Turizm sektörü verilerine göre; 2015 yılında başlayan düşüş, 2016 yılında pek çok faktörün de bir araya gelmesiyle, radikal bir şekilde düşmüş.
Aynı yıllarda; kayıtlı yatak sayısı ve turizm yatırımları ise artmaya devam etmiş. Artış oranı %13. Bu durum da ister istemez sektörde genel giderleri, işletme giderlerini çıkarabilmek için fiyat kırılması, sonucunu getirmiş, durumda.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, “Turizm sektörü çok büyük yara aldı. Otellerde fiyatlar yüzde 50 düştü, doluluk oranları yüzde 30. Acilen Türkiye’nin turizmde agresif bir tanıtıma ihtiyacı var. Turizmin yaralarını sarması 4 yıl alır. Yeni otel yatırımlarına da dur denmeli” dedi.
Bakanlık ve sektör kuruluşları bu durumu önleyebilmek, 2017 yılında artış sağlayabilmek için çaba içerisindeler.
Belli bir yatırım sistematiği taşıyan fizibilitelere dayanmadan yapılan turizm yatırımları bu dönemden, çok daha fazla etkileniyorlar. Bu tesislerin pazarda tutunma konusunda ısrarcılıkları da sektörde fiyat / kalite / sermaye döngüsünde tüm sektöre, zarar veriyor.
Turizm tesisleri yatırımlarını teşvik kapsamında; Turizm, Hizmet lejantlı parsellere yüksek imar imkanları tanındı. Fakat bu belirli bir master plan dahilinde yapılmadı.
Ayrıca parsel bazında plan tadillerinde Turim, Hizmet lejandı taleplerinde 3.00 Emsal ve üstü emsal hakları sağlanması konusunda da müsamaha gösterildi. Emsal harici alanların (bodrum katlar) balo salonu, restaurant, toplantı odaları, destek birimler olarak kullanılmasına imkan sağlayan plan notları da, bu yatırımların yapılmasını teşvik etti.
Kontrolsüz otel hatırımları dönemi yaşandı.
Bu arada ev paylaşım ve günübirlik konaklama sektörünün de istatistiklere dahil olacak oranlara gelmesi de konaklama sayılarını, baskıladı.
Turist sayısındaki majör düşüş de sektörün bu risklerinin yönetilmezliğini, ortaya çıkarttı.
Sektörün haksız rekabete uğramadan bu krizi daha kısa sürede atlatabilmesi;
Turist sayısında bir önceki yıla göre %192 artışı ortalama harcama oranını da yükselterek sağlaması gerekiyor.
Konjöktör buna hiç de müsait değil.
O halde; Fonksiyon Değişikliği Kaçınılmaz Olan Otellerin residence, hastane, yurt şeklinde fonksiyon değişikliklerinin teşvik edilmesi, gerekiyor.
Bu teşvikler neticesinde pazardan çıkış sektörel sermaye kaybını, önleyecektir, devamlılığı gerekir tesisler üzerindeki baskıyı da azaltacaktır.
Bir de tabi imar planlarında Turizm, Hizmet lejantlı veya parsel bazında plan tadilleri ile bu fonksiyon verilmiş, proje, ruhsat aşamasında olan yüzlerce yatırım bulunmakta… Bunların da fonksiyon değişikliklerine daha bu aşamada teşvik edilmesi gerekmektedir.
Turizm master planı ile entegre “imar planlaması” yapılmasını ve yatırım teşvik belgesi öncesi kapsamlı fizibilite şartının getirilmesi de sektörel kriz testlerine hazırlıklı bir sektörel devamlılığı, sağlayacaktır.
Cari açığın önlenmesinde hayati öneme sahip ve Avrupa’nın en genç / model tesislerine sahip turizm sektörümüze, göz bebeğimiz gibi bakmalıyız.