Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; Atatürkçü, laik, sosyal demokrat anlayışı benimseyen her ekibin kendisi tarafından destekleneceğini, bu nedenle “Birlikte” ekibinin ziyaretini değerli bulduğunu belirtti. Soyer “Kent ve kentli için yaklaşımlarınızı bildiğim için seçilmeniz durumunda İzmir için beraber çalışmaktan mutlu olacağım” dedi.
Birlikte Grubu Başkanı Dr. İlke Kahraman "Birlikte ekibi yönetmek değil, yönetişim anlayışının benimsenmesi , reaksiyoner değil proaktif bir mimarlık örgütlenmesi , üyelere yönelik kucaklayıcı söylem ve eşit davranış, dayanışma , mesleki paylaşım , mimarlık mesleğinin geleceğine sahip çıkmak , mesleğin itibarını yeniden yükseltmek , birbirlerini daha iyi anlamak, meslektaşlar olarak birbirlerine sahip çıkmak için aday olduklarını “ belirtti.
Dr. Kahraman “ İzmir- Manisa-Uşak ve Aydın illerini temsil ettiklerini, bu kentler ve bu kentlerde yaşayanlar için en doğru vizyonu ortaya koymak için çalışacaklarını, kent için kentli için çok önemli olan mesleklerine ait “Mimarlık Meslek Yasası” çıkarmak amacı ile çalışacaklarını; sorun-karar eylem süreçlerinde herkese açık olacaklarını, mimarların çalışabileceği yeni iş alanları konusunda üyelerini bilgilendirip bu iş alanlarında mimarların daha aktif rol alması için kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yapacaklarını, mesleklerinin her alanında yaş, cinsiyet ve bedensel engel açısından eşit katılımı arttıracak projeler üreteceklerini ve eşitliğin yasal takipçisi olacaklarını” söyledi.
Birlikte ekibi yaşamı, şehirleri, çevremizi doğrudan ya da dolaylı olarak şekillendirme gücü olan, geleceğe somut ve kalıcı izler bırakan; bu özellikleri ile de toplumsal saygınlığını kendiliğinden edinen bir mesleğe sahip olduklarından, günümüz teknolojilerinin tüm üretim süreçlerini hızlandırmasına rağmen, mimarlık mesleğinde üretim biçiminin hala insan odaklı ve emeğin yoğun olduğunu, günümüzde; çalışmalarının karşılığının tam olarak alınamadığını, piyasa kurallarının yüklenici, taşeron ve emlak spekülatörlerinin eliyle belirlendiğini, mesleğin bilimsel gerçeklerinin ekonomik değerlere kolaylıkla yenildiği mesleki ve etik bir erozyon dönemi yaşadıklarından, bu koşullarda mesleğin, meslek insanının ve meslek bilgisinin değerini ve itibarını geri kazanmak zorunda olduklarından, bu nedenle yönetime aday olduklarından bahsetti.