TBMM Genel Kurulunda, Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Raporu gündeme alındı.
Anadolu Ajansı'ndan İsmail Çimen ve Ahmet Alp Özden'in haberine göre; Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu, ilgili mevzuatta düzenleme gerçekleştirilerek deprem riski yüksek bölgelerdeki belediyelerin senelik yatırım bütçelerinin yüzde 10’unu kentsel dönüşüm projeleri için ayırmalarının sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.
-"Kandilli Rasathanesinin çalışmaları göz ardı edilmemeli"
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, araştırma komisyonunun kurulmasından raporun teslim edilmesine kadar yaklaşık 8 aylık bir çalışma yapıldığını, kendisinin de üyesi olduğu komisyonda pek çok resmi kurum ve sivil toplum kuruluşunun dinlendiğini belirtti.
Çalışma kapsamında 268 önerinin bulunduğu 522 sayfalık bir raporun oluştuğunu vurgulayan Kılıç, CHP olarak raporun büyük bir bölümüne katıldıklarını, eksik gördükleri kısımlara ilişkin ek görüşlerini de sunduklarını dile getirdi. Kılıç, "CHP'nin temsilcileri olarak parti rozetlerimizi kapıda bırakarak elimizi vicdanımızdan hiç ayırmadan ve depremden dolayı acı çekmiş herkesin acısını yüreğimizde hissederek çalıştık" diye konuştu.
Kılıç, Türkiye'de konutların yaklaşık yüzde 40'ının kaçak ya da ruhsatsız olduğuna, denetimden uzak bu yapıların felaketlere davetiye çıkardığına dikkat çekerek son 11 senede çıkan 7 imar affının bu sorunu büyüterek içinden çıkılmaz bir hale soktuğunu iddia etti.
"Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasına ilişkin görülüyor ki ülke olarak daha çok yol katetmemiz gerekiyor" diye konuşan Kılıç, bağımsız deprem kurulları kurulmasını, Kandilli Rasathanesinin çalışmalarının göz ardı edilmemesini, deprem vergilerinin depremin hasarlarını azaltacak önlemler ve deprem sonrası çalışmalar için harcanmasını, toplumsal farkındalık oluşturulmasını tavsiye etti.
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, afet yönetiminin değil, afet risk yönetiminin etkin olması gerektiğine vurgu yaparak Elazığ, İzmir ve Van depremlerinde yaşamını yitiren yüzlerce vatandaşa rağmen henüz risk azaltma odaklı deprem yönetim sistemi kurulamadığını belirtti. Şevkin, bir an önce, afet ve acil durum bakanlığı kurulmasını talep etti.
- "Sürekliliği sağlanmış bir süreç olarak yürütülmeli"
AK Parti Grubu adına söz alan Sakarya Milletvekili ve Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı Recep Uncuoğlu, komisyonun 10 Kasım 2020 tarihinde çalışmalarına başladığına, 128 saatlik 18 toplantıda, 98 kurum, STK temsilcisi ve akademisyeni dinlediğine, komisyona 80 rapor ve belge sunulduğuna, 1916 sayfa tutanak tutulduğuna dikkat çekti.
Türkiye'nin, aktif bir deprem ülkesi olarak sıklıkla yıkıcı depremlerle karşılaştığını, hasar ve can kayıpları sebebiyle de toplumsal hayatın her yönüyle büyük ölçüde olumsuz etkilendiğinin altını çizen Uncuoğlu, "Dünyanın aktif deprem kuşaklarından birinde yer almamız nedeniyle var olan deprem tehlikesinin derinlemesine analiz edilmesi ve deprem risklerinin de çok disiplinli olarak yürütülecek kapsamlı çalışmalarla azaltılması ölçüsünde depremlerin afete dönüşmemesi sağlanabilecektir" şeklinde konuştu.
Deprem risklerinin azaltılması faaliyetlerinin, sürekliliği sağlanmış bir süreç şeklinde sürdürülmesi, zaman içerisinde gelişmelerin takip edilip analiz edilmesi, uygulamaların da sürekli iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Uncuoğlu, "Riskleri azaltmanın toplumsal bir bilinç haline dönüşebilmesiyle depremlere dirençli bir toplum olabileceğimiz açık bir gerçektir" dedi.
- "Şehir ve yapı türleri üzerinden önceliklendirme yapılmalı"
Uncuoğlu, depremlere dirençli bir toplum olma yolunda, özellikle 1999 depremlerinin ardından ciddi ilerleme kaydetmiş olan Afet Yönetim Sisteminin, kurumsal organizasyonlar ve mevzuat güncellemesini kapsayacak şekilde, daha da iyileştirilerek eş güdümün sağlanması, bütüncül bir sürdürülebilir sistem şeklinde sürdürülmesinin gerekli olduğuna dikkat çekti.. AK Parti'li Uncuoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
"Yapı stokunun ve bunun içerisindeki riskli bina oranının büyüklüğü sebebiyle şehir ve yapı türleri üzerinden önceliklendirme yapılması, deprem zararlarının azaltılması noktasında yol haritamızda en önemli aşamadır. Bunun için deprem tehlikesinin yüksek olduğu nüfusun ve sanayi kuruluşlarının yoğun bulunduğu illerden ve raporumuzda irdelenen yapısal risk faktörlerine haiz yapılardan başlanmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
Çalışmaları tamamlanmak üzere olan Mekansal Adres Kayıt Sistemi'nin (MAKS) kapsamlı bir şekilde kullanıma girmesiyle güncellenebilir bir bina envanter kayıt sisteminin hayata geçmiş olacağı değerlendirilmektedir. Yapı denetimine tabi olmamış yapıların da önceliklendirilerek ilgili idarelerce periyodik denetime tabi tutulması ve denetim sonuçlarının bina kimlik sistemine aktarılması, periyodik denetimler sonrasında yıkılacak derecede riskli bina olarak tespiti yapılan yapılar hakkında yürütülmesi gereken iş ve işlemlerin ivedilikle yerine getirilmesi, aksi takdirde ilgili idarelerin bu yapılarda meydana gelebilecek can ve mal kayıplarından sorumlu olacağı yönünde mevzuat düzenlemesi yapılması önem arz etmektedir."
Uncuoğlu, belediyeler tarafından depreme karşı güvenli olmayan yapı stokunun yoğunlaştığı alanlarla ilgili kentsel dönüşüm ihtiyaçlarınn tespit edilerek, kentin bütünü ile çevresine etkilerini de göz önünde bulundurarak kentsel tasarım projeleriyle yenileme, iyileştirme, canlandırma ve benzeri uygulamaların geliştirilmesine ilişkin imar plan çalışmalarının alternatifli şeklinde yapılmasını tavsiye etti. Uncuoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Meri imar planlarındaki emsalin mevcut yapılaşmadan daha az olduğu durumlarda ada bazında kentsel tasarımlarla plan bütünlüğü dikkate alınarak altyapı ve sosyal donatı ihtiyacının karşılandığı emsal artışları veya fonksiyon değişiklikleriyle yapılacak imar planı revizyonlarıyla yerinde dönüşüme öncelik verilmelidir. İlgili mevzuatta düzenleme yapılarak deprem riski yüksek bölgelerdeki belediyelerin yıllık yatırım bütçelerinin yüzde 10’unu kentsel dönüşüm projeleri için ayırmaları sağlanmalı ve ayrılan kaynağın yerinde kullanılması için gerekli denetimler yapılmalıdır."