Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından rezerv alan ilan edilen Seferihisar Çolakibrahim Mahallesi’ndeki 236 hektarlık imar planları askıya çıkarıldı.
3301 ada 2, 42, 90 parseller ile 3303 ada 1 ve 2 parsel numaralı taşınmazların 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları onaylandı.
Ankara İmar isimli plan şirketi tarafından hazırlanan planlarla birlikte 236 hektarlık alanın 218 hektarlık kısmı mera olmaktan çıkarılarak kentsel gelişme olarak değiştirildi.
Yeni imar planlarına göre konut alanları 0,30 emsal, konut+ticaret alanları 0,40 emsal olmak üzere 2 kat yapılaşma imkanı verildi.
176 HEKTAR KONUT VE TİCARET
Özel mülkiyete ait 236 hektarlık alanın 176 hektarlık kısmı (yüzde 73’ü) konut ve ticaret alanına ayrılması dikkat çekerken yapılması planlanan 4 bin 217 konutta en az 10 bin 651 kişinin ikamet etmesi öngörülüyor. Seferihisar’ın hali hazırdaki nüfusu 60 bine yakın.
Ayrıca okul, aile sağlığı merkezi, kültürel tesis, cami ve pak alanın da ayrıldığı planlama alanındaki DOP kesintilerinin az olması da dikkat çekti. Öte yandan arazi sahipleri arasında İranlıların olduğu da öğrenildi.
YAPI STOĞU VURGUSU
Plan açıklama raporunda ise “Bakanlık tarafından yapılan açıklamada ise, planın amacı, “ İzmir İli genel olarak bakıldığında; 1. Derece Deprem Bölgesinde yer almakta çok eskimiş ve yıpranmış bir konut stoğuna mahkum olarak, dönüşüm projelerine ihtiyaç duymaktadır. Kentsel Dönüşüm Uygulamalarında temel ilke, yerinde dönüşüm olarak kurgulanmasına karşın: çok yoğun alanların tümünün yerinde dönüşmesi mümkün olmadığından şehrin çeperlerinde ya da uygun olan diğer ilçelerde aktarım alanı olarak kullanılmak üzere rezerv alanlarıma ihtiyaç duyulmaktadır. Rezerv Alanlar yerleşime uygun, sağlıklı ve insani yaşama cevap verecek şekilde planlama ilke esaslarına uygun, çevre dokusu ile uyumlu olarak hizmete sunulmalıdır. İzmir merkezinde mevcut yapı stoğunun yaklaşık %60’ını oluşturan riskli ve 1999 öncesi yapılardan başlamak üzere; tehlike arz eden yapı stoğu acilen belirlenen yeni yaşam alanlarına aktarılmalıdır. Yapılan çalışmanın ikinci ve en önemli amacı da budur” olarak açıklandı” ifadeleri yer aldı.