İnşaat Deryası’ndaki ilk yazım “Müteahhitlik Mesleğinin Standartları” başlığıyla 26 temmuz 2016 tarihinde yayınladı. İlerleyen aylarda sektörümüzle ilgili çeşitli sorunları, eksikleri, beklentileri vb. kendi köşemde, elimden geldiğince kaleme almaya çalıştım. 2018 yılındaki ilk yazım da yine müteahhitlik mesleğinin standartları ile ilgili olacak. Bu konuyla ilgili ilk kez olumlu bir gelişme sağlandı.
Kaleme aldığım ilk yazımın müteahhitlik mesleğinin standartları olmasının nedeni bu konuyu sektörün en büyük sorunu görmemden kaynaklanıyor.
İnşaatta çalışan en vasıfsız işçiden bile Mesleki Yeterlilik Belgesi istenirken, Türkiye ekonomisinin can damarı olan İnşaat sektörünün en kritik koltuğunda bulunan müteahhitler için belirlenen herhangi bir kriter yok.
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ilk defa müteahhitlik sektörüne belli kriterler getiren bir protokol üzerinde uzlaştı. Müteahhitlik İşletmelerinin Yeterlilik Kriterlerinin Belirlenmesi ve Belgelendirilmesi’ni kapsayan bu protokol çerçevesinde belirlenecek kriterler ilerleyen zamanlarda kamuoyu ile paylaşılacak.
Bu kriterlerin belirlenirken inşaat sektörünün temsilciliğini yapan müteahhit federasyon ve derneklerinin, sektörün önde gelen isimlerinin de muhakkak fikirlerinin alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sektörden uzak, masa başında alınan hiçbir kararın sektörde karşılık bulamayacağını defalarca deneyimleyerek öğrendik.
Son yıllarda başka sektörde faaliyet gösteren birçok firma inşaat sektörüne yönelmeye başladı. Büyük holdinglerden, yerel şirketlere kadar neredeyse her işletmenin bir de inşaat firması var. Yaygın olan tabirle söyleyecek olursak ‘parayı bulan müteahhit oluyor’
Elbette herkesin her sektöre girme özgürlüğü var ancak herkes inşaatçı olduğunda konutta arz fazlası oluşuyor ve sektörün duraksamasına neden oluyor. Ayrıca müteahhit (hele ki işi bilmeyen müteahhit) sayısı arttıkça kat karşılığı arsa oranları ile arsaların metrekare birim fiyatları çok aşırı artıyor. Bu durum doğal olarak ev fiyatlarının artmasına neden oluyor.
Bu yüzden belirlenecek müteahhitlik standartlarının bir şekilde bu durumun önüne geçmesi gerekiyor.
Binasını bitiremediği için temelden ev alan vatandaşları mağdur eden, parasını iade etmeyen müteahhitlerin sektör üzerinde bıraktığı kara iz halen silinmiş değil. Her ne kadar son dönemlerde inşaatı teslim etmeyen müteahhit sayısı yok denilecek kadar azalsa da müteahhitlik mesleğine karşı hala bir toplum antipatisi var. Bitmeyen inşaat sorununu kökten kaldırmak için devletin güvence vermesi lazım. Devlet her müteahhit için iş bitirme belgesi hazırlamalı ve belli bir seviyeye ulaşan inşaat firmalarına kefil olmalı. İş bitirme belgesi nitelikli müteahhitleri öne çıkaracaktır. İnsanların da güveni artacak ve sektörde canlılık olacaktır.
Müteahhitlik eğitimi mutlaka olmalı. Bu eğitim sadece binanın şantiye süreci ile sınırlandırılmamalı; arsa pazarlığından satışa, malzeme alımından binanın teslim sürecine kadar her konuda eğitimi içeren bir program hazırlanmalıdır.
Bu öneriler benim olmazsa olmazlarım. Tabi bu örnekler çoğaltılıp kapsamı genişletilebilir. En önemli tavsiyem ise müteahhitlik mesleğinin standartlarını belirleyecek olanlar bunu müteahhitlerden habersiz yapmasınlar. Müteahhitler ile bu konu üzerinde ortak bir çalıştay düzenlenebilir. Aksi taktirde standartlar masa başında belirlenip daha sonra sektöre sunulursa karşılık bulamayacaktır.