Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından Konya Selçuk Belediyesi için tasarlanan Selçuklu Kültür Merkezi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle açıldı. Açılış törenine, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ev sahipliği yaptı.
Tek bir çatı altında farklı işlevlere atanmış bağımsız kütlelerin bir arada ele alınması yaklaşımıyla, sosyal bütünleşme ve kültürün paylaşımının merkez olduğu bir sinerjiden yararlanacak biçimde tasarlanan Selçuklu Kongre Merkezi, çok amaçlı etkinlik alanlarıyla tüm kentli için olduğu gibi şehri ziyaret edenler için de doğal ev sahibi olacak.
Selçuklu Kongre Merkezi; açık, yarı-açık ve kapalı fuaye mekanlarını paylaşan amfi formunda çok-balkonlu bir kongre salonu ve ayrıca tiyatro salonuna sahip. Gerektiğinde birleşebilen üç bölümden oluşan balo salonu da ana mekânlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra kongre merkezi, sadece bu ana mekânların faaliyette olduğu zamanlarla kısıtlı kalmadan, restoran-kafe, tematik dükkânlar, cep sineması, atölyeler ve toplantı mekânları ile kentin yoğun kullanılan buluşma ve cazibe noktası olacak. Havalimanı ile kent merkezi arasında anayol üzerinde yer alan merkez, konut bölgesine yakınlığının sağladığı yaya ulaşımı kolaylığı ile gündelik yaşamın bir parçası haline gelecek.
“Çağdaş mimarlığın Konya’daki öncülerinden olacak”
İnsanların barış içerisinde bir arada yaşamasında, hoşgörü ve karşılıklı benimsemenin bir aracı olarak kültür yapılarının imgesel bir anlamı olduğunu vurgulayan Tabanlıoğlu Mimarlık ortağı Melkan Gürsel, ‘İnsanlık tarihinin ilk yerleşimlerinden biri olan ve farklı medeniyetlerin izlerini barındıran Konya’nın bugünkü kentsel dokusu, Anadolu Selçukluları dönemine kadar uzanan tarihi zenginlikleri barındırıyor” dedi. Gürsel, “Mevlana gibi birçok değerli düşün ve kültür hazinesinin izlerini zamanımıza taşıyan özellikleriyle Konya, çağdaş gelişimini ve kültür merkezi olma özelliğini bugün de sürdürüyor. Kentin kültürel değerleriyle bütünleşen, sosyal rastlaşmalar ile bir araya gelmeye verilen önemi vurgulayan, toplumun sanatsal ve kültürel yaşantısını, mirasını simgeleyen bir kimlik taşıması hedeflenen bu yapı, çağdaş mimarlığın Konya şehrindeki öncülerinden olacaktır” diye konuştu.
“SKM kentin gündelik temposuyla bütünleşecek”
Günümüzde, kilitli kapıları sadece aktiviteler olduğunda açılan bu tür toplantı ve gösteri merkezleri kapalı kutular olarak kapasitelerinin altında hizmet verdiğini kaydeden Murat Tabanlıoğlu şöyle konuştu: “Ana işlevleri dışında birçok ikincil işlevi barındıran yan mekânlarıyla Kültür Merkezi günün her saatinde ve tüm yıl boyunca kentlinin kullanımına açık olmalı. Binayı çevreleyen meydanlardan itibaren, SKM, her katta tüm mekanları birleştiren lobileriyle, atölyeler, sergi alanları, lokanta ve kafe gibi mekânlarıyla, kamusal alanın doğal uzantısı olarak kentin gündelik temposuyla buluşacak. Teraslarla elde edilen açık hava alanlarıyla birlikte, yapının mimari organizasyonu tüm mekânların ortak kullanımına açık fuayelerin bir bölümünün yarı açık olmasını sağlıyor. Bir kentsel buluşma meydanı olarak, binanın çevresi, açık hava sergilerine ve aktivitelerin gerçekleşmesine olanak tanıyacak şekilde tasarlandı.
Selçuklular’ın Anadolu dokusunun izleri
SKM’nin dış cephelerinde, aynı zamanda güneş kontrolü için kullanılan motifler, ışık-gölge oyunlarıyla hareketli bir kurgu sağlarken, bu geometrik form-geleneksel göçebe kültürünün izlerini taşıyan, Selçuklular’ın Anadolu dokusu ile harmanladığı mimari mirasının izlerinden yola çıkılarak stilize ediliyor. Çatıda bırakılan ışıklıklar ise özellikle ana hacimler arasında konumlanan fuayelerde gün ışığından optimum yaralanmayı sağlıyor.
Barındırdığı işleve bağlı olarak farklılaşan yükseklikleriyle, ana ve yan fonksiyonlara atanan kütlelerin yanı sıra zemin altında fuayenin devamı, prova odaları ve dekor depolarıyla birlikte mekanik hacimler yer alıyor. Farklı yönlerden alternatif yaya girişleri sağlanan binada, yüksek kapasiteli açık ve kapalı otopark alanları erişimi kolaylaştırıyor.
Kentin tanımlayıcı kamusal alanı
Çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklerde vakit geçirmenin yanı sıra, kavramsal olarak kentlinin içinden geçmesini amaçlayan SKM, aynı zamanda üzerinde bulunduğu anayoldan itibaren açık otopark olarak düzenlenen arka girişine bir pasaj oluşturuyor. Alternatif yaya girişleri ve araç girişlerinin her iki cepheden olmasına izin veren bir yaklaşım düzenlemesiyle erişim kolaylığı arttırılıyor. ‘Kentin tanımlayıcı bir kamusal alanı’ olarak önünde yer alan meydan, korunaklı ve aynı zamanda ‘açık’ bir tavırla insanları binaya yaklaştırken, , cephe üzerinde meydana doğru konumlandırılan etkinliklerin ve programların halka görsel olarak duyurulacağı elektronik bir ekran ile destekleniyor, binanın içine girmeye teşvik ediyor.