Sosyal konut projesi kapsamında gelecek 5 yılda 500 bin konut üretimi planlanırken, hem mevcut kira zammı sınırı, hem de gelecekte fiyatların fazla yükselmeyeceği beklentisi, yatırımcının yeni konut alma iştahını düşürdü. Sektör temsilcileri, yatırımcıların beklemeye geçtiğini ifade ediyor.
İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık AŞ Kurucu ve Yönetici Ortağı Ahmet Büyükduman, “Bu konuda iki düzenleme etkili oldu. Bunlardan biri son kira düzenlemesi. Kiraya getirilen yüzde 25 zam sınırı, konutu yatırım yapılabilir bir enstrüman olmaktan çıkardı. Çevremde de bunu görmeye başladım. Kirada 3 evi olan farklı alanlara yatırım yapmak için evlerinden birini satışa çıkarıyor” dedi.
Türkiye’de 8 milyon kiracı olduğunu, talebin karşılanması için her yıl 750 bin yeni konut üretilmesi gerektiğini ifade eden Büyükduman, “Mevcut kirada konutu olanlar yatırım tercihlerini değiştiriyor. Kiradaki evini satıp alternatif yatırım aracına geçiyor. ‘3 milyonluk evim var, 3 bin lira kira alacağıma satarım’ diyor. O nedenle satışı bekleyen konut sayısı arttı” dedi.
Sosyal konut projelerinin de konutun değeri üzerinde etkisi olacağını dile getiren Büyükduman şunları kaydetti: “Devlet 2 yıl sonra ev vereceğini söylüyor. Yatırım amaçlı konut tutan biri de konutu ileride değeri daha artacak diyerek tutuyor. Ancak devlet piyasaya konut sürünce 2 yıl sonra arz artacak. Dolayısıyla ‘konut beklediğim kadar değerlenmez’ düşüncesiyle elindeki konutu satışa çıkarabilir. Piyasadaki mevcut konutu satın almayı düşünen yatırımcı bu düşünceyle almayabiliyor. Böyle olunca piyasada talep düşüp, bekleme süresi uzuyor.”
Sosyal konut projesinin satılık piyasasında köpük fiyatlardaki düzeltmeyi kuvvetlendireceğini söyleyen Büyükduman, kiralık piyasasında etkilerinin ise birkaç yıl sonra görüleceğini belirtti.
Zingat.com Ticari ve Satış Direktörü Eser Karaismailoğlu ise, "Alternatif yatırım araçlarındaki sıkışma, yatırımcı tarafındaki cazibeyi yine gayrimenkule yönlendiriyor. İpotekli satışlara bankalar kredi vermediği için azalıyor, ancak peşin alımlar sürüyor. Çünkü insanlar konut alarak aynı zamanda enflasyona karşı korunmak istiyorlar. Fakat hedef alma sürelerinde uzama başladı. Eskiden bir ay içinde gayrimenkul almak isteyenlerin oranı yüzde 90’larda iken, şimdi 80 bandına indi. Birinci ele mi bakayım, ikinci ele mi bakayım diyenler olabiliyor. Ayrıca piyasada fiyatlar düşecek algısını izlemeye başladılar. Böyle bir yavaşlama var” yorumunu yaptı.
Anadolu Yakası Müteahhitler Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, üretilecek sosyal konutların tamamen ihtiyaç için olacağını belirterek, “Sosyal konuta şartları uymayanlar yine bizim gibi küçük müteahhitlerin ürettiği projelerden alacak. Bu konutlar satılmayacak, tamamen ihtiyaç için alınacak. Dolayısıyla yatırımcıyı etkilemez. Yatırımı yapacak olan da orta ve üst gelir grubu. Yeter ki bu maliyetlerle ve arsa sıkıntısının olduğu ortamda üretebilelim” dedi.
“Kiraları dengeleyecek”
Denge Değerleme’den yapılan açıklamada Türkiye’de tasarruf sahiplerinin yatırım konusunda her zaman ilk tercihinin gayrimenkul olduğuna işaret edildi. “Orta ve üst gelir grubu vatandaşlar genel olarak gayrimenkul yatırımı yapmaya istekli, yabancı ülkelerden gelen gayrimenkul yatırımcılarının ülkemize olan ilgisi ve gerek uzun gerekse kısa dönemli olarak ülkemizde ikamet eden yabancı uyrukluların barınma ihtiyaçlarını eklediğimizde, konut satın alma iştahı devam edecek” denilirken, bu nedenle konut talebinde ciddi bir değişiklik olmayacağı ifade edildi. Buna karşın kira piyasasında olumlu sonuçları olacağı dile getirilen açıklamada, gerek TOKİ tarafından inşa edilecek konutların, gerekse vatandaşlara satılacak arsalar sonucu vatandaşların inşa edeceği konutların tamamlanması ve vatandaşların bu konutlara taşınmasıyla kira piyasasında ciddi oranda bir konutun boşalacağı, bu durumun da kiraları aşağı yönlü etkileyeceği ve dengeleyici bir unsur olacağı belirtildi.