Kahramanmaraş'ta meydana gelen deprem felaketinden aylar sonra yaşanan artçı sarsıntılar, vatandaşların en büyük korkularından biri olmaya devam ediyor.
Marmara Denizi'nde yaşanan son depremi değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise konuyla ilgili olarak, “Marmara'da dün olan deprem bizim beklediğimiz Kuzey Anadolu Fayının(KAF) kuzey kolu üzerinde değil. Aksine KAF fayının güney kolu üzerinde oldu. İstanbul'da en az 7.2, maksimum 7.6 büyüklükte deprem bekliyoruz. Bunları Kumburgaz Fayı veya Adalar Fayı üzerinde olabilir. İstanbul henüz tam olarak depreme hazır değil." ifadelerini kullandı.
Deprem riskinin büyüklüğü ise politika yapıcıları yeni düzenlemelere yöneltmişti. Buna göre Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilmişti.
Ancak yeni düzenleme pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Pınar Giritlioğlu, Kentsel Dönüşüm Yasası’na ilişkin yaptığı açıklamada, “Bakanlık oturduğunuz semti gözüne kestirirse rezerv alanı ilan edecek. Çünkü rezerv alanının tanımı bilimsel kriterler ile doldurulmadı” dedi.
Semt sakinlerinin yerinden edilmesi riskine de vurgu yapan Giritlioğlu, “Semt sakinlerinin boşalttığı alanlar daha üst sınıflara belki de yabancılara pazarlanacak. Orta sınıf ve dar gelirli yurttaşlar mülksüzleşme tehlikesi altında yaşayacak, belki kent merkezinde yaşayamayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.
“Yasa, hak gaspı için kullanılabilir”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin konut üreten iştiraki KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt ise uygulamadaki tehlikelere dikkat çekerek “iyi niyet” vurgusu yaptı ve şunları kaydetti:
“Eleştirilen çok nokta var. Yerel yönetimlerin elinden yetkileri almak, hak gaspı için kullanılabilir. Bu da yanlış olur” dedi.
“Sınırsız yetkilerle donatılmış”
Meclis’te CHP Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili Gülcan Kış ise yasada “afet” tanımının yapılmadığını belirterek, “Sadece riskli yapı, riskli alan ve rezerv alan kullanımlarından bahsedilmiş. Bu durum rantsal dönüşüm olduğu görüşlerimizi haklı çıkarmaktadır. Bu teklifte her şeyden önce sınırsız yetkilerle donatılmış Kentsel Dönüşüm Başkanlığını görüyoruz” diye konuştu.
Yeni yasa ile birlikte neler değişecek?
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı artık mevcutta bina bulunan alanları da rezerv alan ilan edebilecek. Önceden yalnızca boş alanlar rezerv alan ilan edilebiliyordu. Buna göre yeni düzenlemede artık mevcut binalar maliklere sorulmadan rezerv alan kapsamına alınabilecek.
- Rezerv alan ilan edilen yerdeki konutlar mahkeme süreci dahil 90 gün içinde boşaltılacak. Kanun kapsamındaki yapıların tahliyesinin engellenmesi durumunda; mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izne istinaden yeterli kolluk kuvveti marifetiyle tahliye yapılacak.
- Rezerv alana alınan yerlerdeki konut sahiplerine bakanlık başka bir yerden konut verebilecek. Örneğin Kadıköy'de mevcut bir binanın olduğu alan rezerv alan ilan edilip bina 90 gün içinde yıkılabilecek. Konut sahibine ise duruma göre ya aynı yerden ya da başka bir ilçeden, mesela Sultanbeyli'den konut verilebilecek.
- Rezerv alanlardaki imar planı, parselasyon, ruhsat ve iskan aşamalarında bakanlık yetkili olacak, belediyeler by-pass edilecek.
- Kabul edilen kanuna göre kentsel dönüşümlerde, yapı ruhsatı alınması da dahil olmak üzere tüm iş ve işlemler, hisseleri oranında maliklerin salt çoğunluğu ile aldığı karara istinaden yapılabilecek. Bu salt çoğunluk kararı eski sistemde 3’te 2’nin kabülünü gerektiriyordu.