Dağ Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Doğan Dağ, “Dağ Mühendislik, 30 yıllık bir şirkettir. 30 yıl içerisinde 30 bin konut başta olmak üzere alışveriş merkezleri ve yurt binaları inşa ettik. Bugüne dek toplamda yaklaşık 5 milyon metrekarelik bir inşaat alanında emeğimiz geçti” dedi.
“18 farklı noktada şantiyemiz var ve dolaylı olarak 7 bin kişiyle çalışıyoruz” diyen Dağ, “TOKİ, Emlak GYO ve İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’nin bünyesinde devam eden projelerimiz bulunuyor. İlerleyen yıllarda Almanya başta olmak üzere Macaristan, Romanya ve Sırbistan’da da inşaat projeleri yapmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Ülkesine güvenmeyen firmalar risk almaktan korkuyor
“En küçük bir riskte kabuğuna çekilen firmaları da görüyoruz. Biz her halükarda ülkemizin dinamiklerine güveniyoruz ve ülkemizi yönetenlerin alacağı aksiyonlara ve önlemlere de güveniyoruz” diyen Doğan Dağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bugünlerde birçok firmanın demir ve çimento fiyatlarının artışından dolayı şantiyelerini durdurma kararlarının aksine biz şantiyelerimizi durdurmadık. Planlı ve programlı hareket ediyoruz. Aldığımız her işi en başından en sonuna kadar hesaplayarak ve planlayarak çalışmaya başlıyoruz. Dolayısıyla bütün olası riskleri göze almış oluyoruz. Sırf iş almak için değil, ‘iş alırsak nasıl kar ederiz ve farklı bir kriz ortaya çıkarsa nereden aksiyon alırız?’ diyerek risklerimizi minimize ediyoruz” diye konuştu.
Hazine arazileri sosyal projelere açılmalı
Türkiye’de büyük bir sosyal konut açığı olduğuna vurgu yapan Dağ, devletin sosyal projelere arsa temin etmesini istedi. “Devlet tarafından belirli bir bedel üzerinden müteahhide satılan araziye inşa edilecek konut fiyatlarını da devlet belirlesin” diyen Dağ, şunları söyledi: “Şu anda müteahhitlerin en büyük sorunu demir, çimento veya alüminyum değildir. En büyük sorunlardan bir tanesi arsa tedarikidir. Bizim devlet büyüklerinden en büyük temennimiz müteahhitlere arsa tedariki konusunda bir formül üretmeleridir. TOKİ tarafından müteahhitlere arsa tedarik edildiği gibi fiyatların çok yukarıya çekilmemesi açısından müteahhitlere de arsa temin edilmelidir. Belirli kriterlere sahip olan bütün firmalar bundan yararlanabilir. Özellikle orta gelir grubundaki vatandaşların ev sahibi olmasını desteklemeliyiz. Bizim en büyük şansımız Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Murat Kurum Bey gibi bir bakanımızın olmasıdır. Murat Kurum Bey, sektörü ve her kesimin ihtiyacını bilen, bu konuda hassasiyet gösteren birisidir. Vatandaşlar ve müteahhitler olarak bu anlamda çok şanslıyız. Bunları “arsalar müteahhitlere peşkeş çekilsin” anlamında söylemiyoruz. Şu an çok ciddi bir sosyal konut ihtiyacı var. İstanbul’un Sarıyer ve Beşiktaş taraflarında bir deprem esnasında büyük sıkıntılar yaşanabilir. Deprem anında yardım götürülemeyecek kadar zor yerler olduğu gibi vatandaşların kendilerinin bile çıkamayacağı yerler var” diyerek sözlerini tamamladı.
“Türkiye’nin ilk yerli ve milli asansörünü üretiyoruz”
Türkiye’nin ilk yerli ve milli asansörünü üretmek için çalışmalara başladıklarını anlatan Dağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Deneme ve prototip üretim sürecimiz bitti. 3 Ocak 2022 itibariyle makinelerimizin seri üretimine başlandı. Çok ciddi bir talep de aldık. Maksadımız 5 yıl içerisinde bir Türkiye markasıyla dünyadaki 4 büyük asansör markasından sonra 5. marka olarak yer almaktır. Daha sonraki süreçte, yani 7 yıl içerisinde dünyanın en iyi 5 asansör firmasından biri olarak dünya pazarında EQ firmamızla söz sahibi olmak istiyoruz. Şu anda kapı, kabin ve pano üretiyoruz. İlk 3 yıl içerisinde asansör yedek parçaları ve komple paketi yüzde 85’e yakın düzeyde Türkiye’de üretmek istiyoruz. 2025 yılının sonlarında ise tamamen yüzde 100 yerli ve milli asansör üretimine geçeceğiz. Asansör dikey bir araçtır. Otomobilin havaya doğru kaldırılmış halidir ve aksamları da bire bir aynıdır. Türkiye’den bir gücün, bir markanın neleri başarabileceğini dünyaya kanıtlamak istiyoruz. Hem ihracatta hem de iç piyasada ciddi bir pay sahibi olma hedefimiz var. Hadis-i Şerif’te de buyurulduğu gibi, “rızkın onda dokuzu ticarettedir” denilmiş. Ticaretin onda dokuzu da cesaretten geçiyor.”