojiye yaptığımız yatırımların sonuçlarını aldık. Maliyetlerimizi kontrol ederek tüketicilerimize iyi hizmeti daha alternatifli bir şekilde sunduk. Vakıfbank'tan yapılan satışları yüzde 50 artırdık. Bunu yazılım yatırımları ile bir entegrasyon sağlayarak başardık. Bankada geçen yıl yaşanan yönetim değişikliği ile değişen iştirak politikası da etkili oldu. Bölge müdürlükleri ve pazarlama ağı çalışmamız oldu. Bankanın sigorta satışlarını personelinin performansını etkilemesi de başarıyı getirdi.
GELECEK BLOCKCHAİN'DE
Blockchain'in sigortacılar için önemli olduğunu belirten Serhat Süreyya Çetin, "Sadece tahsilat alanında değil. Bir poliçe düzenlenirken o poliçenin arkasındaki teminat varsa reasürans hatta o reasürans şirketinin arkasındaki yatırımcılar, aradaki brokerleri kapsayacak şekilde bir zincirin oluşması bizim işlerimiz çok hızlandıracak kolaylaştıracak. Silsilenin tek bir tuşla görülüp hissedildiği ve güvenli olarak tüketiciye aktarıldığı bir ortam oluşabilir. Bu tüketiciye güvenilirlik hız, eksiksiz doğru poliçenin düzenlenmesi ve tam hasar ödenmesini sağlar. Aldığının bir kağıt parçası olmadığını daha iyi hissedecek" diye konuştu.
Son günlerde Türkiye'de kurdaki yükselişe rağmen uluslararası şirketler olan reasürörlerin uluslararası bankalardan daha yakından izlediğini söyleyen Çetin, "Bu yıl reasürans yenilemeleri başlıyor. Reasürörlerin Türkiye'ye olan ilgilerini de gördük" diye konuştu. dedi.
Habertürk