Geçtiğimiz Hafta ‘Reklam Ücretlerini Ev Alan Ödüyor’ başlıklı köşe yazımda inşaat sektörünün reklam konusunda aşırı abartıya gittiğinden söz etmiş ve bu konuda reklam istatistiklerinden yola çıkarak bazı eleştirilerde bulunmuştum.
Yazının yayınlanmasının ardından bazı müteahhit meslektaşlarım ve reklam/basın ajanslarından eleştiri geldi. Eleştiride bulunan arkadaşlarımız ‘reklam verilmesin mi, projeler tanıtılmasın mı’ şeklinde bir savunma geliştirdiler.
Yazının tamamını bir bütün olarak okuyanlar orada reklama değil, reklam rekabetinde abartıya kaçılması konusunda eleştiri yaptığımızı göreceklerdir. Biz hiçbir inşaat firması reklam vermesin, projesini tanıtmasın, medyada çıkmasın demiyoruz. Elbette Türkiye’nin en büyük sektörü olarak reklam vermek, medyada yer almak en doğal hakkımız.
Ancak burada abartıya gidildiğinde bu kez zarar vermeye başlıyor. Aynı kişiye yüzlerce kez aynı reklamı göstermek, her gün aynı mesajı tekrar tekrar atmak, yeniden pazarlama modeliyle reklamı birden fazla mecrada göstermek lüzumsuz bir maliyet oluşturuyor.
A firması ciddi reklam bütçesi ayırıp her yerde reklam çıkardığında bu kez B firması da geri kalmamak için bütçesini artırıyor. Hal böyle olunca diğer bütün firmalar reklam bütçesini açtıkça açıyor. Bütçe arttıkça kişi aynı reklamı yüzlerce kez görüyor. Reklam bütçelerinin artması demek bu bütçenin proje maliyetine yansıtılması demek. Yani bu ayrılan bütçenin maliyetini dolaylı olarak ev alanların ödemesi demek.
Ben televizyonu açtığımda inşaat reklamlarını görmek istemiyorum demiyorum. Ben televizyonu açtığımda sadece inşaat reklamı görmek istemiyorum diyorum. Ben yolda giderken yan yana sıralı 4 billboardda inşaat reklamı görmek istemiyorum demiyorum. Ben 4 billboardun tamamında inşaat reklamı görmek istemiyorum diyorum. 4 billboarddan 1-2 tanesinde inşaat reklamı, diğerlerinde ise farklı sektörlerden reklamlar yer alsın diyorum.
Bu ülkenin sadece inşaat üretilmiyor. İnşaat dışında yüzlerce sektör var. Biz sadece inşaat reklamlarını değil, bütün sektörlerin reklamlarını görmek istiyoruz. Sadece inşaatın değil ülkedeki tüm sektörlerin büyümesini istiyoruz.
Reklam verenler daha pahalı ev satıyor demiyorum, ya da reklam vermeyenler reklam ücretlerini kaliteye yansıtıp daha kaliteli imalatlar sunuyor şeklinde bir mesaj da vermiyorum. Kalite tamamen inşaat firmasının insiyatifinde. En çok reklamı veren firma en kaliteli imalatı yapabiliyor veya hiç reklam vermeyen bir firma da en kaliteli imalatı üretebiliyor. Ancak kaliteli imalat üreten firma veya kalitesiz imalat ortaya koyan firma reklam bütçesini çok yüksek tutuyorsa ister istemez bu reklam bütçesini satış fiyatlarına yansıtır.
Geçen haftaki yazımda da ifade ettiğim gibi inşaat firmaları reklam değil kalite yarışına girmeli. Reklam rekabeti sadece fiyatları yükseltir. Kalite rekabeti ise sektörü ilerletir.