Unutuyoruz, ölüyoruz!
1939 Erzincan... 1971 Bingöl... 1975 Diyarbakır... 1976 Van... 1983 Erzurum... 1992 Erzincan... 1999 Marmara...2011 Van...2020 Elazığ...2020 İzmir...2023 Kahramanmaraş...
Tarihimiz ders almadığımız depremlerle dolu. Öldüğümüz, ölmeye devam ettiğimiz depremlerle dolu. Her deprem sonrasında önlem almayı konuştuğumuz, biraz zaman geçtikten sonra unutup riskli ve konforlu alanlarımızda yaşamaya devam ettiğimiz için öldüğümüz depremlerle dolu.
Sağlam zemine sahip yamaç alanlarımız var ancak konforumuzdan ödün verip gitmiyoruz. Sağlam olmayan zeminde sağlam yapı yapacak mühendislik bilgimiz var ancak metrekarelerimizden ödün verip binalarımızı yenilemiyoruz.
Şehirlerimiz acil kapısında bekleyen ağır yaralı hasta gibi.
Nasıl ki acile getirilen bir hastaya hiç beklemeden müdahale etmemiz gerekiyorsa, ciddi bir risk taşıyan eski yapılarımızı aynı aciliyetle dönüştürmemiz lazım.
Konforlu zeminlerden vazgeçip güvenli zeminlere yerleşmemiz gerekiyor. Sadece zeminin güvenliğini değil yapının güvenliğini de sağlamamız gerekiyor.
Kahramanmaraş depreminde kaybettiklerimiz için üzülüyoruz ama gelecek olan depremlerde kaybedeceklerimizi kurtarmak için yeterince çaba göstermiyoruz.
Hükümetiyle, yerel yönetimiyle, halkıyla, müteahhitiyle fay hatlarına karşı topyekûn bir savaş içerisinde olmalıyız.
Bir yandan kaybettiklerimizin yasını tutarken, bir yandan da şehirleri acil bir şekilde dönüştürerek, sağlam yapılar inşa ederek hayatları emniyete almalıyız...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.