Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED) Başkanı Yusuf Atik, "Türk asansör sektörü montaj, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi ve bakım hizmetleri genelinde yaklaşık 500 milyon dolar seviyelerinde bir ciroya sahiptir." dedi.
Atik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kayıtlarına göre Türkiye'deki asansör montaj ve imalat alanında faaliyet gösteren firma sayısının 2 binin üzerinde olduğunu söyledi.
Türk asansör sektörünün yerine getirdiği işlev ve ülkede artan konut ihtiyacıyla birlikte, inşaat sektörünün ulaştığı teknoloji ve ilerleme paralelinde ülke sanayisi ve ekonomisi açısından önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Atik, Türkiye'de imalat, montaj ile bakım ve onarım olmak üzere üç ana kolda faaliyet gösteren sektörün kabin, makine-motor grubu dahil birçok aksam ve bileşenlerin tamamını yerli olarak üretilebildiğini kaydetti.
"Türk asansör sektörü montaj, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi ve bakım hizmetleri genelinde yaklaşık 500 milyon dolar seviyelerinde bir ciroya sahiptir." diyen Atik, "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verileri ve sektörle ilgili yapılan diğer araştırma ve çalışmalar dikkate alındığında ülkemizde 700 bin civarında asansör olduğu düşünülmektedir. Federasyonumuzun üye dernekleri nezdinde yaptığı değerlendirmelerde 2016 yılı itibarıyla ülke genelinde 55-60 bin civarında komple asansör imalatı ve montajı gerçekleştirilmiştir." ifadelerini kullandı.
"Sektöre gerekli destekler sağlanmalı"
Atik, ülkede gün geçtikçe artan konut ihtiyacı ve kentsel dönüşüm projeleri göz önünde bulundurulduğunda binaların vazgeçilmez unsuru olan asansörlerle ilgili olarak, sektörün de bu paralelde hızlı bir şekilde ilerleyeceğinin ve stratejik bir konuma geleceğinin muhakkak olduğunu vurguladı.
Türk asansör sektörünün hem asansör hem de aksam imalatında kalite ve güvenlik esaslarını ön planda tutacak yeni tasarımlar geliştirmesi gerektiğine işaret eden Atik, "Bu amaçla sektördeki Ar-Ge faaliyetleri desteklenmelidir. Dünya pazarlarında rekabet edebilecek marka ve markalar yaratılması konusunda ilgili bakanlık ve kuruluşlar tarafından gerekli destekler sağlanmalı, firmalar olarak da bu konuda gerekli çaba ve gayret gösterilmelidir." değerlendirmesini yaptı.
Atik, 6 Eylül 2011 tarih ve 28046 sayılı Başbakanlık Genelgesi ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun "Şartnameler" başlıklı 12. maddesine rağmen bazı idareler tarafından yapılan ihalelerde hala ithal ürünlerin tarif edildiğini ve böylece yerli üreticilerin ihaleye katılımlarının engellendiğini savunarak, şunları kaydetti:
"Biz federasyon olarak üyelerimizden ihalelerle ilgili bu tür şikayetler aldığımız veya benzeri tespitlerde bulunduğumuz takdirde ivedilikle ilgili Bakanlık veya kurum ve kuruluşlar nezdinde söz konusu ihalenin iptali konusunda gerekli girişimlerde bulunuyor ya da hukuki yollara başvuruyoruz. Ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşlarının asansör ihtiyacı ile diğer tüm asansör ve aksamı ihtiyaçlarının yerli üreticilerden temin edilmesi asansör sektörünün gelişmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Sektörün pazar payının artması ile kapasite kullanım oranı yükselecek, teknolojik gelişme için gerekli yatırımlar yapılacak, uluslararası piyasalarda rekabet gücü artacak, ülke ekonomisi açısından sektörün katma değeri artacak, işsizlik sorununun çözümünde olumlu katkılar sağlayacaktır."