Mehmet Ali Oruç; 14 yıl önce kendi adıyla kurmuş olduğu şirketi ile İnşaat, Mühendislik, Müteahhitlik alanlarında sektör kariyerine başlamış, 2010 yılında ise ortağı Muzaffer Oruç ile birlikte Tire İnşaat’ı kurarak, serüvenine iki ayrı isimde ancak tek çatı altında devam etmiştir.
Türkiye’nin birçok noktasında büyük ve prestijli taahhüt işlerine imza atan firma, sektörün öncü isimlerinden biri haline gelip, bu sayede kazandığı tecrübe, birikim ve vizyonu da yeni projelerinde fark yaratmak üzere kullanmayı amaçladı.
Tecrübe ve birikimlerimizi de İzmir Urla’da gerçekleştirdiğimiz villa projemizde hayata geçirerek, güzel bir başlangıç yapmış olduk diyen firma; " Biz olmayanı ya da az olanı yapmaya çalışıyoruz.” mottosu ile hareket ederek; inşa ettiği tüm yapılara değer ve prestij katmayı kendisine görev edindi.
İzmir’e odaklandı
2002 yılında İnşaat Mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra 7 yıl boyunca özel sektörde çalışan Mehmet Ali Oruç, 2010 yılında kendi firmasını kurarak iş hayatına atıldı. Türkiye'nin birçok ilinde kamu müteahhitliği yapan ve bugüne kadar yaklaşık 100'e yakın projede imzası bulunan Tire İnşaat tüm dikkat ve tecrübesi ile İzmir bölgesine odaklanmış durumdadır. Başarılı kamu müteahhitliğinden, yap-sat müteahhitliğine yönelen Tire İnşaat’ın ilk projesi olan Urla Elegance da tam olarak bu sebeplerle özel ve eşsiz olarak tasarlandı.
Taahhütten Villaya…
Son dönemlerde ekonomik anlamda gerçekleşen hareketlenmeler /belirsizlikler nedeniyle yaptıkları yatırımlarda bir yön değiştirme ihtiyacı duyduklarını aktaran firma sahibi Mehmet Ali Oruç, “Başlarda villa inşaatları ile taahhüt projelerini birlikte yürüteceğiz. İlerleyen süreçte taahhüt işlerini tamamen bırakarak, villa üretimi projelerine yoğunlaşacağız, İzmir’in yarımada bölgesinde villa projeleri üretmeyi planlıyoruz. Yıllar öncesinde arsa yatırımlarımızı da bu amaçla gerçekleştirmiştik.” dedi.
Şirketin İzmir'de yatırım yapmaya karar verme sürecini anlatan Oruç, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “2017 yılında Seferihisar Adliye Sarayı'nın proje inşasını üstlendik. Bu bölgeyi çok sevdik. Bölgede yatırım yapmaya o dönem karar verdik ve arsa yatırımlarımıza başladık" dedi. Yaptıkları işlere para odaklı bakmadıklarını söyleyen Oruç, "Biz olmayanı ya da az olanı yapmaya çalışıyoruz. İnsanların gördüklerinde, hayran olabilecekleri projeler inşa etmek istiyoruz." dedi.
Kamudaki bilgi ve becerimizi projelerimize entegre ettik
Oruç, özenli ve bu sayede çok ayrıcalıklı bir çalışma olarak yapımını sürdürdükleri Urla Elegance İskele projesinin detaylarını anlattı: "Bu bölgede 6 yıllık bir tecrübemiz var. Urla Elegance Projemize, kamudan edindiğimiz bilgi ve becerilerimizi entegre ettik. Örneğin; güvenlik katsayılarımız çok yüksek. Kullandığımız C30 beton gerçek kalitede bir betondur ve bu betonun kullanılırken denetlenmesi çok önemlidir. Santralde doğru üretiliyor ama yerine geldiğinde yanlış uygulanabiliyor. Biz, bu gibi teknik detayların tümüne çok dikkat ettik. Karot numune testlerinin yapıldığı her seferde beton basınç dayanımlarının yüksek çıktığını gördük. Deprem şehri olan İzmir'de olası bir deprem yaşanması durumunda Urla Elegance İskele Projesi etkilenecek en son yapıdır."