Tiny House aynı zamanda bir evden daha fazla anlam taşıyor ve yaşam biçimi olarak kabul ediliyor.
Tiny House: Sade ve çevreci
Küçük ancak daha kullanışlı bir yaşam alanı yaratmasıyla avantaj sağlayan bu çevreci ve ekonomik mobil evler tüm dünyada ilgi görüyor. Üstelik farklı boyut ve şekilde inşa edilebiliyor.
Türkiye’de Tiny House sahibi olmak
Alternatif bir yaşam arayanların tercihi olan bu akım, özellikle pandemi ile birlikte Türkiye’de de ilgi görmeye ve yaygınlaşmaya başladı.
Tiny House ile ilgili en çok merak edilenleri madde madde inceleme zamanı…
• Türkiye’de ruhsat alabilmek için bu küçük evin en fazla 3 bin 500 kilogram olması gerekiyor.
• Küçük evi çekmeye uygun aracı olmayanlar ürünü satın aldıkları firma ya da tekme çekiciler aracılığıyla yer değiştirebiliyor.
• Tiny House söz konusu olduğunda bu küçük evlerin enerji ihtiyacının nasıl sağlandığı en çok merak edilen konuların başında geliyor. Genellikle güneş panelleri ve inverter aracılığıyla karşılanıyor.
• Su ihtiyacı için mobilyaların arkasına ya da şaseye gömülebilen su depoları tercih ediliyor.
• Ocaklar gazla çalışıyor, klozetler ise elektrikle çalışan kompost ya da kasetli tuvalet şeklinde tasarlanabiliyor.
• Karavandan en büyük farkı, hem sağlam yapılarında hem de donanımlarında açıkça görülüyor. Sahiplerine ev konforunu yaşatıyor.
Tiny House neden sevildi?
1. Ekonomik. Yaşam alanı olarak ekonomik bir çözüm sunuyor. Zevkinize uygun bir Tiny House satın alabilir, imarlı veya imarsız bir arsada kullanarak yaşayabilirsiniz. Ya da zeytin bahçesinde, kamp alanlarında… Bunlara ek olarak günlük harcamalar, ev için ödenen vergiler ve bakım masraflarının azaltılması gibi avantajlar da sunuyor.
2. Çevreci. Aynı zamanda çevreci bir yanı olduğu inkâr edilemez. Doğayla iç içe ve sürdürülebilir bir yaşamı teşvik ettiği yönünde değerlendiriliyor. Yaşanılan alanı küçültmenin, sadeleştirmenin ve daha az eşyayla yaşamanın yanı sıra, bu akımla insanlar çevreyle dost bir şekilde sağlıklı yaşamayı, doğada vakit geçirmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.
3. Güvenli. Deprem açısından düşünüldüğünde de güven veriyor. Dolayısıyla deprem kuşağında yer alan bir ülkede yer almamız, küçük evlere olan ilgiliyi zamanla daha çok artırabilir.
4. Felsefik. Küçük bir evde yaşamanın ötesinde bir sosyal hareket olarak görülen akım, minimalizmi ve özgür yaşam felsefesiyle birleştiriliyor.
Tiny House akımı 2008’de başladı
Tiny House akımı ABD’de özellikle 2008 küresel ekonomik krizi döneminde insanların alternatif konut arayışlarıyla başladı. Tiny House fikrinin nasıl doğduğunu araştırmaya başladığınızda karşınıza Amerikalı mimar Sarah Susanka çıkıyor.
Susanka’nın “Daha büyük değil, daha iyi inşa etmek” tanımının Tiny House akımının başlangıcı olduğu kabul ediliyor.
2010’lu yıllarda ise Avrupa ülkelerinde de yankı bulduktan sonra da bir sektör haline dönüştü.