Yüksek Faizlerle Üretim Yapmak Çok Maliyetli!

Niyazi Gültekin

Faiz ve üretim her zaman ters orantılı ekonomik değerlerlerdir. Faizler düştükçe üretim artar,  faizler yükseldikçe üretim azalır.

1980-2000 yılları arası dönemi bir hatırlayalım...

Faiz oranlarının çok yüksek olduğu o dönemde insanlar, yatırım yapıp üretmek yerine parasını faize yatırıp daha çok kar etmeyi tercih ediyordu. Faiz gelirleri, işletme gelirlerinden çok daha yüksekti.

Herkes parasını faize yatırınca fabrika açacak, üretim yapacak, istihdam sağlayacak kimse kalmadı.

Üretim olmayınca enflasyon yükselir, işsizlik artar, kur farkı ve dış ticaret açığı büyür, ülke fakirleşir…

Son birkaç aydır dövizdeki ve faiz oranlarında aşırı artış ile bu etkiyi çok net bir şekilde hissetmeye başladık.

Enflasyon bu ay yüzde 2.30 artarak yüzde 17.90 oldu. Market veya manava uğradığınızda aslında enflasyonun bu rakamın çok daha üstünde olduğunu görürsünüz.

Faiz oranlarının bir an önce düşürülmesi ve üretimin teşviklerle artırılması gerekiyor.

Üretim devletin bir politikası haline gelmeli.

***

Yaşanan krizden en çok etkilenen sektörlerin başında inşaat geliyor. Konut kredisi faiz ortalaması 2.50’ye ulaştı neredeyse.

Konut satışlarının yüzde 70’inin ipotekli olarak satıldığını ve bu faiz oranları ile kimsenin kredi kullanıp konut almayacağını düşünürsek satışlar en iyi ihtimalle yarı yarıya düşer. Nakit parası olan yatırımcının da kısa vadede daha çok kazanç sağlamak için faize yatıracağını veya döviz alacağını hesap edersek elde sadece oturmak için ev alacaklar kalıyor. Bu da konut arzını tüketmek için yeterli bir pazar değil.

Müteahhitler bu krizi atlatmak için farklı alternatifler geliştirmeye başladı. Kimi kar oranını büyük oranda düşürerek maliyetine satıyor, kimi kendi bünyesinde düşük faizli veya faizsiz vadelendirme yoluna gidiyor.

Ancak bu müteahhitin altından kalkamayacağı kadar büyük bir yük.

Eğer müteahhit projeden kar etmezse yeni projeler başlayamaz. İnşaatta süreklilik olmaz. 2 milyondan fazla kişiye istihdam sağlayan, 200’den fazla sektörü doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen inşaat sektöründeki bir duraksama Türkiye ekonomisinde de ciddi bir gerilemeye neden olur.

Hükümetin, Ziraat bankası ve diğer kamu bankalarının öncülüğünde konut kredisi faiz oranlarının düşürmesi gerekiyor.

***

Faiz ve döviz ile mücadelenin en etkili ve kalıcı yolu üreticiyi desteklemektir.

Tarım, hayvancılık, sanayi hammaddesi ve yenilebilir enerji bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biriyiz. Bu potansiyeli değerlendirmeli, bilim ve teknoloji odaklı bir eğitim sistemi kurarak kendi sanayimizi işleyecek teknolojik altyapıyı oluşturmalıyız.

Her şeyi dışarıdan alan bir ülke değil her şeyi üretebilen bir ülke olmalıyız.