Yeni bakanın İzmir ile ilk teması hepimizi umutlandırdı.

Çevre ve Şehircilik bakanı olarak ilk kez İzmir’e gelen Murat Kurum ilk ziyaretine kendi partisi yerine muhalefet partisinin belediye başkanı ile başladı.

Murat Kurum’un ilk ziyaretini İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Aziz Kocaoğlu ile yapması sıradan bir olay değil. Nitekim görüşmede verilen mesajlar da hiç sıradan değil.

***

Murat Kurum’un Kocaoğlu ziyaretinde, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir için yol haritası olacak 3 ifade oldu.

“Geçmişi irdelemiyorum”

“İzmir’in beklemeye tahammülü yok”

“İzmir adına çözümleri takip edeceğim”

Yerel ve merkezi hükümet arasındaki bürokratik çatışmalardan en çok İzmir zarar gördü. Çözülemeyen sorunlar, hayata geçirilemeyen yatırımlar, siyasi kavgalar ve inatlaşmalar İzmir’e hep ayak bağı oldu.

Çözüm üretmek yerine geçmişte takılı kalma, birbirini suçlama yarışındaydılar yöneticilerimiz. Bu yüzden de gerektiği kadar yol alamadık yıllarca. Bu açıdan sayın bakanımızın ‘geçmişi irdelemiyorum’ ifadesi çok yerinde ve çok doğru bir ifade.

Eğer bakan da geçmiş üzerinden bir strateji geliştirseydi yine gerektiği kadar yol alamazdık.

İzmir zaten bu bürokratik savaş ve inatlaşma yüzünden yeterince kaybetti.

***

Çevre ve Şehircilik bakanımız yeni süreci iyi yönetecek gibi duruyor. Ne geçmişte takılıyor, ne de yüzeysel bakıyor.

Doğru adımları doğru zamanda atıyor.

İlk adım geçmişin üzerine bir perde atmaktı. İkinci adım kaybedilen zamanı telafi etmek için süreci çok hızlı yürütmek. Bakan ‘İzmir’in beklemeye tahammülü yok’ ifadesiyle sürecin çok hızlı ilerleyeceğinin sözünü veriyor.

Üçüncü ve en önemli süreç ise çözüm odaklı bir çalışma.

Kentin sorunları yıllardan beri herkes tarafından dile getiriyor zaten. İzmir’in ihtiyaçlarını, sorunlarını, taleplerini yerel yönetimler de, merkezi hükümet de, iş dünyası da, akademik çevre de, sokakta simit satan vatandaş da, sabah işe gidip akşam evine dönen işçi de çok iyi biliyor.

Bu yüzden “İzmir’in sorunları” kısmını atlayıp İzmir’in çözümleri kısmına geçmeliyiz.

Sektörden bir isim olan, Emlak Konut genel müdürlüğü yaptığı dönemde İzmir’de birçok iş ortaklığı kuran, İzmir’i bilen çevre şehircilik bakanımız da, İzmir büyükşehir belediye başkanımız da iyi bir başlangıç yaptı.

İnşallah bu iyi başlangıç iyi bir gelişme ve iyi bir sonuçla neticelenir.

***

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Ağır bürokrasinin değil çözüm üretecek insanların ön planda olacağı bir dönem.

Yeni bakanımızın Emlak Konut’u nereden nereye taşıdığını, inşaat sektörünü nasıl şahlandırdığını zaten biliyoruz.

Sektörün tam kalbinden gelen bir isim.

Bu yeni sistemde, yeni bakanımızın ve yerel yöneticilerimizin gayretiyle Yeni İzmir’in önündeki tüm engellerin kaldırılacağını ümit ediyoruz.

Her iki tarafın da siyasi ayrılıkları bir kenara bırakacağını ve İzmir’in asıl sorunlarına yöneleceğine inanıyoruz.