
Ticari Gayrimenkulde Bu Yıl Daha Büyük Bir Büyüme Bekleniyor
Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Polat Gülman, 2025 yılından itibaren ticari gayrimenkul sektöründe daha belirgin büyüme beklendiğine dikkat çekti
Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Polat Gülman, gayrimenkul sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomim.com’dan Fatoş Karhasan’ın sorularını yanıtlayan Gülman,
Bu yıl ticari gayrimenkul pazarında belirgin bir büyüme görüleceğini vurguladı. Gülman, “Dünyada toplam gayrimenkul pazarından yüzde 30 ile yüzde 35 arasında pay alan ve 2025 yılında büyüme öngörülen ticari gayrimenkul piyasasının, geleneksel ofis binaları ve alışveriş merkezlerinden uzaklaştığını, buna karşılık yeni dönemin stratejik segmentleri olarak veri merkezleri, lojistik depolar ve öğrenci yurtları ve bakımevleri olarak kullanıma da uygun ‘mikro konutlara’ daha fazla odaklandığını söyleyebiliriz” dedi.
Gülhan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: “Öncelikle sadece ticari gayrimenkulde değil emlak sektörünün tamamında önemli değişim rüzgarlarının estiğini belirmemiz gerek. Değişimi destekleyen beklentilerin başında insan ihtiyaçlarına uygun çözüm talebi geliyor ve teknoloji bu noktada kilit rol üstleniyor. Nitekim sektörde bugün değişime öncülük eden projeler özgün tasarımlarının yanı sıra teknoloji entegrasyonları, çevreye duyarlılıkları, enerjide bilinçli kaynak kullanımlarıyla öne çıkıyorlar.
2025’in emlak sektörü için yenilikçi ve dinamik bir dönem olacağı bekleniyor. Geleneksel ticari gayrimenkulün dışında, lojistik depolar ve veri merkezleri gibi teknoloji odaklı alanların sektördeki büyümeyi destekleyeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda, konut talebi yüksek olsa da, ilk defa envanterde satışa sunulan yeterince hazır konut bulunmuyor. Bu süreçte mikro konut olarak tabir edebileceğimiz yapıda; öğrenci yurtları ve bakım evleri gibi yatırımların da artmasını bekliyoruz.
2025 itibarıyla, lojistik depolar ticari gayrimenkul pazarının %20-25’ini oluşturuyor. Bugün, en büyük depoları kiralayan sektörler arasında e-ticaret, hızlı tüketim malları (FMCG), otomotiv ve ilaç endüstrisi öne çıkıyor.
Amazon ve Alibaba gibi küresel devler, müşteri taleplerini en hızlı şekilde karşılamak için “sipariş üzerine inşa edilen” (built-to-suit) depolara yöneliyor. Bu depolar, yalnızca büyük hacimli ürün saklama alanları değil, aynı zamanda çevre dostu yaklaşımlar ve teknolojik dönüşümle şekillenen akıllı lojistik merkezler olarak tasarlanıyor. Depolarda LEED sertifikalı eko-tasarımlar, karbon ayak izini düşüren yapılar ve yenilenebilir enerji entegrasyonu gibi çevreci unsurlar ön plana çıkıyor.
Amazon ve Alibaba, kiralayacakları veya alacakları deponun çevresel etkilerini titizlikle göz önünde bulunduran bir yaklaşıma öncülük ediyorlar. Örneğin arsaların çevreyi kirletip kirletmediğini ve yer altı suyu kirliliğine karşı alınan önlemleri sıkı sıkıya değerlendiriyorlar. Kullanılan araçlar ise depo içinde, maksimum seviyede elektrikli sistemlerle çalışıyor.
Türkiye’de de benzer bir eğilim gözleniyor; firmalar, belirli ihtiyaçlara göre özel tasarlanmış lojistik merkezlerine yatırım yapıyor. Bu merkezler, şehir çevresinde olduğu gibi şehir merkezinde de yer alabiliyor; şehir merkezlerine yakınlaştıkça depo sahası 100.000 m²’den 5.000 m²’ye kadar küçülüyor. Ancak buradaki en büyük avantaj, lojistik verimliliğin artması oluyor zira ‘aynı gün teslimat’ hedefi sektördeki önemini koruyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.