Sektör temsilcilerinin oluşturduğu Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF), sanayi faaliyetlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk misyonuyla farklı projelere imza atmayı sürdürüyor. Bu kapsamda YÜF her yıl farklı üniversitelerle iş birliği yaparak düzenlediği “Beton ve Beton Bileşenleri Semineri” ile gençlerle sektör uzmanlarını bir araya getirerek deneyimlerini paylaşmalarına imkân tanıyor.
Bu senenin üçüncü Beton ve Beton Bileşenleri Semineri, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü iş birliği ile 11 Ağustos Salı günü yaz stajı kapsamında düzenlendi. Etkinlik, Covid-19 önlemleri kapsamında dijital ortamda gerçekleşti. Seminerde inşaat mühendisi adayı gençler sektördeki en son teknolojileri, sektör analizlerini, rakamsal verileri, üretim süreçlerini, dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamaları konunun uzmanlarından dinledi.
Seminer, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde düzenlenirken moderatörlüğünü de ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Yaman üstlendi.
Etkinlik sırasında öğrenciler, konunun uzmanlarına sunumları ile ilgili soru sorma fırsatı yakaladılar.
ETKİNLİKTEN NOTLAR:
ODTÜ İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Yaman moderatörlüğünde düzenlenen webinarda YÜF üyeleri AGÜB, KÜB, KİSAD, TÇMB, THBB ve TPB adına uzman konuşmacılar yer aldı. Seminerde yapılarda kullanılan beton ve beton bileşenleri ile harçlarda ve zemin iyileştirmede kullanılan kireç malzemesi teknik yönleriyle ele alınırken, çimento ve betonun binalar dışında da geniş bir kullanıma sahip olduğu vurgulandı.
TÇMB teknik danışmanı ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Yaman, “Çimento ve Beton Teknolojisindeki Gelişmeler” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Yaman, sunumunda “İnorganik yapısıyla beton uzun ömürlü bir yapı malzemesi olup güvenirliği tarihsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle uzun ömür istenen yol üstyapılarında gelişmiş ülkelerce tercih edilmektedir” dedi.
“Hazır Beton Üretimi- Beton Uygulamaları” başlıklı seminerin ikinci sunumunda Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) adına Yüksek İnşaat Mühendisi Cenk Kılınç, ülkemizin büyük bölümü deprem kuşağında yer almasıyla, sıkça karşılaşılan afetlerde büyük can ve mal kaybı yaşandığını, bu nedenle yapı güvenliği açısından betonun kalitesinin vazgeçilmez bir unsur olarak ön plana çıktığını ifade etti. Kılınç, “Türkiye beton üretimi açısından Avrupa’da 1. sırada dünyada ise 3. sırada yer almaktadır.Türkiye Hazır Beton Birliği ülke genelinde hazır beton kullanımının yaygınlaşmasının yanında uzun ömürlü yapıların inşasını sağlamaktadır. Son yıllarda C30/37 ve C35/45 beton sınıfları ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır. Beton kalitesinin yükselmesi halkımızın güvenli yapılarda yaşama imkânı bulması bizleri memnun etmektedir” açıklamasında bulundu.
Agrega Üreticileri Birliği Genel Sekreteri Çağlar Tanın ise “Yaşanabilir Kentlerin Ana Hammaddesi: Agregalar” başlıklı sunumunda agreganın kum, çakıl ve kırmataş gibi malzemelerin genel adı olduğunu belirterek “Beton içinde hacimsel olarak %60-75, asfalt içinde ise % 95 civarında yer alan agrega, inşaat sektörü için vazgeçilmez bir yapı hammaddesidir. 2018 yılında ülke genelinde yapılan yaklaşık 940 milyon ton toplam maden üretimi içerisinde agrega madenciliği yaklaşık 400 milyon ton ile en fazla üretimin yapıldığı sektör olmuştur. Diğer taraftan agrega sektörü yaklaşık 25.000 kişi ile madencilik sektörü içinde istihdamın en fazla desteklendiği sektör konumundadır” şeklinde konuştu.
Türkiye Prefabrik Birliği’nden İnşaat Mühendisi Alper Uçar “Beton Prefabrikasyon” başlıklı sunumunda, neler yapılabileceğini anlattıktan sonra beton prefabrikasyonun avantajlarına değindi. Dünyada ve Türkiye’de kullanılan genel yapı sistemlerini kısaca anlattı. Sistemin Covid19 pandemi sonrası nasıl fark yaratacağını vurguladı. Alper Uçar son olarak “hayata bakın, hayatın her noktasında beton prefabrikasyonu göreceksiniz” dedi.
Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) adına Okan Özçelik ve Serhat Sarıkaya, “Beton Bileşenleri ve Fiberler” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Özçelik, “Beton katkıları tarih boyunca insanlığın yaptığı birçok yapının içerisinde yapının performansını artırmak adına kullanılmıştır. Günümüzde de beton katkıları yaygın bir şekilde her türlü bina yapısında beton performansını geliştirmek için kullanılmaktadır. Özellikle ikonik yapılardan, beton yollara kadar birçok yapının betonunun uzun ömürlü ve güçlü olmasına yardımcı olmaktadır. Ülkemizde TS EN 934-2 standardına uygun üretilen kimyasal katkılar ile deprem dayanıklı, uzun ömürlü ve sürdürülebilir yapıların elde edilmesi ve kullanılması yaygınlaşacaktır” dedi.
Serhat Sarıkaya, "KÜB olarak inşaat ekonomisine büyük faydası olan beton ve harç katkıları ve sentetik fiber donatıların üretiminin evrensel kalite ölçülerine, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılmasına destek olmak, kaliteden ve etik değerlerden ödün vermeksizin, sektörün dinamik ve verimli bir şekilde gelişmesi için faaliyet göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Kireç Sanayicileri Derneği (KİSAD) Genel Sekreteri Coşkun Gönültaş sunumunda, “Kireç, insanlık tarihinde inşaat malzemesi olarak uzun zamandır bilinmesine karşın, endüstrideki kullanımının çeşitliliği ve önemi çoğu kişi tarafından halen bilinmiyor. Oysa kirecin üretimi ve kullanım alanları zamanla genişledi ve modern endüstrinin de temel yapı taşlarından biri oldu. 20. yüzyılın başında hızla gelişen kimya ve demir çelik endüstrisi çok büyük miktarlarda kireç kullanılmaya başlandı. Kirecin endüstri, tarım ve çevre sektörlerindeki gittikçe artan kullanımı; kireç üretim yerlerinin yaygınlığı, kullanım yerlerine yakınlığı, üretim teknolojisinin geliştirilmesi ve bu sayede fiyatının aynı işi yapabilecek diğer kimyasallara oranla oldukça ucuz olmasının bir sonucu olarak gerçekleşti” diye konuştu. Gönültaş, açıklamasının devamında “Bu konudaki en iyi örnek zemin stabilizasyonudur: İnşaat faaliyetlerinde taban zeminindeki zayıflık hem binalar için hem de yol çalışmaları için birçok problem yaratmaktadır. Bu tür zeminlerde ve uygulamalarda zemin kireç ile iyileştirilerek sağlam ekonomik bir taban zemini oluşturulabilmektedir. Zemin genellikle kuru ağırlığının %3-5 aralığında kireç ile iyileştirilerek klasik yönteme göre birçok işlem yapmaktan kurtulmuş olunur” dedi.