Yapıyorum, Satıyorum Diyen Markalar Piyasadan Silinecek!

Yapıyorum, Satıyorum Diyen Markalar Piyasadan Silinecek!

Çok kolay marka değiştirebilen Z kuşağının yüzde 74’ü markaya bağımlı değil. Bilinçli bir nesil oluştuğunu belirten Dilek Aşan “Geleneksel yöntemi tercih eden, ben yapıyorum ve satıyorum diyen kuruluşlar ayakta duramayacak ve piyasadan silinecek" dedi.

A+A-

Taksim Danışmanlık tarafından düzenlenen SUSZ’20 Sosyal Uygunluk ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde kurumsal sürdürülebilirlik ve kurumsal sorumluluk kavramları hakkında önemli bilgiler paylaşılacak. Firmaları kurumsallaştırmayı ve sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefleyen zirvede inşaat sektöründe faaliyet gösteren kurumsal firmaların yetkilileri de konuşmacı olarak yer alacak.

ZİRVEYE KAYIT OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

20 yılı aşkın süredir kurumsal firmalara danışmanlık hizmeti veren Taksim Danışmanlık yönetim kurulu başkanı Dilek Aşan, ”Firmaları kurumsallaştıran, kurumsal sürdürülebilirliğini sağlayan, ihracata açan, topluma ve doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirebilen bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz” dedi.

DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMIN AZALTILMASI MÜCADELESİ

Zirvede kurumsal sürdürülebilirlik’in ne olduğunu, neden bu kavramın gündemimize girdiğini anlatacaklarını belirten Aşan, “Kurumsal ve bireysel olarak doğal kaynakların tüketimi konusunda bilinç oluşturmayı hedefliyoruz. Doğal kaynakları en çok üretim yapan firmalar kullanıyor. Üretim, taşıma, depolama süreçlerinde doğal kaynaklar tüketiliyor. Biz bu kullanımların azaltılması için bireysel ve kurumsal anlamda neler yapılabileceğini konuşacağız.”

ŞİRKETLERİN KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR MARKA OLMASINI SAĞLIYORUZ

Kurumsal sürdürülebilirlik; firmanın devamlılığının sağlanması, doğaya karşı sorumluluğun yerine getirilmesi, etik ve sosyal adalet bakımından çalışanların güvenli ve iyi şartlarda çalışması gibi tüm detayların düşünülerek bir sistem kurgulamasıdır diyen Aşan, “Bunu sağlayabilen markalar tedarik zincirine de uygulatmak durumunda. Kurumsal sürdürülebilirliği sağlayan ve kurumsal sürdürülebilirlik raporu yayınlayan firmalar Borsa İstanbul’da ön plana çıkıyor. Kurumsal sürdürülebilirlik ile ilgili yönetmelikler ve platformlar var. Bizim asıl yaptığımız iş firmalara bu yönetmeliklere ve standartlara uygun hale getirerek kurumsal sürdürülebilir bir marka olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

Z KUŞAĞI ÇOK KOLAY MARKA DEĞİŞTİRİYOR

Kurumsal bakış açısından bahseden Aşan “Z kuşağı açısından marka değil markanın bakış açısını önemli. Z kuşağı bir markadan kolayca vazgeçip başka bir markaya gidebiliyor. Z kuşağının yüzde 74’ü markaya bağımlı değil. Değişen bir dünya, emeğin ve geleceğin sömürülmemesini istiyor. Kaynakları tüketmeden bize bu şekilde bırakın diyor” sözlerine yer verdi.

YAPIYORUM SATIYORUM DİYEN MARKALAR PİYASADAN SİLİNECEK

Kurumsal sosyal sorumluluk kavramından bahseden Dilek Aşan, “Kurumsal sosyal sorumluluk denildiğinde aklımıza ağaç ekmek, iyilik yapmak, burs vermek gelmemeli. Kurumsal sosyal sorumluluk topluma, çevreye ve ekonomiye karşı sorumlulukları yerine getirmeyi hedefler. İhtiyaç ve beklentileri karşılayan itibarlı ve güvenli bir marka olma zorunluluğu var. Yeni nesil, topluma saygılı markaları tercih ediyor. Topluma saygılı olmayan markayı değiştiririm düşüncesi taşıyor. Böyle bilinçli bir nesil ile karşı karşıyayız. Geleneksel yöntemi tercih eden, ben yapıyorum ve satıyorum diyen kuruluşlar maalesef ayakta duramayacak ve piyasadan silinecekler. Bu yüzden Türkiye’de toplumsal bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Hissedarlar bile artık borsada Kurumsal sürdürülebilirlik raporlarını okuyup buna göre hisse alıyorlar” dedi.

İNŞAAT SEKTÖRÜ DOĞAL KAYNAKLARI EN FAZLA KULLANAN SEKTÖRLERDEN BİRİ

Son olarak inşaat sektöründe kurumsal sürdürülebilirliğin önemine de değinen Dilek Aşan, “Doğal kaynakları en fazla kullanan sektörlerden biri inşaat sektörü. İnşaat sektörünün doğaya büyük bir zarar verdiğini görebiliyoruz. İnşaat şirketlerinin çevreye karşı büyük sorumlulukları var. Kurumsal inşaat şirketlerinin de kurumsal sürdürülebilirlik standartlarını uygulaması gerekiyor.  Kum, çimento, pvc, seramik demir-çelik, ahşap Ahşap vb maddelerle en fazla doğal kaynak tüketimi yapılan sektörlerden biri.  İnşaat sektöründe faaliyet gösteren markalar yüzde 90’lara ulaşan doğal kaynak kullanımını inovasyon ve yenilikçi üretim modelleriyle ile azaltmaya başlamalı. Çevreye zararlı olmayan, daha az enerji harcayan, kendi enerjisini üreten yapılar üretilmeli. Binaların yanlış yapılması ve yıkılarak yeniden yapılması çevre için çok büyük bir zarar. En başından doğru planlamalar yapılmalı. Kurumsal anlamda kendini geliştiren firmalar bu tarz sıkıntılar ile karşılaşmaz. 2-3 yıl içerisinde kurumsal sürdürülebilirlik konusu çok daha önemli bir hale gelecek. İnşaat firmalarının bunun gerisinde kalmaması gerekiyor” sözleriyle konuşmasını noktaladı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum