Seul'de dijital ekonomiye hitap edecek 10 dakikalık bir mahalle için teknoloji destekli bir şehir planlanmaya başladı. Sözcü Gazetesi'nde yer alan habere göre; proje için Hollandalı mimarlık ofisi UNStudio ve Hyundai Development Company beraber çalışma yürütecek.
Project H1 şeklinde isimlendirilen proje, bir sanayi bölgesini ve demiryolunu, 10 dakikalık bir yürüme uzaklığında çağdaş hayatın bütün imkanlarını içeren alanı kentsel bir ortama dönüştürüyor. Bu yaya dostu, çeşitliliğe sahip mahalle, enerji üretimi ve tüketimi, yerel gıda üretimi ve ortak alanların kullanımı için dijital bir altyapı ile bitiriliyor.
8 konut binasını ortak çalışma ofisleri ve çalışma alanları ile bir araya getiren 125 dönüm büyüklüğündeki bölgede aynı zamanda eğlence mekanları, fitness merkezleri, yüzme havuzları ve hatta hidroponik kentsel çiftlikler yer alacak.
HER ŞEY 10 DAKİKALIK MESAFEDE OLACAK
Hollandalı mimarlık firması UNStudio tarafından dizayn edilen ve Hyundai Development Company tarafından desteklenen mahallede araba kullanılmayacak. Projenin basın açıklamasında, kentin bütün fırsatlarının insanların konutlara 10 dakikalık yürüme mesafesinde olacağı belirtildi.
UNStudio kurucu ortağı Ben van Berkel konuyla ilgili açıklamasında, sakinlerin günlük yaşam deneyiminin projenin birinci önceliği olduğuna dikkat çekti.
UNStudio sözcüsü, projeye yeşil ışık yakıldığına dikkat çekti. Mimarlar ayrıca sahada temiz enerji üretileceğini ve su kullanımını azaltmak için yağmur sularını depolayan sistemlerin dizayn edildiğini dile getirdi.
“15 dakikalık şehir” konsepti ilk olarak 2016'da Fransız-Kolombiyalı akademisyen Carlos Moreno tarafından tavsiye edildi ve yakın zamanda Fransa başkentini “ville du quart d’heure” (çeyrek saatlik şehir) yapmayı öneren Paris belediye başkanı Anne Hidalgo tarafından popülerleştirildi.
PANDEMİ KONSEPTE İLGİYİ ARTIRDI
Konsepte ilgi özellikle koronavirüs salgınıyla birlikte daha da yükseldi. Dünyanın dört bir yanından insanların konuttan çalışması ve toplu taşımadan kaçınmasıyla, şehir plancıları sokakları yayalaştırmaya ve kentlerin yoğun nüfusları nasıl yönettiğini yeniden tasarladı.
Bu senenin başlarında Smart Cities adlı akademik dergide yazan Moreno, şu satırları aktardı:
“Pandeminin ortaya çıkması şehirlerin savunmasızlığını ortaya çıkardı. Şehirlerin kısa ve uzun vadede hem dayanıklı hem de yaşanabilir kalmasını sağlamak için kültürel de dahil olmak üzere temel faaliyetlerin devam edebiliyor olması gerekiyor.”