Tek Başına Tüm Ülkenin Boya İhtiyacını Karşılayabiliyor

Tek Başına Tüm Ülkenin Boya İhtiyacını Karşılayabiliyor

Polisan Kansai Boya Genel Müdürü Cemal Drahor, “Türkiye’de yıllık boya tüketiminin 600 bin ton olduğunu düşünürsek Polisan, üç vardiyada neredeyse tek başına Türkiye’nin bütün ihtiyacını karşılayabilecek bir seviyeye geldi” dedi.

A+A-

100 yıllık bir aile şirketi olan Polisan Holding, 1985 yılında boya sektörüne girdi. Kısa sürede Türkiye’nin en önemli markalardan biri haline gelmeyi başaran Polisan, 2016 yılında dünyanın en büyük boya şirketlerinden biri olan Kansai ile birleşti. Üretiminin yüzde 90’ı inşaat boyalarından oluşan Polisan Kansai Boya, yıllık 180 bin ton dizayn kapasitesine sahip.

Home Cosmetics Polisan’ı ileriye taşıdı

2008 yılında oldukça yaratıcı bir şekilde hayata geçirilen “Home Cosmetics” mottosunun Polisan’a büyük bir ivme kazandırdığını belirten Polisan Kansai Boya Genel Müdürü Cemal Drahor, “Home Cosmetics en çok önem verdiğimiz kavramlardan biri. Çok fazla şey içeriyor. Boyayı sadece bir kaplama malzemesi olarak değil bütünsellik içeren bir öge olarak düşünüyoruz. Boya tek başına sadece bir renk değildir. Birçok şeyle etkileşim içerisindedir. Cosmetics (kozmetik)  sadece makyaj olarak algılanıyor olabilir ama bizim düşündüğümüz makyajdan çok daha ötesi. Boyanın rengini seçerken onunla birlikte mobilyayı, perdeyi ve diğer eşyaları tasarlamaya başlıyorsunuz. İşte o zaman tek başına boya olarak değil kozmetik olarak bakıyorsunuz. Evi ve dünyayı güzelleştirmekte kadının çok büyük bir rolü var. Kadınların daha çok karar verici olması ‘Home cosmetics’in çok doğru bir yaklaşım olduğunu ve trendin buraya gittiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

cemal-drahor.jpg

Z kuşağı çok daha bilinçli

Boya sektöründeki gelişimi anlatan Drahor sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünyada boya sektörünün son 10 yılda geliştiği alanlar; sürdürülebilirlik, etik değerler, çevre ve toplumsal farkındalık, kullandığınız boyanın performansı ve maliyeti. Z kuşağı çok daha bilinçli. Ürünün teknik özelliklerine oldukça hakim. Boyanın doğaya olan etkilerine son derece dikkat ediyor. İç mekan hava kalitesini öncelikleyen bir sürü ürün çıktı. Olayı bu geniş bağlamda düşündüğümüzde boya, tek başına yüzeyi kaplayan bir şey değil.  Bundan çok daha öte fonksiyonları oluşmaya başladı. Boyanın uygulama kolaylığı, bir litre boya ile boyanabilen / kaplanabilen alan gibi ciddi kriterler var.

Boyalar artık çok fonksiyonlu

Üretim tesisi ve ürünlerin performansı hakkında kısaca bilgi veren Drahor, şunları söyledi: “Gebkim tesisimizle yaklaşık olarak 50 milyon Euro yatırım yaparak üç vardiyada 540 bin ton dizayn kapasitene ulaştık. Fabrikamızın full otomasyon olmasından dolayı verimliliğimiz çok yüksek. Türkiye’de yıllık boya tüketiminin 600 bin ton olduğunu düşünürsek Polisan, üç vardiyada neredeyse tek başına Türkiye’nin bütün ihtiyacını karşılayabilecek bir seviyeye geldi. Boyaların çok fonksiyonlu olmasını önemsiyoruz.  Geçmişte boya sadece renk olarak kullanırken bugün Elegans ürünümüz 6 farklı fonksiyonu içerisinde bulunduruyor. Örneğin kokusuz, antibakteriyel, ekstra örtücü ve kolay silinebilir olmak  gibi birçok özelliği aynı anda sağlamanız lazım.”

polisan.jpg

Kaliteli boya seçilmeli

Tüketicinin dayanım süreleri daha uzun olan kaliteli boyaları seçmesi gerektiğini belirten Drahor, “Tüketici dış cephe boya işinde UV dayanım değeri daha yüksek, kolay kolay solmayan boya yerine daha ucuz boya da tercih edebiliyor. Ancak daha sonra bu binayı yeniden boyamak zorunda kalıyor. Yeniden kurulan iskeleleri, harcanan zamanı ve enerjiyi, işçilik maliyetini düşünürseniz en başından kaliteli olan boyanın tercih edilmesi gerekiyor. Bu konuda bilinç her geçen gün artıyor” dedi.

İnovatif ürünler

“İnovasyon ve Ar-Ge en güçlü olduğumuz alanlardan biri” diyen Cemal Drahor, çevreyi koruyan ürünler konusunda başından beri çok titiz davrandıklarını dile getirdi. Türkiye pazarında inovasyon anlamında en önde gelen şirket olarak tanınmak istediklerini belirten Drahor, “Pazara her yıl inovatif ürünler getirme gibi bir sorumluluk yükleniyoruz. Bu sorumluluğu bugüne kadar başarıyla yerine getirdik. Bugünden sonra da getirmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilirlik konusunda kendinizi dünyadan soyutlayamazsınız. Dünyadaki bütün regülasyonlara uyum sağlamamız lazım. Yeşil mutabakat hayatımıza girdi. Fosil bazlı hammaddelerin biyo bazlı hammaddelere evrilmesi söz konusu. Bütün bunları göz önünde bulundurduğunuzda dünyadaki sistemle entegre olmanız gerekiyor Sürdürülemez olan süreçlerin sürdürülebilir süreçlere doğru evrildiğini görüyoruz. Türkiye boya sektörünün buna uyum sağlaması lazım. Biz de sürekli olarak sürdürülebilirlik konusunda adım atıyoruz. Stratejilerimize uygun olarak ve gelecek olan regülasyonları da dikkate alarak Ar-Ge’mizi buna uygun bir şekilde yönetiyoruz” diye konuştu.

polisan-boya.jpg

Boya tüketimi sürekli artıyor

Pandemi sürecinin boya sektörüne etkilerini aktaran Drahor, “Pandemi başladığında bir anda eve kapandık. Boyama oranlarının düşeceği ve sektörün gerileyeceği düşünülürken boya kullanımının arttığı gözlemlendi. 2020 yılının ikinci yarısından itibaren dünyada boya tüketiminde bir patlama yaşandı. Hobi boyaları da çok hızlı gelişmeye başladı. 2021 yılında talep devam etti. 2017 yılında 600 bin tonun üzerinde olan boya tüketimi 2018 yılında 410 bin tona düşmüştü. Boya tüketimi 2021 itibariyle 628 bin tonla eski konumuna geldi. Süreçleri çok yakından takip etmemiz gerekiyor. Erken dönemde boya kullanımının bir miktar gerileyeceği beklentisi içerisindeyiz. Boya piyasasına uzun dönemli olarak baktığımızda kullanımın sürekli yukarıya çıktığını görüyoruz” sözlerine yer verdi.

polisan-fabrika.jpg

İhracatta ‘spesifik’ hedefler

Avrupa’da kişi başı boya tüketiminin yüksek olması sebebiyle kıtanın kendileri için çok cazip bir pazar olduğunu belirten Drahor, ihracat hedeflerini şu şekilde anlattı: “İhracatı artırmak için girişimlerimiz var. İngiltere’de yeni bir showroom açtık. Bu ve benzeri girişimleri önümüzdeki dönemde daha çok görebileceğinizi söyleyebilirim. İhracatın toplam satış içerisindeki payını artıracağız. Gittiğimiz ülkelerde tüm ürün gamıyla değil oraya uygun spesifik ürünlerimizle kendimizi göstereceğiz. Trendler gereği her ülkede aynı ürünü satmak mümkün değil. Gittiğimiz pazarının spesifik özelliklerini, trendleri çok iyi biliyor olmamız önemli”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.