Tarım Arazilerinizi Satmayın, Kiraya Verin

Garimenkul danışmanlığı yapan ve bazı emlak haberleri editörlüğü yapan Aşkın Yaka, tarım arazisi sahiplerine tarlalarını satmamaları yönünde uyarıda bulundu. İnşaat sektörünün hızlı geliştiği bölgelerde tarım arazilerin daha çok değer kazandığını belirten

Tarım alanlarında son 15 yılda yüzde 6 gibi ciddi bir kayıp yaşandığını belirten Aşkın Yaka şu ifadeleri kullandı;

Son yıllarda ülkemizdeki tarım alanları genelinde ve ekim yapılan tarım alanlarının toplamında ciddi bir azalma gözleniyor. TÜİK verilerine göre 2001 yılında 40.967.000 ha olan toplam tarım alanı, 2015 yılında yaklaşık %6’lık bir azalma ile 38.566.000 ha’ya gerilemiş. Diğer yandan ekilen tarım alanlarında yine 2001 ile 2015 yılları arasındaki 14 yıllık dönemde 2.179.000 ha alan ile yaklaşık %14’lük bir azalma görülüyor. Başka bir değişle ülkemizde, 14 yılda İzmir’in yüzölçümünün iki katından fazla tarım alanında üretim durmuş.

Tarım alanlarının atıl hale gelmesinin birçok nedeni var elbette. Bazı yanlış politikalar, mülkiyet sorunları, kırsal demografinin değişimi, özellikle genç çiftçilerin azalması, arazilere erişim sorunları, parsellerin dağınık parçalardan oluşması ve küçülmesi başlıca nedenler olarak sıralanabilir.

Tarlaların boş kalmasının bir sebebi de; “değer artış kazancı”

Tarım arazilerinde üretim yapılmamasının bir nedeni daha var: “Değer artış kazancının, tarımsal üretimden sağlanacak kazançtan fazla olması”. Özellikle tarım alanlarının sınırlı olduğu ve gelişme gösteren bölgelerdeki arazilerin değerlerinde hızlı bir artış gözleniyor. Doğal olarak yatırımcılar da bu bölgeleri tercih ediyorlar. Çiftçilerin türlü nedenlerle satmak zorunda kaldıkları, yatırımcılar tarafından değer artışı yolu ile kazanç sağlamak için alınan ve üretimden alıkonulan bu araziler, yıllarca atıl vaziyette duruyor. Yatırımcıların çok büyük bir kısmı, satın aldıkları arazilerin asıl işlevi olan tarımsal üretimi dikkate almıyorlar. Arazilerin değer artışı kazancı çok daha cazip olduğundan tarımsal faaliyette bulunmayı düşünmüyorlar. Fakat bu araziler, özellikle bulundukları bölgelerdeki sürdürülebilir kırsal yaşam için hayati önem taşıyor.

Asıl üzücü olan, değeri artan bu arazileri ilk sahiplerinin de bir yatırım aracı olarak görmeye başlaması. Böylece, artan değerine oranla çok düşük kalan tarımsal geliri için ekim yapmaktansa, ihtiyaçlarını araziyi satarak karşılamayı tercih ediyorlar.

Tarım arazisine sahip olmak sorumluluktur

Bilindiği gibi, bir üretim aracının işleyişini durdurmak önemli bir sorundur. Bu sorun sadece muhatabını değil, yakın çevreyi, ülkeyi ve hatta tüm dünyayı olumsuz yönde etkileyebilir. Değer artışı beklentisi ile satın alınan araziler, belki de sahiplerine ciddi rantlar sağlayabilir. Ancak şu bir gerçek; üretimden alıkonulan her tarım arazisi aslında sahibi de dâhil olmak üzere herkesi dolaylı olarak olumsuz yönde etkiler.  Üretimden alıkonulan tarım arazileri, ülke çıkarlarına zarar verir. İstihdamı düşürür, köyden kente göçü tetikler. Bölgesel kalkınmayı yavaşlatır. Dolaylı olarak geleneklerin, göreneklerin ve kültürün yok olmasına neden olur. Tarım arazilerini yatırım amacı ile edinen kişilerin ya da ekimi bırakan çiftçilerin aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da üstlendiklerini bilmeleri gerekir.

Bir tarım arazisini satan çiftçi türlü sebeplerle zaten üretimi bırakmış da olabilir. Ancak bu durum, arazi el değiştirdiğinde de üretim yapılmamasına bahane olamaz.

Değer artışı yüksek olan bölgelerdeki arazilerin maliyeti ile, tarımsal ürünlerden elde edilecek gelirin amortisman hesaplarına girmek elbette tatmin edici sonuçlar vermeyecektir. Burada önemli olan, üretim yapılan arazinin çevresel olumlu etkileri ile kırsal yaşamın sürdürülmesidir.

Arazi sahiplerine bir çağrımız var: “Tarlanızı kiraya verin”

Değer artışı beklentisi ile hareket eden, tarımsal üretim yapılmayan arazilerin sahiplerine bir çağrımız var. Tarım arazilerinizi yatırım sürecinizde üretimden alıkoymayın. Arazinizi kendiniz işlemiyorsanız başkalarının, özellikle de yerli halkın işlemesine izin verin. Hatta teşvik edin. Araziden sağlanacak ve sizin için önemli olmayan tarımsal gelirin, bir başkası için hayati önemi olabilir.

Kırsal bölgelerdeki sürdürülebilir yaşamın birinci faktörü topraktır. Bu bilinç ve kaygıyla, arazinin küçük olması, bölgesinde su olmaması, elde edilecek gelirin düşük bulunması gibi nedenlerle araziler boş bırakılmamalıdır. Gerekirse diğer arazi sahipleri ile müşterek hareket edilmeli, ekonomik değeri yüksek alternatif tarım ürünleri araştırılmalı, tarıma uygun koşulları iyileştirmek için çareler aranmalıdır. Ayrıca çoğu zaman arazilerin değer kazanmasının başlıca sebebi çevresindeki kırsal yaşamın sürüyor olmasıdır. Sahip olduğunuz tarım arazisinin ekilip işlenerek bölgede istihdam yaratması, bölgedeki ekonomik ve sosyal hareketliliği sağlayacak ve arazinizin değerini de dolaylı olarak artıracaktır.

Ürün yetiştirmeyecekseniz etrafını çevirmeyin

Sahip olunan arazilerin etrafı, tarımsal faaliyette bulunulmayacaksa, ya da ekilecek ürünün korunması gerekmiyorsa çevrilmemelidir.  Arazinin etrafının çevrilmesi, gereksiz maliyetin dışında, kullanılan bazı malzemeler nedeni doğaya zarar da vermektedir. Ayrıca tarımsal üretim yapan diğer arazi sahiplerinin arazilerine ulaşmalarını engellenmekte ya da zorlaştırmaktadır. Bu durum bölgedeki tarımsal aktivitenin maliyetlerini de artırmaktadır. Diğer yandan çitler, yaban hayvanlarının da serbest dolaşımını zorlaştırmakta veya engellemektedir.  Böylece onların beslenmesine ve üremesine de engel olunmaktadır.

Aşkın Yaka Kimdir?

Arsa-Arazi Haberleri

Tapusu Olana Devlet 'Kira' Ödeyecek
Bayraklı'da 375 Hektarlık Alan Orman Statüsünden Çıkarıldı
İZTO ve Bakanlık Anlaştı, Askeri Arazinin Devri Yapılacak
Emlak Konut GYO Çeşme’de 1,5 milyar TL Değerinde 17 Arsa Satın Aldı
TOKİ 'İlk Evim Arsa' Projesinde Önemli Gelişme!