Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri, imara uygun olmayan binalar için denetimlerini artırdı. Sıklıkla yapılan denetimlerden sonra yapı kayıt belgesiyle ilgili mağduriyet yaşayanların sayısında da rekor artış görüldü. İmar barışından yararlanmak isteyen vatandaşların yapı kayıt belgeleri mevzuata uygun olmaması sebebiyle iptal edildi.
Evlerinin yıkımlarını engellemek için aylardır seslerini yetkililere duyurmaya çalışan fakat yetkililerden cevap alamayan vatandaşlar çareyi imza toplamakta buldu.
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı'na mağduriyetlerini anlatan bir yazı yazan imar barışı mağdurları imza sayısını artırarak seslerini yetkililere duyurmak istiyor.
İmar barışı mağdurları komisyon talebi için 7 binden fazla imza atıldığını söyledi. Yapılan tüm başvuruların kabul edilerek, evlerinin, yazlıklarının, iş yerlerinin yıkılmamasını talep eden mağdurlar imar barışının uzatılması nedeniyle de mağdur olduklarını sözlerine ekledi.
İmar barışı mağdurları tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Bizler 2018 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan “İmar Affı” ve kamuoyunda da “İmar Barışı” olarak bilinen yasanın mağduru aileleriz. Bu düzenlemeden yararlanmak isteyen vatandaşlar gibi biz de resmi kanallardan başvuru yapmış, onay mesajı almış, bildirilen ödemeyi yapıp “YAPI KAYIT BELGESİ” almış ancak haksız ve yanlış uygulamalar sonucu Yapı Kayıt belgeleri iptal edilmiş kişileriz. Bu iptaller sonucunda bizlere çeşitli cezai işlemler uygulanmış, davalar açılmış ve evleri hakkında yıkım kararı verilmiştir. Yapı Kayıt İptallerinden ötürü yaşanan mağduriyetlerin bazıları; Yapının başlama ve bitiş tarihi, kontrol mekanizmasının olmaması, uydu sistemi dışında bir dayanak ve belgenin olmayışı, çoğu bölgede Google sokak görüntülerinin alınamaması ve sadece üsten görüntünün alınabilmesi yüzünden çoğu yapı olsa da yokmuş muamelesi gösterilmiştir iptallerde de eşitlik ilkesi uygulanamamıştır. Yasadan yararlanan ve özellikle kırsal kesimde yaşayan arkadaşlarımızın çoğu yaşça çok yaşlı ve konuyu kavrayamayacak statüdedir. Elektronik ortama, sosyal medyaya bile aşina olmayan 70-80 yaşında insanların başvuru yapamaması yüzünden büyük çoğunluğu başvuru sahipleri tarafından değil, genelde emlakçı, eşi dostu ya da inşaat ile ilgili mühendislik mimarlık büroları çalışanları tarafından küçük bir ücret karşılığı doldurulmuştur. Bu da yanlışlara sebep olmuştur. Yasada milat gösterilen 31-12-2017 ibaresi ile Bakanlığımızın imar barışı tanıtım filmlerinde tarih vurgusu yapılmamış olması, başvuru ve ödeme tarihlerinin de birkaç defa uzatılması karıştırılarak, yanlış anlaşılmalara ve mağduriyetlerin çoğalmasına neden olmuştur. 2017’den önce kabası bitmiş, kapı ve pencere değişikliği yapan kişilerin bile aldığı belgeler iptal edilmiştir. Yasa kamuda da tam anlaşılamamış, vatandaşımız yaşadığı bölgelerdeki kamu personellerine bu konuyla ilgili başvurduklarında; Peygamber Efendimizin ‘‘kolaylaştırın zorlaştırmayın’ ’anlayışının aksine belediyelerden ve kamu personeli tarafından ne yazık ki yanlış bilgi verilmiştir. Hatta bazı arkadaşlarımıza “siz imar barışına başvurdukça belediyenin geliri düşüyor “ve benzeri cümlelerle karşılık verilmiştir. Bu uygulamaların vatandaşla devletimizi karşı karşıya bırakmak için yapıldığı inancındayız. Mağdurlarımız arasında 1970 li 1980 li yıllardan elektrik ve su aboneliği olan kişilerin bile ufak bir tadilat sebebi ile yapı kayıt belgeleri iptal edilmiş ceza ve yıkım kararları alınmıştır. Maddi imkansızlıklardan başvuru yapmış ama ödemesini yapamayanlar yada başvuramayanlar bu haktan mahrum kalmıştır. Arkadaşlarımızın çoğu maddi açıdan çok zor şartlar altındadır. Birçok vatandaşlarımızın taksitleri hala bitmemişken, kesilen ceza ve mahkeme masraflarını ödeyecek imkanı olmadığı gibi, yuvaların yıkılması durumunda da bir daha bir ev yapma imkanı yoktur. Tek istediğimiz köyümüze, tarlamıza ya da kendi sahip olduğumuz arsa ve araziye ailemizi barındıracak başımızı sokacak bir yuva yapmaktı. Konuyla ilgili birçok haklı örnek ve ispat edilebilecek birçok veri olmasına rağmen karşımızda muhatap bulamamaktayız. Tek dileğimiz haklı davamızda TBMM’de bir ARAŞTIRMA KOMİSYONUNUN kurularak bizlerin dinlenmesidir. Konuyla ilgili birçok evrak delil ve haklı olduğumuzu ispat edecek belge ve evrakların bu komisyonda değerlendirilerek, sonradan yapılacak bir uygulama ile ALLAH RIZASI için mağduriyetimizin giderilmesini ve kazanılmış haklarımızın geri verilmesini diliyoruz.